14/intihar

13K 381 29
                                    

ben söz verdiğim gibi bölümleri erkenden yayınlıyorum sizde okuduktan sonra voteleyin ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyin..

iyi okumalar canlarım :)

Deniz Mavisi 14. Bölüm

''bir avukat geldi yalıyı boşaltıcaklarnı söyledi'' aynur ablanın bu sözlüyle hızla ayağa kalktım ve aşağıya indim. bir kaç tane adam kapıda bekliyordu. onlara doğru yaklaşıp ''buyrun'' dedim

''ben Devrim Aksoy'un resmi avukatı soner özkan, yalıyı boşaltmanız gerekiyor. ayrıca devrim bey evdeki tüm eşyaların sizde kalabileceğini de iletmemi istedi '' ah! ne incelik ama eşyaları bize bırakmıştı. ne yapacağımı bilemiyordum. annemlerin ev tuttuklarını sanmıyorum.

''şey.. bir kaç gün idare edemezmisiniz? daha ev bulamadık'' dedim kibar bir şekilde.

''bu imkansız devrim beyin kesin talimatı var'' dedi kesin bir ifadeyle.

''bakın şuanda gerçekten çok zor durumdayız, devrim beye söyleyin sadece 1 gün idare etsin''dedim kısılan sesimle.

''peki ozman bir arayıp konuşayım'' dedi ve biraz uzaklaşıp cebinden bir telefon çıkardı tuşlayıp kulağına götürdü. konuşmayı bitirip yanıma geldi.

''devrim bey sadece bir gün izin verdi. yarın akşama kadar kesinlikle yalının boşaltılmasını emretti'' dedi avukat gülümser bir ifadeyle.

''peki teşekkürler'' dedim sahte gülümsememi takınarak. adamlar ve avukat uzaklaştığıında kapıyı kapattım ve odama doğru yürüdüm pardon unuttum,artık odam değildi. bu evde çok anım vardı, çocukluğum burada geçmişti. şimdi bırakıp gitmek canımı yakıyordu. canım o kadar çok yanıyor ki.

bu acının tarifi yok. berbat bir haldeyim.

ölüm bana uzakken, artık nefesimde hissediyorum. hayatımın hatasını dün gün gece yaptım. ne kadar da iğrenç bir geceydi. bu beden artık bana ait değildi. devrim aksoy yalvarışlarımı dinlemeyip bana acımasızca sahip olmuştu. aptal gibi ona inanarak teklifini kabul etmiştim. aptalım ben. sabahta hiç bir şey olmamış gibi davranmıştı. oturup güzelce kahvaltısını etmişti. ne kadar rahat bir adamdı. peki ben artık nasıl yaşayacağım? ben artık yaşayan bir ölüden farksızım. canım acıyordu. tarifsiz bir şekilde her yanım acıyor. bunu anlatmak imkansız....

en büyük günahları işlemişçesine korkuyor bedenim. korkuyorum. ailemin yüzüne bakamamaktan. nasıl bakacağım onların yüzlerine? ben, ailemi yerle bir eden adamla birlikte olmuştum. kendimi ona vermiştim. hayatımın böyle ilerleğiceğini hiç tahmin etmemiştim. Hayat budur işte hiç aklına gelmeyen Şeyler Başına gelir. Hiç bir şey hissedemiyorum artık. sol tarafım bomboş.Tek hissettiğim üzeri Örtülü bir Parça acı. Ne azalıyor ne çoğalıyor, içimde bir yerlerde beni bitiriyor. Bu muydu dünya? Acılar için mi vardı? Evet dünya tamda bu Yüzden vardı. İğrenç insanların açtığı yaralar için, daha fazla yaşarken Ölmek için. Ben güvenmiştim. Ben onlara güvenmiştim.. En çok acıtan da sevmiş olmam. Bana zarar veren insanları sevdim ben. Kendimi Gökten yere bırakılmış ama birtürlü çakılmamış gibi hissediyorum. Berbat bir duygu.

Tamda bu eksikti.
annem arıyor... açıpta nasıl konuşacağım hiç bir şey olmamış gibi. daha fazla çalmasına dayanamadım ve açtım.

''efendim anneciğim''

''deniz neredesin dün geceden beri?''dedi bağırarak.

''anne beni boşver de bugün avukat geldi yarın akşama kadar yalıyı boşaltmamız gerek.''

Deniz MavisiWhere stories live. Discover now