#Bölüm2

6.8K 290 16
                                    

Son ders zor da olsa bitti ve üç saattir normalden iki kat hızlı atan kalbim, hiç dinmek bilmedi.

Bana bunları yaşatanın sadece Liz olması kendimi garip hissettiriyordu. Son iki yıla kadar hiçbir erkeğe karşı böyle duygular hissetmemiştim. Hatta kendimi kabul ettikten sonra bile bir kadına da böyle şeyler hissetmedim. Bu hislerim sadece Liz'e özeldi ve böyle olmasını çok seviyordum.

Garipti, çünkü sürekli onun etrafında olmak istiyordum ve bu isteğe bir türlü engel olamıyordum. Onu göremediğim her saniye vücudum acımaya başlıyor gibiydi.

Bazı zamanlar, sanki uyuşturucu bağımlısıymışım da, bağımlılığın en son evresindeymişim gibi hissediyorum kendimi. Korkuyordum. Ona hislerimi açıklarsam, beni sonsuza dek terk etmesinden ölesiye korkuyordum.

Yani... bilmiyorum. Ona ne diyebilirim ki?

Hey Liz, iki yıldır sana aşığım. Benim en yakın kız arkadaşımsın. Yani biliyorum ikimiz de kadınız ama sana bunu söylemem gerektiğini düşündüm. Ayrıca bu yıl okuldan mezun olacak olman da beni kahrediyor mu?

Ahhh! Saçımı yolmaya başlayacaktım simdi. Salak salak şeyler düşünmeye başlamıştım yine.

"Mei!"

Ah.. Bu ses..

Saatlerce dinlesem bile Liz'in sesinden asla bıkmazdım. Bana kızdığında dakikalarca ve nefes almadan konuşmasını bile mutlulukla dinliyordum. Tabii -normal olarak- o bunun farkında bile değildi.

Bana yaklaştığında planımızın ne olduğunu soracaktım ki, suratının asık olduğunu fark ettim.

"Hey, ne oldu sana?" diye sordum aceleyle. Yüzünün böyle olması beni endişelendirmişti.

Benim sorumla birlikte sanki mümkünmüş gibi suratı daha da asıldı.

"Mei çok üzgünüm," dedi gözlerini mahçup bir tavırla aşağı indirirken. "Kimya hocası okuldan sonra cezaya kalacağımı söyledi. Kimya laboratuvarını temizlemem gerekiyor. Cidden.. çok üzgünüm."

Tamam, bu biraz kötü olmuştu ama Tanrım! Şu surat ifadesine bir baksana, buna nasıl kızabilirim ki? 

Asılan yüzüne karşı tebessüm ettim ve "Hadi o zaman," dedim. Anlamamış bir ifadeyle yüzüme baktı. "Daha fazla gecikmeden bitirelim şu temizliği."

Bir anda heyecanlanıp "Sen ciddi misin ya!" diye bağırdı ve hızlı bir sarılmayla karşılık verdi bana.

Liz'in sevinç çığlıkları önde yürüyen iki kişinin bize dönmesine sebep olurken utançla elimle yüzümü gizledim ve "Bağırmayı bırak da yürüyelim hadi," dedim.

Ben labaratuvarın olduğu binaya doğru yürürken Liz de bir süre arkamdan sırıtmış, daha sonra da koşup sırtıma atlamış ve yol boyu kendini bana taşıttırmıştı.

Vazgeçmek YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin