Bu Brian'dı

8.6K 517 14
                                    

Büyük bir heyecanla onu izliyordum. Birşey söylemesini bekliyordum. Ama onun yaptığı tek şey bana doğru yavaşça yaklaşmasıydı. Karda çıkardığı ayak sesleri bile oldukça çekiciydi. Ah Kristen! Tekrar saçmalamaya başladın.
Jordan'ın yüzüne tekrar baktığımda nedense yüzünde bir tebessüm vardı. Bunu nedeni neydi bilmiyordum. Ama amaçsızca bende gülmeye başladım.

Kısa bir süre sonra tam karşımda duruyordu. Keskin mavi gözleri beni inceliyordu. Bundan zevk alıyormuş gibiydi.
'Merhaba Kristen' dedi soğuk bir ses tonu ile.
Bende ellerimi önümde birleştirerek;
'Merhaba Jordan.' dedim.
O ise gülerek;
'İsmimi unutmamana sevindim.'dedi.

Ben ise şaşkınlıkla ona bakıyordum. Oldukça güzel yakalamıştı. Gülerek;
'Akılda kalıcı bir ismin var sadece. ' dedim.

O ise gülerek ellerini cebine yerleştirdi. Derin nefes alarak gözlerimle bütünleştirdi ve;
' Yürümeye ne dersin? ' dedi.
Ben ise 'Olur' dercesine kafa salladım.

İçimde birşey vardı. İzlendiğimi hissedebiliyordum. Etrafa baktığımda ise hiçbir şey görmüyordum. Bu olduğu kadar berbat bir durumdu.

Jordan'a doğru döndüğümde ise gülümsüyordu. Neden gülüyordu ki bu? Acaba korkak gibi sürekli etrafıma baktığımdan mı? Lanet olsun Kristen! Kendine gel!

Büyükbabamın evinin tersine doğru ilerlemiştik. Orman gittikçe derinleşiyordu. Ama nedense korkmuyordum. Bunun nedeni neydi bilmiyordum. Jordan ın varlığı mı? Yoksa Brian'ın burada yakınımda olduğu mu?

Nasıl bir paradokstu böyle. Birazdaha ilerledikten sonra eski bir kulübeye yaklaşmıştık. Burası bana çok tanıdık geliyordu. Nefesim gittikçe hızlanmıştı. İstemsizce olduğum yerde durdum ve geri doğru adım atmaya başladım. Kötü şeyler hissediyordum. Bu kulübe bana çok tanıdık geliyordu. Ama bundan emin değildim.

Jordan arkasına dönerek şaşkın gözlerle bana baktı. Ben ise kuşkuyla onu izliyordum. Acaba buraya beni bilerek mi getirdi.

Jordan keskin mavi gözlerini bana dikerek;

'Burada neler oldu bilmiyorum. Ama amacım sana zarar vermek falan değil. Aklında sil bunları. 'dedi.

Ben ise kısa bir şoka girmiştim. Bedenimde hiç bir canlanış yoktu. Bu neydi böyle! Düşüncelerimi nasıl okudu? Ben kiminle başbaşayım. Lanet olsun!

Jordan kulübeye doğru ilerledi. Ve bana dönerek;

'Bu kulübede neler oldu Kristen ?' dedi.

Ben ise derin nefes alarak, tüm olanları anlattım. Anlattıklarım bitene kadar Jordan'ın yüzü bana doğru hiç dönmemişti. Bunun nedeni neydi? Neden oraya hissiz bir şekilde bakıyordu?

Yanına doğru ilerledim. Evet kulübeye birazdaha yaklaşmıştım. Ama bunu yapmalıydım.Kolundan tutarak göz teması kurmaya çalıştım. Ama bedeni kaskatıydı. Onu bu kadar sinirlendiren şey neydi?

Gözleriyle gözlerimi hapsederek;
'Burası benim annemin eviydi. ' dedi.

Şaşırmıştım. Bir kadın burada nasıl kalabilirdi ki?

Jordan tekrar bana dönerek;
' Hiç birşeyden haberin yok değilmi Kristen? ' dedi.

Ben ise Jordan'a daha fazla yaklaştım. Neyden haberim yoktu benim?

' Ne bilmeliyim Jordan? ' dedim.

O ise eve doğru dönük olan bedenini bana doğru çevirdi. Daha fazla yaklaşarak aramızda ki mesafeyi azalttı. Amacı neydi bilmiyordum ama, bedenimin soğuk terler altında kalması hoşuma gitmiyordu.

' Öğrenmek istiyor musun Kristen? dedi.

Soluğunu yüzümde hissediyordum.

Bir adım geri atarak;
'Kim gerçeği bilmek istemez ki?' dedim.

O ise gülümseyerek kafasını salladı. O arada ormandan gelen çıtırtı sesleri Jordan'a yakınlaşmama neden olmuştu. Bu neydi böyle?

Kısa bir süreliğine Jordan'a baktığım da gülüyordu. Neden gülüyordu bu? Ne hissediyordu?

Ona doğru dönerek;
'Kim var burada? 'dedim sinirli bir şekilde.

Jordan şaşkın gözlerle bana döndü. Anlamamıştım şaşırmasının nedeni kızmam mı ya da birinin olduğu hissetmemmiydi?

Kısa bir süre sonra Jorsan kekeleyerek;
' Bilmiyorum. ' dedi.

Ben ise kulübeden aldığım Kötü hisler karşısında büyükbabamın evine doğru yürüdüm. Bu kadar maceralı yürüyüş yeterliydi benim için..

Kısa bir süre sonra evin önüne gelmiştim. Jordan arkamdan seslenerek;
' Yarın orada seni bekliyor olacağım. ' dedi.

Ben ise şaşırarak olduğum yerde kalakalmıştım. Oraya gidemezsin Kristen. Korkuyorsun bunu yapamazsın.

Jordan tekrar ekledi ve;
' Korkma Kristen. Sen oldukça güçlüsün. ' dedi.

Ben ise bu cümlenin üzerine yüz seksen derece arkama dönüş yapmıştım. Bu kadarını nasıl bilebilirdi?

Gülerek bana baktı ve;
' Yarın oraya geldiğinde öğrenirsin. ' dedi.

Ben olduğum yerde çakılı kalmıştım. Aklını okuyordu. Bunu nasıl yapıyordu. Bu kurtadam değildi. Çünkü onların böyle bir özelliği yoktu. Peki bu neydi lanet olsun!

Arkamı dönüp eve gidecektim ki ağacın arkasından geçen siyah karartıyla baş başa kaldım. Bu beni korkutmamıştı. Tam aksine heyecanladırmıştı. Çünkü bu Brian'dı. Buradaydı. Beni bırakmamıştı. Ama benden kaçmıştı. Bana sormadan kendi saçma düşüncelerinde boğulmuştu..

Kafamı iki yana sallayarak merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başladı. Büyükbabamın gülen yüzüyle karşılaştığında oldukça sevindim. Nede olsa duygu yüklü bir yüze ihtiyacım vardı. İçeriye girdiğimde odamı çıkıp güzel bir uyku için hayal kuruyordum.

Yavaşça odama doğru ilerledim. Büyükbabamın arkamdan seslenişi ile;
'Aç mısın Kristen?' dedi.
Ben ise elimi mideme getirerek, aç olmadığının cevabını aldım. Ve sesli bir şekilde;
'Hayır büyükbaba.' dedim.

Odamın kapısını açtığımda bakıştığım yatağa doğru ilerledim. Kendimi oldukça iyi hissediyordum. Daha hızlı yürüyor ve boynunu oynatabiliyordum.

Yatağıma uzanarak tavanı izlemeye başladım. Uzun süre bunu yapmamıştım. Şimdi neden yapıyordum peki?
Bunun cevabını oldukça iyi biliyordum. Brian'dı...

Yatağımdan doğrularak Brian'ın kulübesine baktım. Oldukça yalnız görünüyordu. Brian yoktu...

Peki ne zaman gelecekti?

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin