His

6.5K 390 10
                                    

Ellerim halen yüzümdeydi. Nefes almakta zorluk çekiyordum ama kafamda dönen eşsiz sorular ,beni çıkmaza sokuyordu. Brian'ın gözlerini üzerimde olduğunu hissederek ona doğru baktım.

Sağ tarafımdaydı ve keskin mavi gözleri üzerimdeydi. Yüzünde ki eşsiz gülümseme bana güç veriyordu. Herşeyi yapabileceğime beni inandırıyordu.

Beni güçsüzleştiren şeyin ne olduğunu soracaktım ki kafamda gezen düşünceler ilk defa beni aydınlatmıştı.

Beni güçsüzleştiren onun ile Rosa teyzem arasındaki etkileşimdi. Derin nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Düşünen gözlerim Tom'un üzerinde yoğunlaşmıştı. Rosa teyzemde hissettiği o güçlü şey neydi? Beni bu kadar güçsüzleştiren şey neydi?

Ellerimi yavaşça dizlerimden çekerek,göğsümde topladım. Bella'ya dönerek kelimlerimi özgürlüğüne kavuşturacaktım ki gözlerim tekrar Tom'daydı.

Rosa teyzemi izliyordu. Bu izleyiş bana birini anımsatıyordu. Ah hayır olamaz!
Bella kolumdan tutarak gözlerimin kendi üzerinde odaklanmasını sağladı.
Gözlerini kuşkuyla açarak;
'Birşey mi oldu Kristen?' Dedi.

Ben ise Tom'a kaçamak bakışlar atarak birşey söylemesini bekledim. Nede olsa soracağım soru onunla ilgiliydi ve bu onun için hoş olmazdı. Hissettiği duygu herneyse ortaya çıkabilirdi.
Stark araya girerek;
'Birşey yok Bella,fazla meraklısın.' Dedi ve gözleri üzerimde birleşti. Küçük bir göz kırpışıyla düşüncelerimi okuduğunu anladım ve tebessüm ederek konuşmayı noktaladım.

Birkez daha Stark'ın bu özel gücü işe yaramıştı. Gözlerim tekrar Tom'daydı ama onu gözleri ise Rosa teyzemdeydi.
Rosa teyzeme döndüğümde ise omuzlarına dökülen sarı dalgalı saçları ve göğüs dekolteli olan siyah mini elbisesi,kış yaşayan bir ülke için oldukça iddialıydı. Bende Tom'un yerinde olsaydım,gözlerimi bu çekici bayandan alamazdım.

Kafamı iki yana sallayarak,kafamda ki diğer sorulara cevap aramaya başladım.

Eğer annem dişi bir kurt ise Rosa teyzemde öyle olmalıydı. Rosa teyzeme seslenmeden önce Tom ile bakıştım. Şaşırması güç ama şimdi gözleri bendeydi. Rosa teyzeme dönerek;
' Rosa teyze?' Dedim soru niteliğini taşıyan ses tonumla.

O ise endişeli gözlerle benim yanıma gelerek önümde diz çöktü ve ellerini ellerimde birleştirdi. Kendimi daha iyi hissediyordum.

'Efendim Kristen?' Dedi.
Ben ise ses tonundaki sevgiyle ellerimdeki ellerini sıkıca tuttum.
'Senin' dedim ve sustum. Bir nevi içimde ki anlamsız heyecana yenilmiştim.
'Annem bir kurtsa seninde olman gerekmiyor mu?' dedim.

O ise hüzün kaplı gözleriyle odayı karanlığa çevirmişti. Büyükbabama bakarak;
'Babamla aynı olayı paylaşıyorum Kristen. Kurt olamıyorum ve bunu denersem ölebilirim.' dedi.
Tom araya girmişti. Bu beni oldukça heyecanlandırmıştı. Nede olsa hislerinin adının biliyordum.
'Saçma bir büyü.' dedi.

Rosa teyzem omzumun üzerinden ona baktı. Tom ise ellerini önünde birleştirerek açıklama moduna geçmişti. Bu Tom olamazdı.

Kısa bir süre ortamı sessizlik ele geçirmişti. Etrafıma baktığımda ise gözleri üzerimde olan Brian'ı izledim. Siyah kazağı ve koyu jeanla oldukça havalı görünüyordu.

Aynı odada olmamamıza rağmen onu özlemiştim. Ama kırgındım,duygularını bana söyleyemeyecek kadar korkak olduğundan ona hem kırgın hem de kızgındım.

Kafamı öne eğerek gözlerimi,keskin donuk gözlerinden ayırdım. Önüme bakacaktım ki Brian olduğu yerden kalkarak yanıma geldi. Kolumu sıkıca tutuyordu ama bu benim canımı oldukça yakıyordu.
Bunun amacı neydi böyle?

Brian donuk gözlerini alevlendirmişti. Elleri kolumu daha sıkıca tutuyordu. Bedenin sıcaklığı neredeyse yüz dereceyi bulmuştu. Yüzümde ki acı ifadeyi anlayan Stark,Brian'ı iterek önüne geçti.
Ağzından çıkan her kelime,Brian'ı bir adım daha geri attırıyordu. Bu onun korkusundan mı yoksa yaptığı kabalıktanmıydı bilmiyordum.

Stark bana dönerek,Brian'ın kolumu sıktığı yere dokundu. Gözlerinde ki üzüntü ve tepkiyi görebiliyordum. Hatta hissedebiliyordum.

Brian bana yaklaşarak ellerimden tutmaya çalıştı. Stark onu tekrar geri itti. Brian ile Stark sessizliğe bürünmüştüler.
Ben ise sızlayan kolumun derdindeydim. Kısa bir süre sonra Stark,Brian'ın önünden çekilerek oturduğu koltuğa geçti.
Brian yavaşça bana yaklaştı ve önümde diz çöktü.
Titreyen dudakları yaptığı şeyin hata olduğunu söylüyordu. Evet hataydı ama ben buna kızmıyordum. Onu biliyordum,tanıyordum. Sadece böyle tepki vermesine neden olan şey neydi?

Brian gözlerini odayı kaplayacak şekilde açmıştı. Onu şaşırtan herneyse tekrar olmuştu.Brian ellerimi tutarak;
' Se-sen' dedi kekeleyerek ve tekrar ekledi.
' Kristen,düşüncelerini kafamda gezdirebiliyorsun. Sana olan herneyse bana bunu hissettiriyorsun. Hemde tüm yaşanmışlıklarla. ' dedi ve çarpık gülüşüyle cümlesini sonlandırmıştı.

Ben ise Brian'ın söylediklerini anlamaya hatta nasıl yaptığımı çözmeye çalışıyordum. Ellerimi Brian'ın ellerinden çekerek inceledim.Bu nasıl bir güç,göremiyorum. Sadece hissediyorum ve bu bazen canımı yakıyor az önceki olay gibi.

Stark gülerek yanıma yaklaştı. Sorularımın cevabını bir tek ondan bulabilirdim.

'Bu senin en büyük özelliğin Kristen. Bunu göremezsin,sadece hissedersin. Zamanla sana verdiği acının üstesinden geleceksin. Unutma ki bu güç senin cadıya karşı en büyük silahın.' dedi.

Stark'ın kelimeleri beni aydınlatmıştı. Verdiği özgüven ve rahatlık ellerimin saçımın arasından çekmeme neden olmuştu. Artık tam olarak gücümü biliyordum.
İnsanların hislerini,duygularını hissedebiliyordum. En önemliside onlara hissettiriyordum.
Ama bir sorun vardı. Aslında sorundan çok bir gerçek.
Beni güçlendiren birşey varsa güçsüz kılacak şeylerde vardı?

Brian tekrar önündeydi. Ellerimden tutarak beni oturduğum koyu kanepeden kaldırdı. Çarpık gülüşü tekrar yüzündeydi.
'Benim gel Kristen.' dedi.
Ben ise odada büyükbabamı aradım. Ama ortalıkta yoktu. Rosa teyzem arkamdan seslenerek;
'Hadi git Kristen.' dedi.

Ben ise gülerek Brian'a eşlik ettim. Elimde tuttuğu eli sımsıkı tutarak karşılık verdim.

Gıcırdayan kapı sesiyle dışarıya çıkmıştık. Brian ellerimden ellerini çekerek yüzümü ellerinin arasına aldı. Sonrada eşsiz sıcak dudakları dudaklarımdaydı.

Bunu anlamamıştım. Bir özürmüydü yoksa küçük bir hediye mi?
Dudaklarını dudaklarımdan çekerek tekrar yüzümü ellerinin arasına aldı ve;
'Seni seviyorum Kristen.' dedi.

Karla kaplı ormanda açılan mavi gözlerim Brian'ı güldürmüştü. Beni sevdiğini söylüyordu. Dün gece kulağıma fısıldarken şimdi ise yüzüme söylüyordu.
Derin nefes alarak heyecanımı bastırmaya çalıştım. Yüzümde olan ellerini,ellerimle kavrayarak;
'Bende seni seviyorum Brian.' dedim.

Dudakları tekrar dudaklarımdaydı. Verdiği hazla birlikte hissettirdiği sevgi en güzel anılarımın arısında yer almıştı...

MühürOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz