Kristen'dan Uzak Dur

8.5K 500 20
                                    

Eve geldiğimde hem bedenen hemde ruhen kendimi yorgun hissediyordum. Büyükbabamın kapıyı açtığında iki elim ön tarafa asılmış şekilde eve giriş yapmıştım. Gıcırdayan tahtalar
'Hoşgeldin Kristen' diyordu.

Büyükbabam gülerek;
'Bulabildin mi Brian'ı? ' dedi.
Ben ise yorgun gözlerimi büyükbabamın üzerine dikerek;

' Orada olmadığını biliyordun büyükbaba. Neden söylemedin? ' dedim.

Büyükbabam ise gülümseyerek;

'Arkandan okadar anlatmaya çalıştım. Ama beni dinlemedin Kristen.' dedi.

Ben ise söylediğim şey için pişman olmuştum. Birşeyler anlatmaya çalıştığını görmüştüm ama dinlemek için vaktim olduğunu düşünmeyerek Brian'ın evine doğru ilerledim. Ah Kristen!

Kısa bir zaman sonra büyükbabamdan izin alarak odama doğru ilerledim . Yorgunluğum organlarıma kadar iniyordu. Odaya geldiğimde omuzlarıma dökülen sarı saçlarımı tarayarak, kendi haline bıraktım. Pijamalarla Brian'ın evine gittiğim için, geriye sadece yatağıma atlamak kalmıştı.
Ne utanç verici birgündü böyle!

Kahverengi eski tavan tahtalarıyla baş başa kalmıştım. Ne zaman bunları izlesem Brian'ın anıları aklımda canlanıyordu. Biyolojik olarak odun olduğu için miydi acaba?
Ah Kristen saçmalıyorsun!

Düşünmeye başlamıştım. Abisinin sakallarıyla kaplı dudaklarının arasından çıkan kelimeleri. Acaba Brian'ı iyi mi tanıyordum? Onu gerçekten biliyormuydum?

Neyse diyerek örtüyü kafama kadar çektim. Bu gece hayatımda istemediğim kadar uyumak istiyordum...

Sabahın erken saatlerinde uyanmıştım. Jordan ile buluşacaktım. Bana gerçekleri anlatacağını söylemişti. Çünkü beni gören herkes 'Hiçbir şey bilmiyorsun Kristen.' diyordular. Ve kendimi binlerce defa dejavu yaşıyormuş gibi hissediyordum.

Üzerimi giyinmeden mutfağa doğru ilerledim. Tabak sesleri kulaklarıma geliyordu. Hızlıca hırkamı üzerime geçirip merdivenlerden inmeye başladım. Karşımda gördüğüm manzara ile gülerek masaya oturdum. Büyükbabam yine benden hızlı davranmış ve masayı hazırlamıştı.

Önüme koyduğu çay ve kızarmış ekmekle Brian'ı anımsadım. Sonra kafamı iki yana sallayarak üzerinde dumanlar tüten çayımı yudumladım. İçimi ısıtmıştı.

'Nasılsın büyükbaba? ' diyerek söze girdim.

Büyükbabam ise ellerini havaya kaldırdı ve baş parmağını göstererek;
' Bomba gibi Kristen, peki ya sen? ' dedi.

Ben ise Jordan' ın anlatacaklarımı aklımdan geçirdim. Ama bunu büyükbaba demeyecektim. Herşeyi öğrenen kadar.

'Ben de iyiyim büyükbaba. ' dedim ve kızarmış emeklerle baş başa kaldım.

Kısa bir süre sonra izin isteyerek masadan kalktım. Büyükbabam ise tebessümlerle beni uğurladı. Merdivenlerden çıkarken saçlarıma iki sefer dokumdum. Hava değişimden dolayı oldukça sertleşmiştiler. Güzel bir duş onlara iyi gelecekti.

Giysilerimin aldıktan sonra durun yolunu tutmuştum. Sıcak suyun altına girdiğimde ise titreyen bedenim kendine gelmişti. Sanırım bunu sevmişti.

Daha fazla duramadım ve sıcak suyu terk ettim. Jordan'ı bekletmek istemezdim. Koyu Jean pantolonu ve krem renkli boğazlı kazağı giydikten sonra saçlarımı kuruttum. Gözlerime sürdüğüm rimel ile tamamdım.

Odaya doğru ilerleyerek el işçiliğiyle yapılmış dolabımı açarak siyah kapşonlu montumu çıkardım.

Harley botlarımıda giyerek merdivenlerden aşağıya indim. Büyükbabam tedirgin gözlerle bana bakarak;
' Nereye Kristen? ' dedi.

Ben ise gülümseyerek ;
' Yeni bir arkadaş edindim. ' dedim ve anahtarları alarak kapıyı üzerine kapattım.

Yavaş ve korkak adımlarla karanlık kulübeye ilerlemeye başladım. Bu beni tedirgenliştiriyordu. Biraz daha ilerledikten sonra Jordan' ı görmüştüm. Üzerine giydiği uzun siyah palto ve siyah botlar onu oldukça gizemli gösteriyordu.

Yanına gelerek;
'Merakla bekliyorum. ' dedim.
Jordan ise gülerek;
' Eve vardığımızda konuşacağız. ' dedi.
Ben ise' Olur' şeklinde kafa salladım.

...

Kısa bir süre sonra karanlık eve gelmiştik. İtici göründüğü gibi merak uyandırıyordu. İçeriye girmek istiyordum ama arkadan bir güç beni geri çekiyordu. Ben ise o güce inanıyordum. Dediğinin tersini yapmıyordum.

Jordan bir ağacın dibine oturarak;
'Öncelikle ben kurt değilim, olmak istemezdimde.' dedi.

Ben ise karşısında olan ağaç kovuğunun yananına oturarak.
'Olmanı istememde zaten. Kurtları utandırırdın. ' dedim.
O ise kahkaha atarak yanıma geldi ve ;
' Neden? ' dedi keskin bir ses tonu ile.
Ben ise gülerek onu süzdüm ve;
'Oldukça cılızsın.' dedim.

O ise alaycı bir bakışla ayağa kalktı ve ellerini bana doğru uzattı.
Ah tanrım oda neydi öyle?
Tırnakları uzadı. Neydi bu? Kristen sen nasıl bir oyun içerisindesin?

'Ben cadıyım.' dedi.
Ben ise gözlerimi kayırarak;
'Cadı mı ? Bu kızlara özel değil mi? ' dedim gülerek o ise kalktığı alana oturdu ve;
' İnsanlar ve efsaneleri' dedi.
Ben ise ona hak vererek kafa salladım.

'Ben' dedi ve durdu. Kafasını öne eğerek;
'Ben Brian'ın öldürdüğü cadının oğluyum. ' dedi.

Nefesim yarıda kesilmişti. Yani Jordan annem ve babamın katilinin oğlumuydu. Lanet olsun!

Ayağa kalkarak gitmek için hareketlendim. Jordan ise benden hızlı bir şekilde önümü kesti. Buna şaşırmıştım. Ama doğaüstü güçlere sahip olduğu için gözlerimi kayırmıştım.

'Sence ben tehlikeli olsaydım, Brian beni öldürmezmiydi Kristen? ' dedi.

Ben ise evet dercesine kafa salladım.
Ve derin nefes alarak ekledi;
' Bir nevi annemi öldüren bendim. Brian'a yardım ettim. ' dedi ve olduğu yere çöktü.

Bu onu üzmüş olmalıydı. Ellerini kafasının arasına aldı ve bir süre öyle kaldı. Ben ise önünde diz çökerek onu sakinleştirmeye çalışıyordum. O ise ellerime tutarak;
' Annem kötü biriydi. Bunu yapmalıydım. ' dedi.

Ben ise elimde olan ellerini tebrik edercesine sıkmıştım. Nede olsa kimse annesi kötü diye onu öldürme cesaretini bulamazdı.

Jordan yavaşça bana yaklaşarak saçlarımı ellerine almıştı. Ben ise ne yaptığını izliyordum. Bana yakınlaşmasıyla keskin gözleri bedenimi etki alanına sokmuştu. Bir güç beni ona doğru çekiyordu. Buna engel olamıyordum.

Derken ormanın içerisinden çıkan Brian'ı görünce gözlerimi ona kiletlemiştim. Beni kurtarmasını istiyordum. Çünkü inanılmaz bir güç Jordan'ın dudaklarında beni birleştirecekti.

Brian Jordan'ı n tutarak, ağaca hızlı bir şekilde atmıştı. Ben ise bedenim donmuş halde onu izliyordum. Kısa boynu ve sinirlenince belirlenen çene kasları beni kendimden geçirmişti.

Brian Jordan'a bakarak;
'Seni öldürme kararını düşünmeliyim. Çok olmaya başladın. Ve bir dahakine büyülerini başkası üzerinde kullan. Kristen'dan uzak dur!' dedi.

Son kelimesi kulaklırımda çınlamıştı
'Kristen'dan uzak dur!' Neden bende uzak durmasını istemişti ki? Onu bukadar sinirlendiren şey neydi?

Brian bana doğru gelerek, kolumdan tuttu. Beni kendine çekerek;
'Seninle hesaplaşacağız Kristen. ' dedi.
Ama bunu gülerek söylemişti. Neden di bilmiyordum ve nasıl bir hesaplaşma olacaktı. Merak içinde bekliyordum. Çünkü onu canını okuyacaktım.
...

MühürWhere stories live. Discover now