Bella Ve Stark

7.3K 422 8
                                    

Halen büyükbabamı izliyordum. O ise benim ile göz teması kurmaktan kaçıyordu. Bunun nedenini neydi bilmiyorum ama önemli birşey olduğu oldukça ortadaydı.

Büyükbabam Brian ile bakışırken, ben arkadaki iki kişinin karanlık bedenlerini inceliyordum. Neden kendilerini göstermiyordular. Onları karanlıkta tutan şey neydi?

Kısa bir süre sonra büyükbabamın gözleri üzerimdeydi. Bunu hissedebiliyordum. Kafamı büyükbabamın olduğu tarafa çevirerek, söyleyeceği cümleyi merakla bekliyordum. Onu bu kadar korkutan şeyi merak ediyordum.

Büyükbabam derin nefes alarak bana doğru ilerledi. Gözlerini kapattı ve ellerini ellerimle bütünleştirdi. Derin nefes alarak;
'Bunlar annen ile babanın en iyi arkadaşları. ' dedi.

Ben büyükbabamın dediklerini anlamaya çalışırken, karanlıktan aydınlanan bedenler derin nefes almama neden olmuştu.
Büyükbabam ellerimi tekrar sıkarak dikkatimi kendine çekmeye çalıştı.

' Kristen' dedi arkasını dönerek.
'Bu Bella Romsey. ' dedi.

Oldukça hoş ve düzgün fiziği vardı. Sarı dalgalı saçları neredeyse yerleri ele geçirmişti. Keskin mavi gözleri, annemin fotoğraftaki bakışlarını hatırlatıyordu. Kısa boynu ve geniş omuzları onu oldukça ciddi gösteriyordu. Ama yüzünde parlayan gülümsemesi ve iki yanağında olan derin gamzeleri tüm ciddiyeti siliyordu.

İstemsizce gülümsedim. Elimi uzatarak;
'Kristen Black.' dedim.

Elinde ki sıcaklık istemsizce Brian'a dönememe neden oldu. Çünkü Brian'ın beden sıcaklığıyla neredeyse aynıydı.
Brian gülümsüyordu. Neden gülümsüyordu. Yoksa buda annem gibi dişi kurtmuydu? İstemsizce heyecanlanmama neden olmuştu. Kekeleyerek;
'Siz? ' dedim ama cümlemi o tamamlamıştı.

' Evet benden annen gibi dişi kurdum.' dedi.

İstemsizce gülümseyerek, yanında ki bembeyaz, pürüzsüz tene sahip baya döndüm. Oda gülümsüyordu ama, oldukça isteksizdi.

Büyükbabam gülümseyerek;
'Bu da 'Stark Cloudss' dedi.
Büyükbabam, bana yaklaşarak sessizce;
'Dış görünüşü oldukça soğuktur. Babanda böyleydi Kristen. ' dedi.

Ben ise gülümseyerek Stark' ı izlemeye devam ettim. Sonra da Bella'yı. İkiside annem ve babamın özelliklerini taşıyordu. Yaşamasalarda onları hissetmek güzeldi.

Hızlıca Stark'a elimi uzattım. Gözlerine baktığımda ise beni çoktan etkisi altına almıştı. Bu his Jordan'ın bana hissettirdiği şeye benziyordu. Yoksa buda babam gibi büyücümüydü.

Stark gülerek bana baktı. Kalın ama keskin ses tonu iki adım geri atmama neden olmuştu. Oldukça soğuk ve korkutucuydu.

'Evet düşündüğün gibi, ben cadıyım. Jordan denen amatörün sana yaptığı oldukça saygısızca. ' dedi.
Lanet olsun! Bunu neden sesli söylemişti ki.

Brian baktığım da çene kasları yerinden oynuyordu. Birdaha Jordan adını duyduğunda onu öldürmesinden korkuyordum. Ne de olsa içinde bir hayvan besliyordu. Derin nefes alarak Brian' ın yanına ilerledim. Onu sakinleştirmeliydim.

Sinirden sıktığı ellerini kavrayarak, açmasını bekledim. Fazla sürmemiş, ellerini ellerimle bütünleşmişti. En önemlisi de yüzünden beliren gülümsemeydi.

O an orada ellerinde kaybolabilirdim. Ama şuanda zamanı değildi. Büyükbabama dönerek;
'Şimdi ne yapacağız büyükbabamın? ' dedim.

Büyükbabam ise gözlerini Stark ve Bella' nın üzerinde gezdirerek;
'Ben birşey yapmayacağım, onlar yapacak. ' dedi.

Ben ise şaşkınlıkla büyükbabamın izliyordum. Kim ne yapacaktı? Neler oluyordu?

Bella düşüncelerimi anlamış gibi bana doğru gelmeye başladı. Brian'ın ellerinde olan ellerimi kavradı. İstemsizce gözlerim Brian'a gitmişti.

Brian ise arkama geçerek, 'Ben yanındaydım Kristen' hissini bana tattırmıştı.
Bella Brian'a bakarak;
'Biliyor mu? ' dedi.

Brian ise kafanı eğerek olumsuzca kafa salladı. Burada neler oluyordu?
Neyi biliyormuydum?

Bella konuyu değiştirmeye çalışarak,ellerimde olan ellerini kalbime getirerek keskin mavi gözlerini gözlerimde bütünleştirerek;
' Sen çok güçlüsün Kristen. ' dedi.

Bu kelimeyi söylerken, Stark'ta yanıma geldi ve;
' Hemde çok. Bu odada ki herkesten çok güçlüsün.' dedi.

Gözlerim kocaman açılmıştı. Neler diyordu bunlar böyle?
Önce büyükbabama sonra Brian'a baktım. İkiside tebessüm ediyordu. Bu cümlelerden benden çok gurur duyuyor gibi halleri vardı. Ama hiçbir şey tam açıklanmamıştı.

Ama güçlü olmak, en büyük zayıflıktı.

Derin nefes alarak;
'Ne diyorsunuz siz? Annem ve babam öldüğünden itibaren hiç biriniz yanıma uğramadınız. Nasıl iyi arkadaşlarınızdı? Öz kızları bile sizi tanımıyor. Ve siz kalkmış benim oldukça güçlü olduğu mu ve annem ile babamı iyi tanıdığınızı söylüyorsunuz. Siz! Siz ne yapıyorsunuz böyle?' dedim.

Bir nefeste söylemiştim bunları. Evet ben söylemiştim. Ama nasıl yapmıştım bunu? Ben insanlarla bu kadar açık konuşabilen biri değildim. Acaba onları kırmışmıydım.

Lanet olsun Kristen! Bir daha asla ağzını açmayacaksın...

MühürUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum