Necmi'nin dramı

249K 11.5K 1.6K
                                    


Selam millet:)

Yeni günümüz salı ve bölümümüz aşağıda.

Aslında bölümün yarısı aşağıda.

Geri kalanını da yazdım ama düzeltmeleri yapmaya vaktim yok. Hala şirketteyim ve sabahlayacak gibi duruyoruz.

Sizi bekletmemek için şöyle yaptım, bölümün düzenlemesi yapılmış kısmını yayınlıyorum, geri kalanını da yarın düzeltip yayınlayacağım.

Bu bölümün sonuna geldiğinizde Serdar'a ve Emre'ye küfretmek serbest. Ama Hale yarın ikisine de çok fena küfredeceğinden isterseniz onu bekleyin, birlikte küfredersiniz:)

Çok çok sevgiler:)



Bir ziyaretçinin kendisini beklediğini haber vermek için nizamiyeden aradıklarında Serdar bir yandan Volkan'ın anlattıklarını dinliyormuş gibi yapıyor, bir yandan da Hale'yi düşünüyordu.

Dün gece Yıldız'ın niye aşık olduğunu bir türlü anlamadığı o şerefsizi kıskançlıktan çatlatma görevini başarıyla ifa edip eve döndüğünde, gizli gizli Hale'yi orda kendisini beklerken bulmayı ummuştu. Hatta bulacağından bayağı emindi de. Ama evi boş ve karanlık görünce içini sızlatan bir hayal kırıklığı duygusuyla başetmek zorunda kalmıştı.

Tamam, kıza "ben döndüğümde burdan gitmiş ol" demişti ama bu kahrolası kız şimdiye kadar söylediği hiçbir şeyi yapmamışken itaat edecek bu isteği mi bulmuştu yani? 

Ayarını siktiğim...

Hale'ye o kadar dalmıştı ki, bırak Volkan'ın söylediklerini anlamayı, masadaki telefonun çaldığını bile farkedemedi. Aslında zil sesini algılamamış değildi ama öfkeyle ve arzuyla bulanan zihni telefonun çıkardığı sese Hale'ye ettiği küfürlere konulan bir bip sesi muamelesi yapmıştı.

Telefon dördüncü kez çalınca Volkan ayağına bir tekme attı.

"Oğlum açsana telefonu."

Serdar  bileğinde duyduğu acıyla o saniye ayıldı ve ayıldığı an Volkan'ın baldırına botunun burnunu geçirerek tekmenin karşılığını verdi.

"Ben ne açıcam lan sen aç."

"Sıra sende dingil."

"Hadi len. Ben sabah lojistikten aradıklarında açtım bi kere."

"Ben de  Hüsnü Komutan aradığında açtım."

"Açmadın. Ahizeyi bir santim kadar kaldırıp geri kapattın."

Telefon sekizinci kez çaldığında Volkan gözlerini devirdi.

"Seninle telefon açma sırası anlaşması yaptık, telefonda konuşma sırası anlaşması değil."

Telefon dokuzuncu kez çaldığında Serdar ters ters Volkan'a baktı.

"Anlaşmamızda sen grup komutanının suratına telefon kapattın diye benim bi araba küfür yemem yoktu."

"Lan sanki çiğ tavuk ye dedik. İki küfür yedin diye incilerin mi döküldü?"

Telefon onbirinci kez çaldığında Serdar yüzünü buruşturdu.

"Adamın sesini sevmiyorum olum. Küfür sorun değil de, sesi beynimi tırmalıyo."

---------------------------

Nizamiye'deki nöbetçi er  Bitlisli Necmi, çaresizlikle içini çekti. Bütün gün bu sıcakta ayakta beklemek mesele değildi, kapıdan geçen her subaya dakka başı selam çakmak mesele değildi, botunun burnunun baş pamağındaki nasıra yaptığı baskı mesele değildi, şafak ikiyüzkırkaltı iken yavuklusu Gülay'ı deli gibi özlemek mesele değildi de... Şu Serdar komutanla Volkan komutanın telefonu açmama huylarına esastan tilt oluyordu. 

ÇATLASIN DÜŞMANLAR (Savaşma seviş Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin