Candy Man

Bölüm 4

Kapı tıkladı ve açıldı. Boyu neredeyse iki metreye yakın olan iri bir adam içeri girdi. Ayağa kalktım. Elini uzattı.

-"Merhaba. Ben Robert Schmit. Siz de Bay Gervase Rosswald olmalısınız"

-"Sizi bu odaya gönderdiklerine göre öyle olmalıyım" diyerek nazikçe gülümsemeye çalıştım. Tokalaştık. "Buyurun, oturun."

-"Teşekkür ederim."

-"Sizi dinliyorum."

Adam tip tip Leon' a baktı.

-"Yalnız görüşebilir miyiz?" diye sorunca Leon' a elimle 'çık' işareti yaptım ve o da hemen odayı terk etti. "Teşekkür ederim"

-"Mesele nedir?"

-"Bu kadar düşmanca davranmayın lütfen. Sadece başarılarınızı duydum ve gelip tanışmak istedim" diyerek gevrek gevrek sırıttı. Kaşlarımı kaldırıp indirdim.

-"Rakip firmadan geliyorsunuz diye biraz ön yargılı davrandım sanırım. Mazur görün"

Kesinlikle bir pislik kokusu alıyordum.

-"Ziyanı yok. Bu arada en çok satan DVD' nizi alıp, izledim. Çok güzeldi. Pasif olan oyuncuyu pek beğendim." Sonra sustu. Cebinden bir paket çıkardı. Bir sigara çekip bana uzattı. "İçmez misiniz?"

-"Hayır."

Elini geri çekip, sigarasını laubali bir şekilde yaktı. 'İçer misiniz' değil, 'içebilir miyim' diye sormalıydı. Burası benim odamdı ve sigara kokusundan nefret ederdim. Kalkıp suratını dağıtmak istiyordum. Ama kontrollü olmalıydım. 'Sakin ol. Sakin ol' diye içimden tekrarladım.

-"Ne diyordum? Ah, evet. Eğer sizin içinde bir sakıncası yoksa oyuncunuzu kiralamak istiyorum"

-"Oyuncularımız kiralık değil. Sözleşmeleri bitene kadar, başka bir firmanın adı altında, herhangi bir filmde oynayamazlar. Buna asla müsaade etmem." Kaşlarımı çattım. Zaten aletim sızlıyordu. Bu da yetmezmiş gibi bu herifin zırvalıklarıyla uğraşıyordum.

-"Lütfen bu kadar katı olmayın Bay Rosswald. Anlaşabiliriz."

-"Ben diyeceğimi dedim. Eğer söyleyeceğiniz başka bir şey yoksa müsaadenizle. İşlerim var"

Adam şaşkınca yüzüme baktı. Sonra arsızca sırıttı.

-"Madem son sözünüz bu, öyleyse başka bir teklifim daha var."

-"Neymiş o?" diyerek derin bir iç çektim.

-"Oyuncunuzu transfer etmek istiyorum. Ne kadar isterseniz veririm."

İşte kokusunu aldığım pislik... Bana en iyi para kazandıran oyuncumu almak ha? Ne sanıyordu bu adam beni? Enayi mi? Şakaklarımı ovalayarak psikopatça sırıttım. Adam da bana bakarak sırıtıyordu. Tabi neden sırıttığımı bilse böyle sırıtamayacağına emindim.

-"LEON!" diye bağırdım. Adam titredi. Az sonra kapı açıldı ve asistanım başını uzattı.

-"Buyurun efendim."

-"Bay Schmit' e kapıya kadar eşlik et"

-"Emredersiniz"

Adamın rengi attı. Hırsla ayağa kalktı.

-"Son sözünüz bu mu?"

-"Hayır değil. Son sözüm şu; lütfen toz olun"

-"Meymenetsiz" diyerek odamı terk etti.

Çıkarken söylediği şey daha da tepemi attırmıştı. Hırsla masamın üstündekileri fırlattım. Sonra ceketimi aldım ve çıktım. Koridorda hırsla ilerlerken Leon bana yetişti.

-"Efendim, iyi misiniz?"

Ona elimde 'beni rahat bırak' işareti yaptım ve şirketten çıktım. Otoparktan arabamı alıp evin yolunu tuttum.

İnsanın huzur bulduğu tek yer neresiydi? Tabi ki evi... Ama bana evimde bile rahat yoktu. Direkt yatak odasına yönelip rahat bir şeyler giydim. Odadan tam çıkarken kapının arkasındaki valiz gözüme çarptı. Salona gittim. Karım kafasında tuhaf bir şeylerle oturup televizyonda kadın programı izliyor, çekirdek yiyordu.

-"Yatak odasındaki valiz neyin nesi?" diyerek berjere oturdum. Bana bakmadan cevapladı.

-"Gidiyorsun"

-"Öyle mi? Benim neden haberim yok? Ve nereye gidiyorum?"

-"Kovuyorum seni evden."

-"Burası benim evim. Biri gidecekse sen gitmelisin" dedim soğukkanlı bir tavırla ve ayaklarımı uzattım. Çekirdek kabuğunu suratıma doğru tükürdü.

-"Hem aldatıyorsun, hem de evden giden benim öyle mi? Hayvan!"

-"Ah, yapmaaa" Bu tavırlarından çok sıkılmıştım. "Beni sevmiyorsun bile. Başkalarıyla olmam neden umurunda olsun ki? Gösteriş olsun diye evlendiğimizi unutma."

-"Olabilir ama sen benimle yattın."

-"Seni buna zorlamadım. Kucağıma hoplarken gayet de istekli görünüyordun" diyerek pis pis sırıttım.

-"İğrenç herif!" diyerek çekirdek kâsesini üzerime attı ve kalktı. Onu sinir etmenin zevkiyle kıkırdadım ve üzerimdeki çekirdekleri yemeye giriştim. Bu sırada telefonuma bir mesaj geldi. Sehpadan alıp baktım.

'Seni çok özledim. Buluşalım mı?'