Bölüm 7

10.2K 436 126
                                    


Tek kaşımı havaya kaldırdım. Dişlerimi gıcırdatıyordum.

-"Ee? Bana ne bundan?"

-"Ne demek bana ne? Hamileyim diyorum. Aloooo!"

-"Seninle sadece bir kere yattım, ki bu aylar önceydi. Üstelik içine bile boşalmadım. Bu şey benim olamaz."

-"Senin değil zaten aptal. Başkasıyla ilişkim var" Bir de onu aldatıyorum diye yaygara koparıyordu. İkiyüzlü karı.

-"Sadede gel." İyice sıkılmıştım.

-"Ayrılmak istiyorum artık. Bu oyundan sıkıldım. Nafaka filan da talep etmeyeceğim merak etme. Yeter ki şu mendebur yüzünü bir daha görmeyeyim."

"İyi"

Hızlı adımlarla evi terk ettim. Arabaya bindiğimde ters ters Leon' a baktım. 'Şimdi değil' dedim içimden. 'Şirkete kadar sabret'

Arabayı deli gibi kullanıyordum. Son sürat şirkete geldim. Bana her zaman ki nazik ifadelerle selam veren personele aldırış etmeden hızlı hızlı odama yürüdüm.

-"Nesi var?" diye fısıldaşıyorlardı arkamdan.

Odaya girdim. Leon da girince kilidi çevirdim. Kapıya yaslandım ve dik dik ona baktım. Paltosunu soyup askıya astı. Masamı düzenlemeye girişti. Hiç kıpırdamadan onu izliyordum.

-"Bugün burada pek fazla işimiz yok efendim. Candy Man' e transfer olmak isteyen üç model gelecek. Onlarla birlikte Candy Man' e geçeceğiz ve demo çekeceğiz. Sonra..." Aniden sustu ve kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Kaşlarım çatık ona bakmaya devam ediyordum. "İyi misiniz?" diyerek elindeki evrakları bıraktı ve yanıma yanaştı. Kollarımı beline sarıp kendime çektim. Kravatını gevşettim ve gömleğinin ilk iki düğmesini açtım. Bir elimi boynunda gezdirdim. "Bay Rosswald?" Yüzüne bakıyordum. Yüzünde ne şaşkınlık, ne korku, ne endişe, hiç bir şey yoktu yine. Boştu. Boğazını sıkıca kavradım. Hızla yer değiştirdim. Boynunu bırakmadan kafasını kapıya çarparak, onu yasladım.

-"Karımla ilişkin mi var?"

-"Anlayamadım efendim." Sesi boğulurken bile yüzünde korkudan eser yoktu.

-"Karımla yatıyor musun?!" Dişlerimi sıkmış hırlıyordum.

-"Hayır. Asla"

-"YALAN SÖYLEME!" Boğazını daha da sıkarken yeşil gözlerine bakıyordum. Yüzü ve gözleri kızarmaya başlamıştı. Ama o çırpınmıyor, hatta elimi bile bıraktırmaya çalışmıyordu.

-"Yalan... Söy-le-miyorum" Sesi kısılmaya başlayınca ne yaptığımı fark ettim. Hızla onu bıraktım ve birkaç adım geriledim. Onu bıraktığımda ellerini boğazına koyarak öksürmeye başladı. Gidip odadaki büyük koltuğa oturdum. Sinirden titriyordum. İşte öfkemi kontrol etmeye bu yüzden ihtiyacım vardı. Çünkü içimde potansiyel bir manyak yatıyordu. Görünüşüm kadar kişiliğimde kötüydü. Biliyordum.

Ellerimi başımın iki yanına koyup dirseklerimi, dizlerime yasladım. Ağlamaya başladım. Güçlü ve umursamaz biri olabilirdim. Ama tükendiğim andı. Kapının sesiyle kafamı kaldırdım. Leon kilidi açıp gitmişti. İstifa etmesi muhtemeldi. İstifa ederse her şeyim alt üst olurdu. O sadece basit bir asistan değildi çünkü. Bazen bir moda danışmanı, bazen yaşam koçu, yeri geldiğinde aşçı, lazım olduğunda masör, yedek bir ev, sırt kaşıyıcı ve şimdi sayamadığım pek çok şeydi o. O olmazsa tek başıma hiçbir şeyin üstesinden gelemezdim. Ama ben, aptal gibi biriken bütün öfkemi ve sinirimi, her şeyin sorumlusu O'ymuş gibi ondan çıkarmıştım.

Az sonra kapı açıldı. Kafamı kaldırmadım.

-"Buyurun" diyerek Leon önümde durdu. Bana istifa mektubunu mu uzatıyordu? Kafamı daha da eğdim ve ensemi kavradım.

-"Hayır..." diye fısıldadım. Masama doğru ilerledi.

-"Masanın üzerine bırakıyorum o zaman efendim"

-"Leon... Hayır."

-"Soğutmayın lütfen."

-"Ha?"

Kafamı hızla kaldırıp ona anlamsızca baktım. Dağılmış saçlarını düzeltip toplamış, gömleğinin düğmelerini kapatıp, kravatını eski haline getirmişti. Kalkıp masama doğru yürüdüm. Bana yine o sidikli çaydan getirmişti. Sonra elini cebine atıp ufak bir kutu çıkardı. Elimi tutup avucumu çevirdi. Kutudaki ufak pembe haplardan birini avucuma bıraktı. Otomatikman ağzıma attım. Su bardağını uzattı.

-"Çayı da içtikten sonra tamamen rahatlayacaksınız" Kutuyu yeniden cebine koyarken ona uzun uzun bakıyordum. İstifa etmediği için acayip rahatlamış hissediyordum. Gülümsedim.

-"Leon... Sağ ol"

-"Görevim"

Masama oturup evraklarla uğraşmaya ve çayımı yudumlamaya başladım. Aldığım sakinleştirici ve çayın etkisi ile daha sakindim.

-"Neden bu kadar öfkelendiğinizi öğrenebilir miyim?" diyen Leon' a baktım. Ona dün gece olanları bir bir anlattım.

-"... Sonra sabah karımın başka bir adamdan hamile olduğunu öğrendim."

-"Neden o adamın ben olduğumu düşündünüz?" Bakışlarını kaçırdı. Bir yandan elinde hesap makinesi vardı ve faturalarla ilgileniyordu. Oldukça sağlam bir kafası olduğunu ve hesap kitap işlerinde hesap makinesine ihtiyaç duymadığını biliyordum. Ama şuan elinde o gereksiz alet vardı ve onunla ne yaptığını anlamış değildim.

-"Çünkü karım senden hoşlanıyormuş"

-"Bunu biliyorum. Ama benden hoşlanan herkesle yatmıyorum"

-"Özür dilerim"

Elindeki hesap makinesini düşürdü. Yerden alırken yüzüme baktı.

-"Bay Rosswald... Kabalık etmek istemem ama... Etrafınızdaki herkes sizinle sadece paranız için birlikte. Bunun farkına varın artık. Karınız bile sizinle evlenmeyi paranız için kabul etti"

Sözleri canımı yaktı. Kaşlarımı çattım.

-"Sevgililerimin hiç biri... Beni sevmiyor, öyle mi?"

-"Korkarım ki öyle. Bunu anlamanızın tek bir yolu var."

-"Nedir?"



Candy ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin