Bölüm 27

5.9K 326 105
                                    

Neden yapmıştım ki şimdi bunu? Onun ilk öpücüğünü çalmıştım. Bu yüzden kızmıştı belki de. Belki de kalbi kırılmıştı. Ya da bir sevdiği vardı. Ama ben düşüncesizce, sırf eğlenmek için onu öpmüştüm. Gerçekten hiç akıllanmıyordum. Gözyaşlarını görmek öyle canımı yakmıştı ki o an. Yeniden odaya nasıl döneceğimi bilmiyor, kapağı kapalı klozetin üzerinde oturuyordum. Orada ne kadar oturup kendime kızdım, düşündüm bilmiyordum. Dakikalar sonra yavaşça banyodan çıktım. Yeniden odaya yöneldim. Yatağın kenarına kıvrılmış uyuyordu. Bundan cesaret alarak bende yatağın öteki ucuna kıvrıldım ve uyumaya çalıştım. Belki de bu akşam buraya hiç dönmemeli ve onu incitmemeliydim. Ama aklım Garry'de kalırdı. Göz kapaklarım ağırlaştı.

Sabah uyandığımda yanımda yoktu. Kalkıp giyindim ve mutfağa gittim. Her zaman ki gibi kahvaltı hazırlıyordu. Bana bakmadan;

-"Günaydın efendim" dedi. Tezgâha yaslanıp yüzünü inceledim. Büyük bir özenle omlet yapıyordu.

-"Günaydın" Sıradan görünüyordu. Ondan özür dilemeli miydim? Pişman değildim. Dudaklarına baktım. 'Bir daha tatmak istiyorum' diye iç geçirdim. Kiminle olduğu kimi sevdiği umurumda değildi. Sadece istediğimi versin, bana yeterdi. Dönüp bana bakınca hızla başımı çevirdim.

-"İyi misiniz?"

-"Ben şirkete gidiyorum" diyerek hızla mutfağı terk ettim.

           Araba kullanırken düşünüyordum. 'Ben ne zaman böyle bir adam oldum?' İnsanların ne düşündüğünü önemsemeden canım ne isterse yapıyordum. Canımın her istediği ile yatıyordum. Mutlu muydum? Hayır. Çünkü anlık hazlar ve geçici mutluluklarla avunuyordum. Önceleri böyle yaşamak beni rahatsız etmiyordu. Peki, şuan bununla derdim neydi?

Şirkete girdiğimde de kafam meşguldü. İnsanların uğultusunu, telefon seslerini, koşuşturanları görmemezlikten geliyordum. Odama girip koltuğuma oturdum. Başımı koltuğun arkasına yasladım. Personel müdürü masama bir dosya bırakmıştı. Alıp incelemeye giriştiğimde çok ilginç bir şeye rastladım. Başvuru yapan modellerden biri Arap'tı. Oldukça da hoş bir tipti. Yan yan sırıttım. Hemen telefonuma sarıldım.

-"Bayan Angelheart, bana bugün dosyasını bıraktığınız Arap' ı çağırmanızı istiyorum."

-"Rayan El Habib' ten mi bahsediyorsunuz?"

-"Evet."

-"Hemen arayıp çağırıyorum efendim."

-"Teşekkür ederim."

Bir şeyler içmeye ihtiyacım vardı. Leon' u beklerken imzalamam gereken belgelerle ilgilenmeye giriştim. Birkaç reklam firması model talebinde bulunmuştu. Aralarında bir de parfüm reklamı vardı. Kaşlarımı çatarak elimdeki kâğıda baktım. Bu sırada kapı tıklayıp açıldı. Leon içeri girdi.

-"Geç kaldın Leon" diyerek yeniden parfüm reklamını incelemeye giriştim.

-"Özür dilerim efendim. Ama bunları halletmem gerekiyordu" Masama ufak bir poşet bıraktı.

-"Nedir bu?"

-"Açın lütfen."

Poşeti alıp içindeki kutuyu çıkardım. Bana kırdığım telefonun üst modelini almıştı. Üstelik hattımı da yeniden çıkarttırmıştı. Sırıttım.

-"Sen bir numarasın"

-"Bu sanırım bir iltifattı"

Telefonu kutudan çıkarıp hattı yerleştirmeye giriştim.

-"Evet öyleydi."

-"Teşekkür ederim"

-"Telefonu şirketin hesabından aldın değil mi?"

-"Evet efendim."

-"İyi. Yoksa sana ekstradan bunun için ödeme yapmam gerekiyor."

-"Hayır efendim. Şirketin kartıyla aldım."

Biz konuşurken ofis telefonu çaldı. Leon açtı.

-"Buyurun? ... Bir dakika" Elini telefona koydu. "Bay Habib gelmiş efendim. Bekliyor muydunuz?"

-"Odama göndersinler"

-"Gönderin" dedi telefona ve kapattı. O masamdaki çöpleri alıp atmaya girişirken telefonu şarja taktım.

-"Bana sidikli çaydan getir"

-"Emredersiniz" Kapıya yöneldiğinde seslendim.

-"Leon, atıştırmalık bir şeyler de getir."

-"Baş üstüne"

O çıkıp gittikten bir iki dakika sonra kapım tıkladı.

-"Girin" Rayan El Habib içeri girdi. Resimlerdekinden çok daha iyi görünüyordu gözüme.

-"Merhaba" diyerek elini uzattı. Tutup sıktım.

-"Hoş geldiniz. Oturun lütfen."

-"Teşekkürler."

-"Nasılsınız?"

-"İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"

-"Teşekkür ederim. Lafı dolandırmayı sevmem. Sizde sizi neden çağırttığımı merak ediyorsunuzdur."

-"Pek tabii"

-"Candy Man' i biliyor musunuz?"

-"Candy Man?" Yüzüme boş boş baktı.

-"Yetişkin eşcinsel filmleri çeken bir şirket" diyerek güven verici bir şekilde gülümsemeye çalıştım.

-"Adını ilk kez duydum. Ne olmuş oraya?"

-"Eğer ilgilenirseniz, burada çıkabilecek işlerden alacağınız paranın iki mislini size vererek oraya transfer etmek isterim." Vereceği tepkiyi merak ediyordum. Önümdeki belgelerde ilişki durumu ve cinsel tercihine kadar detaylar vardı. Bu detayları sırf bunun için eklemiştim işte. Gözüme kestirdiklerimi şekerlemeler arasına katıyordum. Ama herkes AV oyuncusu olmak istemeyebiliyordu.

Rayan önce yüzüme boş boş baktı. Sonra hiç beklemediğim bir soru sordu.

-"Orası da mı sizin?"

-"Evet."

Az sonra kapı tıkladı ve açıldı. Leon elinde ufak bir pastane poşeti ve çayımla içeri girdi.

-"Buyurun efendim" Aldıklarını masanın kenarına bıraktı.

-"Sağ ol"

-"Siz bir şey alır mıydınız?" diyerek Rayan' a baktı. Ben de ona bakıyordum. Kitlenmiş gibi Leon' a bakıyordu. Kendi dilinde bir şeyler mırıldandı.

-"Bir şey istemem, teşekkür ederim" dedi sonra.

-"Ben çıkayım mı efendim?" Leon bana döndü. Hala Rayan' a bakıyordum.

-"Sizin için mahsuru yoksa asistanım kalsın. Bana lazım" dedim.

-"Aiwa, kalsın"

-"Otur Leon." Leon oturdu. Ona önümdeki faturaları uzattım. Alıp hesap yapmaya girişti. Rayan' dan ses gelmeyince tek kaşımı havaya kaldırdım ve sessizliği bozmaya giriştim.

-"Ne diyorsunuz Bay Habib?"

-"Mashalla"

-"Anlayamadım?" Yutkunarak nihayet bana döndü.

-"Kabul ederim ama bir şartla" Sinirlerim bir anda gerildi. Basit bir model bana şart mı koşuyordu?

-"Neymiş o şart?"

-"O partnerim olacak" diyerek Leon' u gösterdi.





Candy ManWhere stories live. Discover now