İlk Buluşma...( BÖLÜM 8)

152K 7K 410
                                    

Lanet trafik.

Zaten evden koşturarak çıkmıştı şimdi birde trafiğe sıkışmıştı. İşten erken izin alıp çıkmış, çıkarken Tuğçe'nin tembihlerine bir kere daha maruz kalmıştı.

"Hı hı. Tamam. Evet. Oldu" diyerek asansörün kapısına kadar koşar adım uzaklaşmış ancak Tuğçe asansörün kapısı kapanana kadar bir yığın istek ve önerisini sıralamayı sürdürmüştü.

Sanki konsere giden Elif değil de Tuğçe idi. Bu kız Brezilya aşk dizilerinde baş rol oynasa kesin dünya çapında prim yapardı.

Elif alelacele eve gelmiş duşa girmiş, çıkınca saçlarını kurulayıp iç çamaşırı çekmecesini karıştırmış daha sonra kendine inanamayarak başını sallamış eline ilk geçen takımı almış üstüne geçirmişti. Hep böyle şeyleri kafasına Tuğçe sokuyordu. Sanki seksi bir iç çamaşırı giyse ne olacaktı ki. Erkek arkadaşlarıyla öpüşmekten ileriye gitmemişti bu yaşa kadar. Her şeyi sınırında ve dozunda yaşamayı severdi. Her şey olması gerektiği kadardı hayatında. Aşırılıklara, sivrilmiş uçlara alışkın değildi. Bu hem iş hayatı, sosyal hayatı hem de aşk hayatı için böyleydi.

Gardırobunu açtığında bu haftayı aylak aylak geçirdiği için kendine kızdı. En azından Tuğçe'yi bu konuda dinleyip kendine bu gece için bir şeyler alabilirdi. 

Esra'nın dediği gibi salaş beyaz bir bluz aldı eline. Altına bilekte biten siyah taşlanmış hafif yırtık bir kot iyi olabilirdi. Bluzunun üzerine ise çekmecesinden birkaç gümüş ince kolye çıkarıp taktı.

Peki ya saçları hala pırasa gibi sallanıyor uçlarından sular halıya damlıyordu.

"Bu sıkıntı işte" diye ofladı.

Banyoya geçip eline kurutma makinesini aldı saçlarını iri bir fön fırçasıyla elinden geldiğince yatıştırarak kurutmaya çalıştı. Zaten düz olan saçları için bu çok da zor olmamıştı. Kurutma işini bitirince çekmecesinden aldığı bir lastik toka ile saçlarını iyice geriye doğru fırçalayıp topladı. Bu yüzüne gergin bir ifade verdi. Cadı gibi kabarık saçları toparlanmış gözüküyordu.
İki küçük parlak taş küpeyi kulaklarına takıp makyaj masasının başına geçti. Ne demişti Esra hafif bir makyaj. Buna kesinlikle katılıyordu Elif, hafif bir makyaj yeterliydi. Rimel, ince bir pudra, parlaklık veren elmacıklarına allık ve toz pembe pırıltılı likit ruj ile gayet doğal görünüyordu.

Memnun bir şekilde masadan kalkıp, eline siyah küçük spor bir çanta, ayağına bileğine kadar uzanan şeritli topuklu siyah ayakkabılarını geçirdi. Üzeri için ise kısa deri ceketini aldı ancak giymek yerine yanına alacaktı, hava yeterince sıcaktı ve zaten Elif heyecandan da bir kat daha fazla sıcak hissediyordu.

Trafikte beklerken saatine baktığında 19:58 olduğunu gördü. Konsere yarım saat vardı ama içini kemiren soru kafasının içerisinde hız kesmeden dönüp duruyordu.  Dağhan gelecek miydi? 

Ya gelmezse...

En kötü Tuğçe'yi ararım bende diye düşünüp omuzunu silkti.

Konser alanının önüne gelince bahçede ki geniş otoparka arabasını park etti. Etraf oldukça kalabalıktı. Zaten bir Ayla Algan konserinin boş geçmesi de düşünülemez diye geçirdi aklından.

Aman Allahım gerçekten de az sonra Ayla Algan konserine katılacaktı. Buna inanamıyordu. Ama yine de hissetmesi gereken heyecanın onda birini bile hissedemiyor gibiydi. Aklı Bay Rica Ederime takılıp kalmıştı. 

Gelecek miydi? 

Gelmiş miydi?

Onu ilk gördüğün de ne söylemesi gerekiyordu?

BUZ KRALWhere stories live. Discover now