Aptal...(BÖLÜM 9)

148K 6.7K 299
                                    

Eve girince ayağını sıkan ayakkabıları çıkarıp kapının yanına attı. Elindeki anahtarı da portmantodaki kasenin içine fırlattı. Yorgun adımlarla gidip kendini kanepenin üzerine yüzü koyun  serbest bıraktı.

Bir müddet böyle yattıktan sonra oflayarak olduğu yerde sırtını döndü. Belini sıkan dar kotunun en üst düğmesini kalçasını havaya kaldırarak açtı.

Telefonu, Esra, Tuğçe bu gece tüm olanlar...

Şu an sadece Esra ile konuşmaya  ihtiyacı vardı. Ama eğer bu gece Tuğçe'yi de aramazsa bir hafta boyunca trip atacağından emindi. İstemeyerek yerinden doğruldu. Nereye atmıştı şu lanet çantayı. Neyse ki çok uzağa fırlatmaya gücü yetmemişti. Halının üzerinde duruyordu.
İçinden telefonunu alıp yine olduğu yere attı çantayı. Tekrardan kanepeye boylu boyunca uzanıp gözlerini tavana dikerek Esra'yı aradı.

Bir kaç çalıştan sonra Esra'nın meraklı sesini duyuldu telefonun öbür ucundan.

"Cadı ne habersin? Döndün mü? Erken değil mi ? Ee nasıl geçti bu akşam anlat bakalım?" diye sordu.

"Evet döndüm" dedi Elif ruhsuz bir sesle.

"Hey dur bakalım ben bu sesi tanıyorum. Bu hiç bir şey iyi değil mutsuzum ses tonu cadı" dedi endişeyle Esra.

"Hayır kraliçe bu aptalım ses tonu" dedi Elif de oflayarak.

"Baştan anlat bakalım neler oldu. Yoksa şu adam konsere gelmedi mi?" diye sordu.

"Hayır geldi. Ama gelmese daha bile iyiydi bence" dedi Elif.

"Kafamı allak bullak ettin Elif neler oldu anlatsana artık" diye çıkıştı Esra'da. 

Ne de olsa evin büyük ablasıydı. Elif'i paylamakta hakkıydı.

"Geldi kraliçe, Bay Rica Ederim konsere geldi. Ama benimle iki üç cümle kurmaktan başka bir şey yapmadı. Konser bitince de arabama kadar bana eşlik edip bu gece için teşekkür etti ve beni kibarca postaladı. O adam kasıntı, kendini beğenmiş, ukala, zengin pisliğin teki. Ama ne var ki kahretsin ki inanılmaz yakışıklı bir pislik Esra" diye mızmız bir çocuk gibi dudaklarını büzerek konuştu Elif de.

Esra ona ablalık yaptığı için biraz şımarmaya hakkı vardı.

Duydukları üzerine Esra bir müddet sessiz kaldı. Daha sonra neşeli bir ses tonu ile

"Öncelikle bu adamın zaten ukala olduğunu biliyordun. Yani o gecede bunu görmüştün. Bunun seni şaşırtmaması lazım. Bu gecede kendi rızan ile orada olmak istedin. İstediğin için yaptın bunu. Beklentilerini karşılamamış bir adam için neden üzgün hissediyorsun ki. Olanları boş ver ve kendini toparla cadı. Hem her şeyi boş verip şu açıdan baksana. Bir Ayla Algan konserini bedavaya izlemiş oldun. Ve hatta çok yakışıklı olduğunu söylediğin bir adamla. En son olarak da sakın adamdan etkilendim deme. Yoksa yemin ederim ilk uçakla oraya gelip seni İzmir'e kaçırırım. Öyle ukala, kuruntu, kasıntı bir zengin züppeye verecek arkadaşım yok benim" deyip küçük bir kahkaha gönderdi.

Esra böyle konularda kolay kolay espri yapacak bir kız değildi. Hele de Elif'in canını sıkan ve yakan konularda. Sakin bir şekilde ona en uygun dille işin olurunu anlatır, objektif olarak olayı değerlendirir, mantıklı bir şekilde karar vermesini sağlardı.

Elif'in ses tonundan bir şeyler anlamış olacak ki böyle bir konuyu espri ile geçiştirmeyi seçmişti.
Gerçekten de Elif çok mu bağlanmıştı bu adama. Bu buluşma için çok mu beklenti içine girmişti.

"Galiba haklısın kraliçe" diyerek içini çekti.

"Bu kasıntı pislikten başka şekilde davranması da beklenemezdi. O yakışıklı romantikler yalnızca pembe dizilerde oluyor ne yazık ki. Sesini duyunca biraz nazlanmak istedim" dedi gülümsemeye çalışarak.

BUZ KRALWhere stories live. Discover now