17. Bölüm

30.4K 1.8K 82
                                    

Not: Bir bölüm daha sizlerle! Lütfen yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. : )) Özellikle yorumlar son zamanda çok düştü. Hatırlatmak da fayda var. Keyifli okumalar dilerim! Umarım bol miktarda güleceğiniz bir bölüm yazabilmişimdir. : ))

Uyanmamak için insan üstü bir çaba sarf ederek direndim, durdum. Pozisyonum rahattı. Yorganım sıcaktı. Tek sorun dik durmamdı. Neden bu şekilde uyuduğumu merak ediyordum. Yastığım neredeydi benim? Ahh... Sanırım boynum tutulmuştu. Ayrıca burnuma değen sıcaklık da kaşındırıyordu. Kaşıyıp bu rahatsız edici histen bir an önce kurtulmak istiyordum fakat yorganım o kadar ağırdı ki kolumu bir türlü kaldıramıyordum. Nasıl yorgansın sen ama! Hareketlerimi kısıtlaman işlevlerinin arasında mı? Rahat bıraksana elimi!

Sabah sabah sinirim bozulmuştu. Tepinip çığlık atmak üzereyken havanın yorgan örtmeyecek kadar sıcak olduğu konusunu bir kez daha beynim bana hatırlattı. Beni saran şey yorgan değilse...

Tek gözümü yavaşça açtım. Burnumun dibindeki kocaman cisimden korkup sımsıkı kapattım. Annecim! O ne be! Kocaman! Uyurken yine yere falan mı düşmüştüm acaba? Korkunun ecele faydası yok Aslı! Bismillah!

Bu sefer iki gözümü birden açınca cisim netleşti. Anıl'ın burnuymuş yahu. Bende bir şey sanmıştım. Korktuğum şeye bakın. Söz konusu cisim pek sahte kocamın burnu çıkmıştı. Hah! Alem kadınım valla!

Gülmemek için kendimi zor tuttuğum bir anda bedenime binlerce voltluk elektrik şoku verildi! Anıl'ın burnu burnuma değiyordu. Yüzlerimiz arasında hiç mesafe yoktu. Dudaklarımız arasında buradan bakılınca ancak iki santimetre ara vardı. Ne kadar rahatladım tahmin bile edemezsiniz! En azından onlar birbirine yapışık değildi. Dudakları kurtardığımıza göre sorun yoktu. Daha kötü bir şekilde de uyanabilirdim. Daha kötüsü benden önce Anıl uyanabilirdi.

Allah'ım pek sahte kocamın kucağında mı oturuyordum ben, yoksa bana mı öyle geliyordu? Bu yumuşaklık bir yerlerden fena halde tanıdık geliyordu. Allah'ım ne olur olmasın ya! Uyku semesi Anıl'ın kucağına tırmanmış olmayayım ya. Lütfen! Yalvarıyorum! Bu adamla bu gün işim bitecekti. Birkaç ay sonra sahte kocam bile olmayacaktı. Formalite icabı evliliğimiz bile son bulacaktı. Neden bu halde üstelik bu sabah uyanmak zorundaydım ki? Daha edepli bir uyuma şeklim olsaydı, en azından bu gün öyle uyansaydım hani. Böyle önemli bir günde, sadece bu seferlik huyumdan vazgeçeydim ne olurdu?

Önce yüz Aslı! Bu işten sağ çıkarsan yüz yıl yaşarsın eminim.

Başımı geri çektiğimde olması beklenen felaketler, gerçekleşmek üzere olan kazalar, doğal afetler, yangınlar, depremler... Hiç biri yaşanmamıştı. Bu gün şans benden yanaydı! Anıl uyanmamıştı. Allah'ım teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Uyanmadı!

İkinci kurtarma çalışmasında şansım yaver gitmedi. Neden ben? Neden benim başıma büyük dertler açan zavallı alt bedenim?

Oysaki kurtulmaya ne kadar da odaklamıştım. Ne kadar da sevinmiştim! Şansın benden yana olduğunu bile söylemiştim. Erken davranmışım. Öldürün beni!

"Sakın kıpırdama!"diyen o tanıdık sesi kulaklarım sağır olsaydı da duymasaydım. Anıl uyuyor diye ben ne güzel kurtulma planları yapıyordum. Uykusu hafif insanlardan her zaman nefret etmişimdir. Benim gibi olsanız ne olur? Top patlasa uyanmayacaksınız. Komada gibi uyuyacaksınız. Hakkını vererek yapın bu işi lütfen! Rica ediyorum. Kurtarma kazı planları yapanları da düşününün biraz. Haksız mıyım ama?

Bu sahneyi daha önce yaşamıştık biz. Bu sefer tecrübeli bir kadın olarak konuştum. Konuşmaz olaydım. Dilimi eşek arıları soksaydı!

"Zıplamayacağım endişelenme."diyebildim yerin en dibine geçmek isteyen bir sesle. Yüzümüm renkten renge girdiğine emindim. Önce hafif bir kızarma, sonra domates kıvamı... Atın beni denizlere! Çok ciddiyim.

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin