Herkese yeniden merhabaa : )) Bu bölümü yazarken cidden zorlandım. İkisi de birbirinden şapşik! Özellikle son sahneleri yazarken iki üç kez sil baştan yapıp yazdım. Umarım beğenirsiniz. Sizi şaşırtacağımı düşünüyorum! Şaşırtmayı severim. Anlayacağınız üzere Nur Akyol yine yapacağını yaptı.
Ayrıca geçen bölüm 400 voteyi aşmış. Görünce gözlerim kalp kalp oldu. Çok teşekkür ederim. Aranan Anne Bulundu'ya ilgi göstermeniz beni çok mutlu ediyor. İyi ki varsınız < 333
Sosyal medya hesaplarımı aşağıya bırakıyorum. : ))
instagram: nurakyol123
facebook hesabım: Nur Akyol
facebook sayfamız: Düşler Diyarım
Facebook grubumuz: Nur Akyol - Düşler Diyarım
NOT: Bölüm resmi yapmak konusunda umutsuz vaka olabilirim ama başa iç açıcı bir şeyler eklemeyi seviyorum. Aslı ve Anıl. < 33
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
''Aslında... O kişi benim için sensin Aslı.''
Ben... O sözleri... Gaye'yi düşünerek söylemiştim... Şoka girmiştim. Çenem aşağıya düşmüş, ağzım kocaman açılmıştı. Bu adam... Ne dediğini bilmiyordu!
Aslı Biçer'in kalbi o anda, o dakikada hatta o salisede duyduklarının çekim gücüne kapılıp durmuştu. Atmayı, kan pompalamayı bırakmıştı. İş görmez hale gelmişti. Akciğerleri iflas etmişti. Beyin fonksiyonları durmuştu. Midesi tam gaz çalışmaya, kelebek mi, böcek mi, kurt mu tam emin olamadığı şeyleri rastgele uçurmaya başlamıştı. Ah... Dünya gerçekten de tuhaf bir yerdi. Anıl Başar bana kısmen de olsa az önce iltifat etmişti.
Gözlerimden kalpler fışkırıyor, dudaklarım titriyor, nefesim daralıyordu. Gerçekten... Söyledikleri doğru muydu? Samimi olabilir miydi? Yalnızlığına çare olan kişi ben miydim? Bir yanım 'Yok deve!' gibi kaba bir tepki veriyor, diğer yanım Anıl'ı gözümde büyüttükçe büyütüyordu.
Gerçek dünyaya dönüşüm, kara bulutların üzerime üzerime çökmesi ise ani olmuştu. Bir cümle beynimi tamamen uçurmaya yetmişti. Bir vosvosum kadar pembe panjurlu aşk yuvamızı hayal etmediğim kalmıştı. Aslı Biçer hemen kendine gelmeli, kalbinin söylediklerine kesinkes kulak tıkamalıydı.
İlk olarak Anıl Başar'ın büyük eli içinde neredeyse kaybolmuş, sıkı sıkı tutulmuş ellerimi geri çekmekle işe başladım. Pek sahte kocam ters giden bir şeyler olduğunu anlamış olmalı ki bu sefer üzerime gelmemiş, ellerimi serbest bırakmıştı. Teması kestikten sonra daha mantıklı düşünmeye başlamıştım. Beynimdeki tilkiler kafamın içinde fırıl fırıl dönüyordu. Her şeyi başaran Anıl Başar aklımdaki soru işaretlerini gidermeden asla rahata eremezdi!
