Bölüm 12 'Y.S.U.V.E.B.T.U.K.Ç.O.'

52 4 0
                                    

Medyada Burak var iyi okumalar :)

♣♣♣

Çantamın fermuarını çektikten sonra yatağın üzerine bıraktım. Bugün kampa gidiyorduk. Ama ben dün geceye dair hiç birşey hatırlamıyordum. Mert'in dediğine göre beni bahçede bulmuşlar Arda yardım çağırmış felan. Tabi ben yemedim. Yalan söylüyorlardı. Takmayıp 'John John' capimi taktım ve telefonumun kamerasını açıp fotoğrafımı çektim.

 Takmayıp 'John John' capimi taktım ve telefonumun kamerasını açıp fotoğrafımı çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Feris Sayer: Odunlarla olan hayatımı resmileştirmeye gidiyorum hakkınızı helal edin... #okuluveokuletkinlikleriniicatedenimertsiksin #bukadardabuyukkonusurum

Bilerek Mert siksin demiştim. Herkesinde bildiği üzere Mert hardcore seviyordu ve bunu her fırsatta dile getiriyordu. Bikeresinde benimde olduğum bir whatsapp grubunda 'Ben bara gidiyorum çünkü hard severim, şu kızı kesiyorum çünkü ben hardcore'cuyum, tuvalate gidiyorum çünkü hard seviyorum, çikolata yerim ve hard sevdiğimi söylemiş miydim?' temalı bir mesaj atmıştı ve gruptan atılmıştı. Daldığımı farkettiğimde hemen toparlandım ve çantamıda alıp aşağı indim. Herkez durgundu yine, beni gören Mert ayaklandı ve,

"Hadi gidelim." Deyip dış kapıya doğru yürümeye başladı bende onu takip ettim. Kamp yerine iki arabayla gidecektik, ben ve Vicky benim arabamda (chevrolet camaro) Mert ve Merve ise Mert'in arabasında (mercedes c180) gidecektik. Şoför koltuğuna kurulduğumda Vicky de yanıma oturdu. Çantamı arka koltuğa attıktan sonra arabayı çalıştırdım. Mertgil arabaya daha yeni binmişlerdi. Arabayı Mert'inkinin yanına sürdüm. Bana anlamaz gözlerle bakan Mert'e sinsice gülümsedim. Motor sesi çıkardıktan sonra gaza yüklendim. Deli gibi kahkaha atarken Vicky'de bana eşlik ediyordu. Ana yola çıktığımda hızımı dahada arttırdım. Mert birkaç araba arkamda kalmıştı. Yeri bildiğimiz için okula uğramadan kamp yerine gidecektik. Zaten şuan okuldakilerde yola çıkmış olduğu için sorun yoktu. Serdar da zaten İstanbulda kalacaktı burda göz kulak olması gereken şeyler vardı. Ah! Söylemedim mi? Gideceğimiz yer İstanbul dışındaydı. Vites büyüttükten sonra gaza yüklendim. Makas atarak önünden geçtiğim arabalar sinirle korna çalıyordu. Ve bu bana anormal şekilde zevk veriyordu. Vicky radyoya uzanıp açtığında çalan şarkı keyfimi daha da yerine getirmişti.

Şarkının nakarat kısmına yaklaşırken uzanıp bir tuşa bastım ve arabanın üstünün açılmasını sağladım. Victoria ayakkabılarını çıkarıp koltuğun üstüne çıktı ve başlığa oturup kollarını iki yana açtı. Bende nakarat yeri gelince bağırarak söylemeye başladım.

"Are we out of the woods yet?
Are we out of the woods yet?
Are we out of the woods yet?
Are we out of the woods.
Are we in the clear yet?
Are we in the clear yet?
Are we in the clear yet?
İn the clear good!"

Victoria'ya bakıp sinsice sırıttım. Onu düşürecektim. Vitesi büyütüp daha da hızlandığı da Vicky böğürerek koltuğa düştü başı torpidoda ayağı benim koltuğumun başlığında ve diğer ayağıda altında kalmıştı. Ben anırarak gülerken, homurdana homurdana kendini düzelti.

Karanlığın SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin