Bölüm 14 'Sen Tecavüzcü Çoşkun Musun?'

32 2 0
                                    

Her taraf karanlıktı. Sis vardı. Gökyüzü bulutlarla kaplıydı ve şimşekler çakıyordu. Gürleyen gökle yerimde sıçradım. Derinlerden sesler geliyordu ve bu beni korkutuyordu. Üzerimde siyah tül ve koyu renk çiçeklerden oluşan bir elbise vardı. Ayaklarım çıplaktı ve küçük taşlar ayağıma batıyordu. 

Birden esen rüzgarla kollarımı kendime doladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birden esen rüzgarla kollarımı kendime doladım.

Korkuyordum.

Kendimi bu ormanda çok küçük hissediyordum.

Kaybolmuş.

Çaresiz.

Aciz.

Kör bir ümitle bağırdım.

"Kimse yokmu?" Sesim yankılanmıştı. Birden arkamdan gelen bir hırlama sesi duydum.

Siktir, siktir, siktir!

Elbisemin eteğini ellerimle topladıktan sonra koşmaya başladım. Arada arkama ve ne kadar yakın olduklarına bakıyordum.

Birkaç uluma sesi daha geldiğinde korkudan ağladığımı hissettim. Elbisem ağaç dallarına takılıyor ve yırtılıyordu. Bacaklarım, kollarım ve ayaklarımda kesikler vardı. Ne kadar koşarsam koşayım bana yetişiyorlardı. Yolun sonuna mı gelmiştim yani?

Tekrar arkama baktım. Birden üçe çıkmışlardı. Ayağım takıldığında kendime bir küfür savurdum. Ne vardıda arkama baktım sanki! Geri geri sürünmeye başladım. Kurtlarda koşmayı bırakmış ve yavaş adımlarla bana doğru geliyorlardı. Gücümü topladım.

Yapabilirim.

Yapabilirim.

Biliyorum.

Yapıcam.

Yapmalıyım!

Hızla arkamı dönüp ayağa kalktım ve tekrar koşmaya başladım. Siktir!

Çığlık atarken birşeylere tutunmaya çalışıyordum. Elime gelen ağaç kökünü korkuyla kavradım. Korkuyla alıp verdiğim nefesler kalbimi sıkıştırıyordu. Kurtlar uçurumun başında durmuş aşağı bakıyorlardı. Gelen kırılma sesiyle aşağı doğru kaymam bir olmuştu. Çığlık atarak köke daha çok tutundum.

"Yardım edin!" Diye çığlık attım. Sanki biri duyabilirmiş gibi... Kök kırılmak üzereyd- SİKTİR!

Victoria'dan(Yarım saat önce)

Mert'in kucağındaki Ferisi gördüğümde oraya doğru koştum.

"Birşey mi oldu?" Telaşla sorduğum soruya başını yana sallayarak cevap verdi ve Feris' in kaldığı kulübeye ilerledi. Önden gidip kapıyı açtım. Uyuduğumuz odanın kapısınıda açtıktan sonra örtüyü açtım. Mert onu yatırdığında odadan çıkıp koltuklara oturduk.

Karanlığın SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin