Bölüm 18 'O Ölemez'

29 1 1
                                    


♣♣♣ (1889 bunu takmayın önemsiz bişey)

Hayatta herkes birşeye önem verirdi kimi işine kimi arabasına kimi ise ailesine. Ben bu hayatta sadece 5 kişiye önem veriyordum. Tabi benim için değerli olanlar vardı ama o 5 kişi benim için ayrı yerdeydi. Onlar için gözümü kıpmadan birini öldürebilirdim. Victoria, Mert, Serdar, Ece ve Merve... Onları korumak için herşeyi yapardım fakat bu sefer yapamamıştım. Koruyamamıştım onları... Ayak sesleri kulaklarımı delecek gibiydi... Havadaki uğultu bana fırtına sesi gibi geliyordu... Tek yaptığım şey ise yanmış ellerime bakarak beklemekti...

Mert'ten (45 dakika önce)

Dumanlar gözümü acıtıyor ve nefes almamı zorlaştırıyordu. Tişörtümün ucuyla ağzımı ve burnumu kapattım ve bir nebzede olsa dumanlardan korunmaya çalıştım. Şuan yapacağım en büyük aptallık Merve'nin adını sesli bir şekilde söylemek olurdu. Alevlerden uzak durmaya çalışarak -ki bu hiç kolay değil- Merveyi bulmaya çalıştım. Banyoda olmadığını biliyordum o kızlardan bunu öğrenmiştim. Geriye bir tek oda kalıyordu fakat kapısı alevler içerisindeydi. Birkaç kez öksürdükten sonra kapının kilit kısmına tekme attım. Kapı zaten yandığı için kolay bir şekilde kırılarak yere düştü. Kendimi hazırlayıp kapının üzerinden atladım. Merve yatağında yatıyordu öksürüp duruyordu ama bilinci yerinde değil gibiydi. Yanan halıyı ayağımla tekmeleyerek odanın diğer köşesine attım ve kendime ilerleyecek alan yarattım. Merveyi kucağıma almak için tişörtümü bırakmam gerekmişti.

Bende kendimden geçmeden ikimizi birden buradan çıkarmalıydım. Yoksa ikimizde kurtulamazdık. Hızla odanın kapısına yöneldim geçen sefer atlamıştım fakat bu kez Merve kucağımda olduğu için üstünden geçmem gerekiyordu. Ayağımı kapının üzerine attığım anda bir yanma hissetmiştim. 3 adımda hemen kapıyı geçtim fakat yanma hissi hala duruyordu. Başımı sağa çevirdim, Siktir! Dış kapının önü tamamen yanıyordu. Tek çıkış yolumuz balkon kalmıştı neyseki kapı açıktı. Onunda önünde alevler vardı ama daha azdı. Elimden geldiğince çabuk olarak oraya ilerledim yanma hissi dahada artmıştı.

Merve dahada boynuma sokuldu. Yanma hissi bacaklarıma kadar yükselmişti. Acıdan bağırıp oksijen kaybetmemek için kendimi kasıyordum. Tam olarak kapının hizasına geldiğimde Merveyi dışarı doğru attım. Kendimde çıktıktan sonra,

"Yardım edin!!" diye bağırdım. Sesimi duyan birkaç kişi buraya doğru koşmaya başlamıştı. Kendimi alevlerden uzaklaştırıp bacağıma baktım pantolonum ve derim feci şekilde yanmıştı.

Feris' ten

Hızlı bir şekilde koşarken bir yandanda dua ediyordum.

Allah'ım lütfen onlara bir şey olmasın...

Uzaktan bir kulübenin önündeki kalabalığı görmüştüm.

Siktir! Bu Merve'nin kulübesiydi. Bacaklarımın izin verdiği raddede koşmaya devam ettim. Kulübenin önüne geldiğimde,

"Merve nerde?!" Diye bağırdım. Esmer bir kız,

"Hala içerde Mert onu kurtarmak için içeri girdi." Dualarımın tutmadığını ve hayırsız bir kul olduğumu şimdi anlıyordum. Ön kapıya doğru koştum.

Dumanlar ve alevler şimdiden beni etkiliyordu ama içeriye bakmam gerekiyordu. Ön kapı aralıktı ve yanıyordu. Ellerimle açamazdım bu nedenle bacağımı kaldırıp kapıya tekme attım. Gürültüyle yere düşmüştü ve alevler yüzümü yakmıştı. Ceketimin kol ucunu parmaklarımla tutup kolumu yüzüme siper edip içeriye girmeye çalıştım.

Henüz birkaç adım atmıştım ki Mert'in sesini duydum.

"Yardım edin!!" Kafamı kaldırdığımda kendilerini balkondan dışarı attıklarını gördüm. Hemen arkamı dönüp kapıya ilerledim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 31, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Karanlığın SırrıWhere stories live. Discover now