6 bölüm

83.2K 2.7K 144
                                    



İnsan oğlu dünyaya gözlerini açar açmaz kendince kurduğu umutlarıyla büyümeye başlar.Ve bu hayallerin umutların gerçek olması için ellerinden geleni yaparlar.
Bazı insanlarda bu umutları bir hırs haline getirir.Ve başaramadıkça da öfkelenirler.
Ben hangisindenim diye soracak olursanız.
Ben artık her hangi hayale kucak açmayacak kadar yorgunum derim...

- Ne diyorsun sen ya?!

Öfke kızgınlık sinir herbir duyguyu şuanda tadıyordum. Böyle bir şeyin olmasına hayatta izin vermeyecektim. Gerekirse şu karşımdaki tipine baktığında adam dediğin, ama  aslında adamlığın A'sını bilebilmeyen şahsı öldürür. Asla böyle bir şeye razı gelmeyecektim.

- Dediğimi duydun küçük hanım.Madem istemiyorsun bende kardeşini alırım!

- Ya sen de hiç mi vicdan yok?! O daha çoçuk ya. 32 yaşında adamsın nasıl böyle bir iğrençliyi düşünürsün?

Beni bir eli cebinde, bir eliylede ensesini sıvazlayarak dinliyordu. Sözümü bitirdiğimde kafasını kaldırdı ve ben öfkeli bakışları beklerken o dalga geçer gibi gülüyordu. Allahın cezası sanki komik bir şey söyledim sanki!

- Ha iğrençlik diyosun bu dediğime. Bence bana bu sözleri sarfetmemişten önce ilk babana söyle. Çünkü bu duruma gelme sebebin ve benim bu sözleri rahatlıkla söyleyebileceğim ortamı yanındaki şahs yarattı.

- Bakın bili....

Sözümü tamamlamama izin vermeden sözümü kesmişti.Bu yaptığına  öfkelenmiştim ama şu durumda sakinliğimi korumalıydım. Huyuna gidersem belki yola gelirdi diye düşünüyordum.

- Söyleyeceklerini biliyorum.Boş konuşup ne kendini yor nede benim kafamı ütüle.Söyleyecektin mecburdu? Değil mi?

- Şeyy.. Evet de...

- Bakışların küçük hanım.

- Ne?

- Diyorumki bakışların ve ellerin ne düşündüğünü ele veriyor.

O söyledikten sonra  gözlerim direkman ellerime kaydı.Tırnaklarımın kenarlarıyla o kadar oynamışım ki iki üçü hafif kanamıştı. Sesini yine duyduğumda kafamı ona doğru kaldırdım. Ama o bana değil babama bakıp konuşuyordu.

- Söyliyceklerimi söyledim Şükrü küçük hanımıda alıp gidebilirsiniz.

- Buğra bey lütfen yapmayın böyle.Lütfen. Ben sizin gözünüzde nasıl bir adamım bilmiyorum ama. Ben küçük kızıma bunu yapamam. O daha çocuk. Ben gidip teslim olacağım hiçkimsenin benim yüzümden bedel ödemisine razı gelemem.

- Ovvvv. Yani diyosunuz ki her şeyi gözden çıkarıyorum peki siz nasıl isterseniz.

- Evet öyle istiyorum zaten buraya kızımı getirmem hataydı bunu nasıl yaptım hangi kafayla bilmiyorum kendimi hiç affetmeyeceğim.

Babam konuşurken kolunu açtı ve benim yanına gelmemi istedi. Yüzümde biraz üzgün birazda gülümsemeyle babamın yanına gidip, sımsıkı sarıldım. İşte benim babam, biliyordum onun beni bırakmayacağını,biliyordum. Kafama küçük öpücük koyup Buğra beye döndü. Buğra beye baktığımda koltukta oturmuş bacak-bacak üstüne atmış, kollarından birini de açmıştı. Yüzünde ne düşündüğüne dair bir iz aradım ama yoktu. Kapalı kutu gibi bakışlarını bize dikmişti.

- Yaşadığım ve bugünden sonra yaşayacağım herbir anda sizin benim kızımı sattığınızı demenizi, kızıma ben burdayken tokat attığınızı, onun canını yakmanızı hiç unutmayacağım. Unutsam bile bunu asla kendime unutturmayacağım ve emin olun ki birgün bunun hesabını sizden soracağım.

Babam lafını bitirir bitirmez benide yönlendirmesiyle kapıya doğru yürümeye başladık ikinci adımımızda ne zamandır konuşmayan Gül hanım devreye girmişti.

- Havalara bak havalara. Görende zorla gettirtik sanar. Çok meraklıydık sanki senin şu sünepe kızına.

- Gül hanım saygısızlık yapmak istemiyorum, sözlerinize dikkat ederseniz çok iyi olur.

- Sana mı soracağım ne konuşup konuşmayacağımı ?

- Anne tamam boşver gitsinler ben artık bu aileyle muhattap olmak istemiyorum adeletle demiyor mu? Öyle olucak. Müheppet yemesi içinde ne gerekiyorsa yapacağım.

Biranda yine ortalık savaş alanına dönmüştü. Bu sefer altta kalmayacaktım kendimi hele babamı aşağlamalarına izin vermeyecektim.

- Zaten sizden başka cevapta beklemiyordum. Daha demin babamı göstererek şerefsizliğin nasıl olacağını ondan sormamı istiyordunuz ya? Babam her ne kadar sizin değiminizle şerefsizlik yaptıysa da onu adam gibi düzeltmesini bildi.Görüyorum ki siz şerefsizlikte mastır yapacaksınız. Şu saatten sonrada ne dediğiniz, ne düşündüğünüz,ne yapacağınız umrumda hatta umurumuzda değil.

Sözlerim Buğra beyi sinirlendirmişti. Gözlerine bakıldığında bunu anlamak zor değildi. O yüzdendir ki ayaklarını yere basa-basa üstüme yürümeye başlamıştı. Korkmadığımı sanması için yerimden bir millim bile kımıldamadım. Şu halinden öyle bir korkuyordum ki biri bir laf söylese ağlayacaktım. Tam dibime gelmiş elini kaldırdığında istemsizce gözlerimi kapattım. Bir süre gözlerim kapalı durdum. Ne yüzümde bir acı ne de bir ses duymadığım için gözlerimi açtığımda. Babamın Buğra beyin elini tuttuğunu gördüm.

- Ben az önce ne dedim Buğra bey ben 1 saat önce yaşananları hayatım boyunca unutmayacağımı. Galiba şunu unutmuşum o olanların ben hayatta olduğum sürece birdaha yaşanmaması içinde elimden geleni, hatta ondan fazlasını yapacağım.

Buğra bey seri şekilde elini çekip arkaya gitti ve alkışlamaya başaladı. Babamla bir birimize bakıp bu adam ne yapıyor bakışı atıp ona döndük. O ise annesine dönmüş

- Görüyormusun anne Şükrü beyi nasılda dokunaklı laflar söylüyor. Hele kızını hiç söylemiyorum.

Kafasını bize çevirmiş alay edercesine hem konuşuyor hemde gülüyordu. Bu adamı ben bir kaşık suda değil bir damla suda boğarım.
Söze yeniden başladığında babamı kafasıyla işaret edip

- Bu dokunaklı sözler iyi hoşda Şükrü deminden beri ben ikna ederim, alışıcaktır ve saire ve saire cümleleri kuran benmiyim. O yüzden şu kızına biraz şerefin ne olduğunu anlat. Anlat ki karşımda durup konuştuğunda lafının ne anlam ifade etdiğini öncelikle bilmiş olsun!!!

Tam konuşucaktım ki babamın elimi sıktığını hissettim, bu konuşma anlamına geliyordu. Öylede yaptım.... Zaten saniye geçmeden konuşmadığım içinde pişman olmuştum.

- Boşver şunları oğlum bunlarlamı söz dalaşına gireceksin. Bunlar insanı haklıyken haksız duruma getirirler.

- Doğru söylüyorsun.

Ağzımı açıp laf söyliycektim ki babam kolumdan tutup beni çıkışa doğru yönlendirdi. Yine iki üç adımımızda Gül hanım konuşmaya başlamıştı. Ve bu söyledikleriyle buradaki hiçkimse bundan sonra ne olacağını kestiremezdi. Zaten adım kadar da emindim ki gelecekte ki yaşanacakları bilseydi eğer bu cümleyi öleceğini bilse kurmazdı.

-  İyide oldu oğlum. Ben bu kızdan hiç haz etmedim. İyiki olmadı. Allah biliyor ya belkide bakire bile değildir.

Sözlerinden sonra bi gürültü duyuldu. Kafamı yana çevirdiğimde babamın yerde yarı baygın uzandığını görmemle öylece baka kaldım.

İşte benim hayatımı bitiren o cümle... İşte benim hayatımı çalan kadın...
Ve İşte benim hayallerimin umutlarımın rafa kaldırıldığı o an.....

------------------------------

Beni de sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin