31 bölüm

40.2K 1.4K 54
                                    



Gelip geçicidir yaşananlar, yaşayacak olduklarımız. Bazıları mutluluk bahşeder, bazıları hüzüne boğar. Mutluluklar pek hatırlanmaz. Hüzünlü anılar az olsa bile hayatımızın tümünü kapladığını söyleyebiliriz. Mesala yalnız olduğun an düşüncelere dalsan ilk hatırladığın sana acı veren anıdan başka bir şey olmaz.

Günler çabucak geçiyordu. Aslıhan'la gün boyu uğraşmamdan belki de bana öyle geliyordu. Kızım doğduğunda minicik el kadardı, ama gün geçtikçe gram dahi olsa alışı onu etlendiriyordu. Buda beni sevindiriyordu. Onun varlığı tüm her şeyin üstüne çizgiyi öyle çektiriyorduki sanki yaşanmamış gibi geliyordu bana. Nefes alışı bile değerdi kelimesini söylettiriyordu.

Gül hanım nedenini bilmediğim belkide artık böyledir diye düşündüğümden bana bulaşmıyordu. Arada sırada laf sokmaları tabi olmazsa olmazıydı sanki. Canan kızım doğduğundan beri bu eve geldiğini görmemiştim. Kendimce belkide vazgeçti savaşmaktan artık diye geçiriyor ama sonra o düşüncelerimi başka bir düşünce silip süpürüyordu. Gülru hala Buğra'ya söylemediği gerçeklerden dolayı gün geçtikçe köşeye sıkışıyordu. Artık hamileliğinin 3 ayını tamamlamıştı ve şimdiden karnının büyük olacağı belliydi. Artık bebeği azda olsa kendini belli ediyordu. Bu sebepten Gülru Buğra geldiğinde odasından dışarı çıkmıyordu. Herne kadar ona bu durumun artık böyle bir yere varamayacağını söylesemde korkularından dolayı kendinde güç bulamıyordu. Artık güç bulsada bulmasada söylemesi gerektiğini gayet iyi biliyordu. Zaten o söylemese en geç 1 aya bebek kendisini belli edecek ve konuşmayada gerek kalmayacaktı. Kızımın ağlama sesini duyduğumda düşüncelerimden arınıp ilk önce saate gözattım. Saat gecenin 1 olmuş bizim şempanze ortalıklarda yok. Kas yığını hödük ne olacak insan evde karım yeni doğmuş kızı olduğunu düşünür.

Bebeğimi kucağıma alıp hem emziriyor hemde babası olacak şempanzeye saydırıyordum. Ne yapayım içim anca böyle soğuyor. Hoş her geçen dakkada artık bu da işe yaramıyordu ya neyse. Kızımın doyduğunu anladığımda beşiğine yatırıp hem sallıyor hem de babasının birer kopyası olan gözlerine bakarak konuşuyordum.

- Sana birde utanmadan kardeş istiyor. Bendeki gerizekalı kafa hemende kabul ettim. Yok gelsin o söyleyeceğim. Yok ona çocuk. Bakma sende öyle bana babası kılıklı maymuncuk.

- Kızıma laf söylettirmem.

- Tabi söylettirmesin. Ke....

Sonradan kafama dank eden sözlerle arkamı döndüğümde bir adet bana alayla gülümseyen şempanzeyi görmemle ne düşüneceğimi ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. İki kocaman adımıyla beşiğe yaklaşarak uyku mahrumu gözlerini hala kapamayan kızımı görmemle

- Kızın bile uyumadı seni bekliyor.

Diye söylemek istediğim şeyi kızım vastasıyla ona yöneltmiştim. Eğilip kızına içten bir öpücük kondurduktan sonra, dikleşerek benimde dudaklarıma anlamlı öpücüklerinden birini kondurmuştu. Adamın kokusu bile sarhoş ediyorken öpüşü kendimden geçmeme neden oluyordu.

- Kısa duş alıp geliyorum. Yorgunluktan öleceğim sanki.

- Allah korusun o nasıl söz.

Oldum olası hiç sevmezdim zaten şakayla karışık bile olsa ölüm kelimesini. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda iki eliyle yanaklarımı kavrayıp

- Lafın gelişi söyledim. Hem öyle kolay kurtulamazsın benden.

- Şakayla bile olsa söyleme ve kurtulmak isteyende yok.

Kısa konuşmamızın ardından banyoya yönelmişti. Kafamı beşiğe çevirdiğimde uyuyan kızımı görmemle sabahlığımı üzerimden çıkararak yatağa girmiştim. Yorgunluğumdandır ki yatağın haraketlenmesiyle uyuduğumu fark etmiştim. Kafamı kaldırmak istediğimde bana sarılan kollar ve boynumun girintisine koyduğu kafasıyla sakince

Beni de sever misin?Where stories live. Discover now