27 bölüm

41.3K 1.5K 23
                                    


Eren & Gül

İç çekerek bakıyordu camdan bahçede duran kalbinin sahibine. Ne olurdu sanki sevgisine karşılık alabilseydi. Sahi aşkını itiraf ettiğinde " üzgünüm ama ben başkasını seviyorum" sözlerini kulakları işittiği an söz vermemişmiydi kendisine. Unutacaktı, kalbini söküp atmak gerekiyorsa ona bile razı gelecekti yeterki onun ismi geçtiğinde sol tarafı ağrımasındı.

Çantasını sırtına geçirip aşağıya inmeye başlamış, kahvaltı edemeyeceğini anladığı anda adımlarını çıkış kapısına yönlendirmişti. Tam adamı es geçip yanından geçip gidecekti ki aşınası olduğu ses beyninde yankılanıp kalp atışlarını hızlandırana kadar.

- Gülru hanım nereye gidiyorsanız ben bırakayım.

- İstemez.

- Olur mu öyle şey bu benim işim.

Adamın ısrarlarına daha fazla yok diyemeyerek açılan arka kapıyı es geçerek öne oturup kapıyı kapatmıştı. Umursamayacaktı belki böylece canı daha az yanar çabuk unuturdu. Şoför kapısının açılıp kapanma sesiyle Eren'de yerini almış arabayı çalıştırarak evden uzaklaşmaya başlamışlardı. Sakin geçen yolculukta genç kız diline hakim olamayarak

- Gerçekten aşık mısın?

Diye genç adamın hiç beklemediği soruyu yöneltmişti. Düşünüyorduda o aşık değildiki tapıyordu. Elini tutmasa, göz göze gelmese, saçlarıyla oynamasa, o dolgun öpülesi dudaklarının tadını bilmese bile tüm benliğiyle seviyordu. Ama bu genç kızın sandığı kişiye beslediği duygular değildi.

Canan'ı sevmek? Sahi nasıl böyle yalana baş vurmuştu ki. Gülru'nun onu sevdiğini söylediği an genç adam sevincinden dört köşe olmuştu. Hislerinin tek taraflı olmayışı onu her ne kadar sevindirse de bir tarafı da hüzünle boğuluyordu. Bu aşk haramdı onlara. İzin verilmezdi. En başta Gül hanım. Ya Buğra beyin yüzüne nasıl bakardı. Korkaktı belkide. Aşkına sahip çıkamadığı için, sevgisini sevdiği kadına söyleyemediği için.

- Evet seviyorum. Hemde çok.

Kadın için yıkım anıydı sanki, kulakları sağır olsaydı da duymasaydı bu sözleri. Gözyaşları istemsizce gözlerinden aktığında. Arabanın ani fren yaparak durmasıyla öne doğru savrulmuştu. Neyseki kemeri takılıydıda vücudunda hasar olmadan atlata bilmişti.

Tam dönüp neler döndüğünün hesabını soracaktı ki yanaklarının iki el tarafından tutularak sabit bir şekilde tutulmasıyla gözleri hayran olduğu gözlerle kesişmişti.

- Ağlama benim gibi bir adam için ağlamaya değmez.

- Başka laf mı bulmadın. Kullanma tarihi bile geçeli çok oldu.

Diyen kıza hafif gülümsemesini göstererek genç kızın fethettiği kalbini bir kez daha fethetmişti.
Gözyaşlarıyla parıldayan gözlere baktığında anlamıştı genç adamın ağzından çıkan sözlere bakıyordu genç kızın gözlerinde biriken ve akmak için an kollayan yaşlar.

Yüreği el vermiyordu onu daha fazla üzmeğe. Seviyorsa arkasında adam gibi durmalıydı. Gerekirse savaşmalı ama aşkına sahip çıkmalıydı. O'an karar verdi ve hiç vakit kaybetmeden uygulamaya koyuldu.

- Yalan söyledim.

Duydukalarıyla kaşları çatılan genç kız. Adamın neden bahsettiğini algılamaya çalışıyordu. Ne yalan söylemişti ki?

-Kalbimin sahibi, her geçen gün biraz daha kalbime ilmik gibi işleyen, dengemi altüst eden kadının gözlerinin içine bakarak başkasını sevdiğimi söyleyerek yalan söyledim.

Beni de sever misin?Where stories live. Discover now