32 bölüm

39.1K 1.4K 60
                                    



Yaptıklarımızın çoğu sevdiklerimizi incitmemek içindir. Bunun en mantıklı açıklamasıda bize göre budur. Aslında saklamayı düşünürüz, haberleri olmasa ne a'la bizim açımızdan. Saklamayı başaramayanlarda vardır. Ya da başarıpta yakınları tarafından izin verilmeyenler.

Yapamadım... Yardım edeyim derken yine yüzüme gözüme bulaştırmıştım her şeyi. Korku tüm benliğimi sarmışken Buğra'nın kükremesiyle yerimden sıçramıştım. Evet korkuyordum Buğra'nın beni yapmış olduğum hata yüzünden terketmesinden dolayı. Canan'a her ne kadar güçlü görünmek istesemde içten içe söyledikleri sarsmıştı beni. Herkesin bir ağızdan konuşmasıyla kimin ne konuştuğunu anlamak mümkün değildi.

- Beni dinle abi. Sana söyleyecektim.

- Buğra abi konuşmamız gerek.

- Oğlum sen bunları dinleme asıl beni dinle.

Diye her kafadan kurulan yarım yamalak anladığım cümlelerle kimi kendini anlatmanın, kimisi üste çıkmanın, kimi de oluşan durumu lehine çevirmenin derdindeydi. Bu durumda da Buğra'nın

- Kesin sesisinizi.

Demesi normaldi bana göre. Yanımda varlığını unuttuğum Canan'nın kendisini hatırlatmasıysa sinirlenmeme neden oluyordu.

- Bakalım sen nasıl kendini üste çıkaracaksın. Merak ediyorumda hazırda bulundurduğun yalanın var mı?

- Ne saçmalıyorsun?

- Sende biliyorsun ki konuştuklarım çoğunluğuyla doğru. Bir şey daha itiraf edeyim mi sana?

Dediğinde saniyelik farkla gözlerimi ona odaklayıp çektiğimde gözleri zafer ışıkları saçıyordu. Gerçekten zafer onun muydu? Suskunluğuma aldırış etmeden söyleyeceği sözleri sarfettiğinde

- Tüm bu olan gerçekler var ya? Hepsini ben anlatacağım ona.

- Sen baya uçmuşsun görmeyeli dikkat ette düşüşün küçücük aklını yok etmesin.

- Dikkat ettiysen eğer ben yalan konuşmuyorum isteklerimi dile getirmekten çekinmiyorum. Sen kendini kandırmaktan başka bir şey yapmıyorsun.

Kabul etmek ne kadar zor olsada son söyledikleri doğruydu. Belkide canımı yakan en çokta buydu. En başından beri ne istediyse dile getirmekten çekinmemişti. Hatta bizzat yüzüme karşı söylemişti. Diyecek tek bir söz bulamadığımda dualarıma bir yenisi daha katılmıştı. Ciğerlerimin ihtiyac duyduğu nefesi içime çektiğimde, odaklanmam gereken kişiye odaklanmıştım.

- Şimdi ben kime dersem o konuşsun.

Herkes kafasını olur anlamında salladığında, bir elini beline bir eliylede yüzünü sıvazlayıp tahminimce kime ne sorması gerektiğini düşünüyordu. Biranda yerinde duraksayıp işaret parmağıyla Eren'i göstererek

- Senin ne işin var burda ben onu algılayamıyorum.

- Abi bu mesele bana ait.

Dediğinde alt dudağımı dişlemiştim. Galiba beklenilen sona yaklaşıyorduk.

- Bence sen beni dinlemelisin. Bu olayları bileceksense de benim sayemde.

Canan'ın konuşmasıyla tüm gözler ona çevrildiğinde yalan olmasını dilediğim sözleri bana kanıtlarmışçasına doğruluyordu. Yüzümü ona çevirip bileğini tutup var gücümle sıktığımda, beklemediğim

- Ama ilk önce karına bileğimi bırakmasını söyle.

Sözlerin üstüne birde kafasını çevirerek tam da gözlerimin içine bakarak

Beni de sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin