18 bölüm

61.9K 2.4K 176
                                    



-------------------------

Her insan ağladığında ya sevinçten ağlar ya da canının yakılmasından. Ağlamak için sebeb çoktur aslında. Saymaya başlasak günler alır.

İnsan kendi gözyaşına değer vermezse eğer çevresindekiler hiç değer vermez. Gözyaşına ölürüm diyen insanlar bile gün gelir gözünden düşen damlanın sebebi olurlar.

Kendine değer ver önce. Ezdirme, parçalatma, kırdırtma, yok saydırtma. Başara bilirsen eğer sen o zaman güçlüsündür, değerlisindir, yıkılmazsındır.

Kalbini koru önce. İlk ordan vururlar seni. Zaafın orda olur çünkü. Koruyamazsan işte o zaman tek tek iner gözünden o damlalar. Ve o zaman zayıf düşürülürsün, yıkılması, harcanması kolay olan kişi olursun gözlerde.

Bu ana kadar döktüğüm herbir gözyaşı kimi zaman canımı yaktı, kimi zaman da ruhumu delik deşik etti. Ama yılmadım döktüğüm her gözyaşından sonra daha da güçlendim aslında. Ruhumu parçalayanların ruhunu yok etmek için dimdik durdum ayakta.

Gözlerime inanamıyordum 2 gün önce şüphelerimde haklı çıkmıştım. Hamileyim... İnanmaz gözlerle elimdeki test çubuğuna kaç dakikadır bakıyorum bilmiyordum. İki çift çizgi benim hamile olduğumu tastikliyordu.

Elimi karnıma koyduğumda dudaklarımda oluşan gülümsemeyle dümdüz karnıma bakıyordum. Benim elimin altında şimdi minicik bir canmı vardı? Ve ben onun annesi olacaktım. Benim için inanması gerçekten zor birşeydi bu.

Boşta kalan elimle gözyaşlarımı sildiğimde uzun zaman sonra sevinçten ağladığımı farketmiştim. Onu hissetmesemde şimdiden kalbimin en güzel , en özel yerinde taht kurmuştu.

Kendimi toparlayıp, test çubuğunu çöpe attıktan sonra odaya geçip uzanmıştım. Elimle karnımı okşayıp

- Hayatıma hoş geldin benim uğur böceğim.

Değip yüzümdeki sırıtmayla uykuya dalmıştım. Yarın ilk iş Buğraya bu güzel haberi söyleyeceğimi düşünmüş, vereceği tepkiyi çok merak ederek kendimi karanlığa bırakmıştım.

Esneyerek gözlerimi açtığımda gözüme düşen güneş ışıklarından korunmak için elimi yüzüme doğru havaya kaldırmıştım. Artık yaz kendini iyiden iyiye belli etmeye başlamıştı. Pencereye doğru yaklaştığımda havanın tamda gezilmelik hava olduğunu görmüş, aklımla gelen düşünceyle yüzümü kocaman  gülümseme kaplamıştı.

Banyoya girip her sabah yaptığım rutin işlerimi halettikten sonra mutfağın yolunu tutmuştum. Kaç zamandan beridir açlığa hiç dayanamıyordum. Bunun sebebinide dün gece öğrenmiştim.

Kahvaltımı yaptıktan sonra sofrayı toparlamış bir köşeye geçip Buğra'ya nasıl söyleyeceğimi kafamda canlandırıyordum. Nerde söyleyeceğimi biliyordum ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Beni en korkutan şeyse bu habere sevinmemesi. Herne kadar bizim evliliğimiz bebek üstünde olmuş olsada, kalben baba olmak isteyip istemediğini bilmiyordum. Ayla ablanın bana

- Gül hanım seni salonda bekliyor.

Demesiyle daldığım düşüncelerden çıkmama neden olmuştu. Ayla ablayı başımla onayladıktan sonra yerimden kalkıp salona doğru gitmeye başlamıştım. Bu sefer ne yalanlar uyduracak çok merak ediyordum.

Beni de sever misin?Where stories live. Discover now