14 bölüm

75.7K 2.6K 367
                                    




Bir söz verilir. O söz kimine göre basit kimine göre hayati bir kavram taşır. Ve bazılarıda verdiği söz üzerine hayatını şekillendirmeye başlar.

Derler ya söz ağızdan çıktımı geri dönüşü yok diye gerçektende bana verilen sözlere inanmalı mıyım. Zamanla yaşayıp göreceğim. Göreceğiz.

Peki ya benimle bir söz uğruna bir ömür geçirirse? Beni sevmezse? Kalbinde bana bir yer ayırmasa? O zaman ne olacak? Katlana bilecek miyiz? Ben sevgisizliğe. O sevmediği kadınla bir ömür yaşamaya.

Bu soruların tek bir cevabı vardı. Zaman. Her şeyi bir bir yaşayıp görecektik.

- Abi yenge tebrik ediyorum bir ömür mutlu olun.

Diyen Gülru'ya içten bir gülümseme gönderdim. Bu sırada Buğra'nın arkadaşı da bizi tebrik etmiş ve Gülru'yla birlikte gitmiştiler.

Ve şimdi ben gerçektende korkmaya başlasam iyi ederdim. Zira bundan sonra kaçışım yoktu. Ellerimin Buğra'nın ellerin de hissettiğimde zamanın gitgide benim için kıstlaşdığının farkına vardım.

- Hadi bir yere daha gitmemiz lazım.

Gözlerim istemsizce sevinçle açıldığında Buğra'yı yüzümdeki ifade şaşırtmış olmalı ki yüzünün şaşkınlıkla çevrelendiğine şahit oldum. Nasıl sevinmem ne kadar geç olursa benim için o kadar iyiydi. Yani kendimi hazırlamış olurdum. Olurdum? Yani galiba başara bilirdim. Biliyorum çok aptalca durumdayım ama yapabileceğim hiçbir şey yok.

Gideceğimiz yerin halen neresi olduğunu bilmesemde ve her ne kadar meraktan ölsemde yol boyunca ne o nede ben tek bir söz söylememiştik. Bari insan nasıl hissediyorsun? Falan sorar. Ama yok bu şempanze sormaz.

- Geldik.

Demesiyle gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. Gittiğimiz yolun uzaklığından şehir dışına çıktığımızın farkındaydım ama böyle güzel manzaralı, her tarafı yeşillik ağaçla çevrelenmiş bir yere geleceğimizi hiç düşünmemiştim. İnsan burda bir ömür kalsa yine bıkmaz ve sıkılmaz. Buğranın arabadan indiğini gördüğümde bende kapıyı açıp inmeğe çalıştım. Çalıştım diyorum.. Çünkü bu gelinlikle yürürken bile çok zorlanıyorum. Bana doğru uzatılan bir çift el gördüğümde kafamı kaldırıp Buğraya baktım

- Hadi peri kızı inmeyi düşünmüyor musun?

- Yok ben gayet rahatım hatta bundan sonra burda yaşamayı düşünüyorum.

Tövbe. Tövbe. Soruya bak ya sanki ben keyfimden inmiyorum. Bi dakika. Bi dakika. O az önce bana ne dedi? Peri kızı mı? Bu adama bir şey olmuş bu gün. Benden söylemesi.

- Sinirlenme peri kızı şimdi uzat bana elinide biran önce eve geçelim bizi bekliyorlar.

- Kim bizi bekliyor?

- Sana kaç kere söyleyeceğim çok soru soruyorsun..

Diyorum ben ya bu adamla iki çift laf etmeğe gelinmiyor. Hemen çok konuşuyorsun, çok soru soruyorsun.

- Ay sende o kadar cevap veriyorsun ki ağzını kapatamıyorum.

- Kaşınıyorsun.

Beni de sever misin?Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon