#2 | Welcome Adriana

12.3K 272 12
                                    

*Multideki Adriana'nın küçüklüğü*

...

Adriana

Hayatta bazı insanlar, bazı şeyleri daha erken yaşarlar. Bazı gereçekleri daha erken görür ve acıyla daha erken tanışırlar. Bende onlardan biriydim. Biraz klişe bir çocukluk hikayem vardı aslında. Karısını ve çocuğunu döven bir baba artık ona tahammül edemediği için çocuğunuda alıp giden bir anne. Annem ve benim hayat hikayemiz bu şekilde başlamıştı. Yani en azından ben o evin kapısından çıkıp giderken, bu hikayenin annemin ve benim hikayem olacağını düşünmüştüm ama yanılmıştım.

Annem babamı terk ettiğinde, henüz dokuz yaşındaydım. Annem benide alıp, anneannemin yanına taşındı. Eski okulumdaki çocuklarla iyi anlaşabildiğim söylenemezdi. Hiçbiriyle konuşmuyordum bile. Annem yeni taşındığımız bu yerde beni daha güzel bir okula yazdıracağına dair söz vermişti ve bende orada arkadaş edinebileceğim umuyordum. Taşınmamız yaz tatiline denk geçildiği için ne yazıkki okullar henüz açılmamıştı. Bende evde sıkıntıdan patlamak üzereydim.  Sokakta oynayan çocuklardan hiçbirini tanımıyordum. Çekingen bir yapıya sahip olduğum için onlar dışarı çıktıklarında perdeyi aralayıp camdan onları izliyordum. Bir gün annanemin yoğun ısrarıyla çocuklarla oynamak için dışarıya çıktım. Annanem beni bu konuda cesaretlendirmiş ve beni seveceklerini söylemişti. Ne oynadıklarını bilmiyordum. Oyun oynamak ve eğlenmek benim için hep bir hayal olarak kalmıştı. Annem ve babamın bitmek bilmeyen kavgaları, beni olgunlaştırmıştı. O çocukların yanında konuşulmayan her şey benim yanımda yıllarca konuşulmuştu. Tüm cesaretimi toplayıp, çocukların yanına gittiğimde uzun sarı saçlı bir kızın sırtına dokundum.

"Me- merhaba ben Adriana."

Annanemin söylediklerini hatırlayarak gülümsemeye çalıştım. Muhtemelen camdan beni izliyordu. Kız anlamayan gözlerle bana baktığında konuşmaya devam etmem gerektiğini anladım.

"Sizinle oyun oynayabilir miyim?"

Bütün çocuklar etrafımıza toplandığında kız kaşlarını çatıp bana baktı. Arkamı dönüp eve baktığımda annanemin camda olmadığını fark ettim. Bu içime bir korku yayılmasına neden oldu.

"Sen nasıl benimle konuşursun!?"

Kızın ne dediğini anlayamamıştım. Onunla arkadaş olmak istediğimi anlamadığını düşündüm.

"Şey arkadaş olmak için" dediğimde güldü.

"Öyle herkes benimle arkadaş olamaz tamam mı?"

Kızın neden böyle davrandığını o an anlayamamıştım. Kusuru kendimde aradım. Kıyafetlerimi beğenmedi, çirkin olduğumu düşündü sandım. Ama böyle davranmasının sebebi ailesinden gördüğü yaklaşımdı. Her istediği olan çocukların genel davranış biçimiydi bu. Herkes gözlerini dikmiş bana alayla bakarken kız beni ittirip yere düşmemi sağladı. Benim gözlerim dolduğunda kız üstüme yürümeye başlamıştı ve ben elimle yüzümü kapatırken önümde birisinin durduğunu gördüm.

"Ne istiyorsun ondan Charlotte?"

"Bu seni ilgilendirmez sokak köpeği!"

Charlotte denilen kız acıyla inlediğinde gözlerimi hafifçe araladım. Kızın burnu kanıyordu. Önümde duran sadece saçlarını gördüğüm, benimle aynı boyda olan, sarışın çocuk vurmuştu ona.

"Neye bakıyorsunuz aptallar! Hadi, hadi bana da vursanıza!" Diye bağırdı çocuk. Herkes dağıldığında çocuk gelip beni yerden kaldırdı. Eğilip dizlerimdeki tozu temizledi.

"Hey iyi misin?"

O kadar korkumuştum ki ağzımı açamadım. Elimden tutup, beni karşı kaldırıma geçirdi ve merdivenlere oturmama yardım etti.

Ben korku dolu gözlerle ona bakarken bana gülümsedi.

"Korkma, benim yanımda güvendesin."

O an onun gibi olmak istedim. Onun gibi korkusuz. Merdivenlere oturduğumda gelip yanıma oturdu.

"Seni daha önce burada görmemiştim." Dedi.

"Buraya yeni taşındık ama keşke taşınmasaydık." Dedim biraz önce yaşanan olayı hatırlayarak.

"Charlotte aptalı kendini bir şey sanıyor ve herkese sataşıyor."

"Sen onu nerden tanıyorsun?" Diye sordum merakıma yenik düşerek.

"Bir arkadaşımın canını yakmıştı." Dediğinde gözlerinde beliren acıyı gördüğüme yemin edebilirdim. Sonra devam etti.

"Ama ben yinede diğer çocuklar gibi onun kölesi olmadım."

"Peki arkadaşın şimdi nerede?"

"Gitti. Sonsuza dek."

O günden sonra Michael benim tek arkadaşım oldu. Ortaokulda aynı sınıftaydık, okul çıkışları parka gider sallanırdık. Bazen sokak sokak gezip şarkı söylerdik. Diğer çocuklar bize iğrenerek bakarken, biz birbirimize çamur atardık. Yaz kış demeden her günü beraber geçirirdik. Ortaokula başlamadan önceki yaz o anlattığı arkadaşının Michael'ın çocukluk aşkı olduğunu öğrendim. Kendime itiraf edemesemde içten içe o kızın yerinde olmak istediğimi biliyordum ama Michael ne bana nede başkasına aşık olabilecek bir çocuk değildi. Ne yaşadığını o kıza ne olduğunu bilmiyordum ama bu onda büyük bir travmaya sebep olmuştu.
Bana çok değer verdiğini biliyordum. Beni koruyor, hatta bazen kısıtlıyordu. Ben onun o kızdan sonraki tek arkadaşıydım ve o kızın başına gelenler Michael yetişmese benimde başıma gelebilirdi. Bana değer vermesi güzeldi ama bunun arkadaşça olduğunu bilmek bazen canımı acıtıyordu. Michael kendine özgü tarzı olan bir çocuktu. Yakışıklı olduğu bir gerçekti. Onunla karakterlerimizin farklı olduğunu biliyordum ama liseye geçtiğimiz gün bunu daha iyi anlamıştım. Tamamen değişen giyim tarzı, kullandığı kelimelerin arsızlaşması ve okulda çizdiği ulaşılmaz çocuk imajıyla Michael beni bile şaşırtmıştı. Onun asıl olmak istediği kişinin bu olduğunu biliyordum ama kabullenmek zamanımı almıştı. Etrafında her zaman ihtiyaçlarını gidereceği kızlar olurdu ve cidden bu sinir bozucuydu. Ama Michael'ın en sevdiğim yanı beni o kızlardan hep ayrı tutmasıydı. Başta ikimizin bu kadar zıt karakterde olup bu kadar yakın olması herkesi şaşırtırken sonrasında tüm okul buna alışmıştı. Benimse alışamadığım tek şey Michael ve ona yiyecekmiş gibi bakan kızlardı.

Best Friend / Michael Clifford (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin