#11 | We Need To Talk

6K 222 86
                                    

Bölüm şarkısı: 5 Seconds Of Summer - Jet Black Heart

*Şarkıyı multi'den dinleyebilirsiniz.*

...

Hiç yanlış yolda gittiğinizi anladığınız oldu mu? Peki bunu anladığınız halde, o yola devam ettiğiniz oldu mu? Benim oldu. Geri dönmek istediğimdeyse, geri dönmek için çok geç kalmıştım. Hem en başından beri gittiğim yolu kaybetmiş, hemde yeni bir yol bulamayacak kadar tükenmiştim. Artık nasıl devam edilir, nasıl doğru yolda ilerlenir bilmiyordum. Onsuz devam etmek istemediğim bir gerçekti ama onunla da devam edemezdim. Bana yalanlar söylemişti. Hayır, kalbimi kırmamıştı. Eğer beni kırsaydı, dağılmış bir yapboz gibi tüm parçalarımı birleştirir ve yine beni kırması için ona giderdim. O beni ateşe atıp, yakmıştı. Küllerimi kendi Cehenneminin en karanlık köşelerine savurmuştu. Şimdi bedenimde dokunmaya çalıştığım her yerim yanık izleriyle doluydu, her yerim acıyordu. Vücudumun her köşesi, ondan bir iz taşıyordu. Bunların hepsini ona karşı olan zaafımı ve güvenimi kullanarak yapmıştı. Artık daha fazla kalbime dokunmasına, beni kullanmasına izin veremezdim. Yaklaşan kışı görüyordum ve bu sefer karlar altında kalıp ölme terk edilen ben olmayacaktım. Doğru yolu bulamıyorsam, kendi yolumu çizecektim ve o yolda Michael Clifford'a yer yoktu.

...

Bir aydır kendi kendime yaptığım motivasyon ve devam etmekle ilgili olan konuşmalar işe yaramıyor diyemezdim ancak işe yaradığıda söylenemezdi. Ne kadar Facebook'ta -Anti Michael bok suratlı Clifforf- grubu açmak ve tüm evreni o gruba eklemek istesemde Michael götünü merak etmekten ve düşünmekten vazgeçemiyordum. Buda benim iç sesimle, bitmek bilmeyen bir tartışmaya gitmeme sebep oluyordu. Bir yanım -Ah hadi ama sadece merak ediyor ne var bunda!?- Diye beni teselli etsede diğer bir yanım
-Merakını giderdikten sonra sırada ne var onun altına yatmak mı!- Diye beni aşağılıyordu. Bende zihnimde dönüp duran düşüncelerimi ve birbirlerinden tamamen farklı iki iç sesimi susturmaya yada duymazdan gelmeye çalışıyordum.

Ben okulun bahçesinde öylece durmuş, etrafta göz gezdirirken kendimi -sadece etrafa bakınıyorsun, bu sıradan bir davranış.- diyerek teselli etmeye çalışıyordum aslında ben ve tüm o sikik içsel alemim Michael okula geldi mi diye etrafa bakındığımı biliyorduk. Kendisi bir aydır olduğu gibi bugün de okula gelmemişti. Tuhaf olansa, tam okulun başladığı saatte olmamıza rağmen okulun bahçesinde kimse yoktu. Derste olduklarını düşünerek, okulun giriş kapısına doğru yürümeye başladım ve tam o sırada okulda çalıştığını bildiğim bir temizlik görevlisi önümde durdu.

"Pardon, nereye gidiyorsunuz acaba?"

Bir süre dediğini anlamaya çalışarak adamın yüzüne baktım ve sonunda kısa bir şekilde tuhaf sorusunu yanıtladım.

"Okula."

"Müdür Bey dün sabah yaptığı konuşmada, tadilat dolayısıyla okulun tatil edileceğinden bahsetmişti. Zaten gördüğün gibi kimsede gelmedi. Sanırım sen dün okulda değildin."

Dün okula gelmiştim hatta duyuru sırasında bahçedeydim ama başka dünyalarda olduğum için müdürün dediklerini dinlememiştim.

Hâlâ önümde duran ve biraz daha anlamıyormuş gibi bakarsam, ailemi aramayı teklif edeceğini düşündüğüm görevliye kendimi zorlayarak gülümsedim.

"Ah, evet ben dün okula gelmemiştim. Bu yüzden haberim yoktu çok teşekkürler."

Adam gülümsediğinde, arkamı döndüm ve hızlı adımlarla kendime lanet okuyarak okulundan çıktım. Eve varmak için yürüdüğüm tüm o süre kendimi aşağılamalarım ve saçma düşüncelerime ettiğim küfürlerle son bulmuştu.

Best Friend / Michael Clifford (Bitti)Onde histórias criam vida. Descubra agora