#12 | Ashton's Secret

5.3K 220 180
                                    

Gecikme için üzgünüm, bu aralar biraz yoğundum... Okuduysanız, lütfen beğenin ki bende yazmaya devam edeyim.

...

Michael Clifford, beni öpmüştü. Yıllardır kendimi adadığım, aşkından ölüp bittiğim adam beni öpmüştü. Bu sahneyi milyonlarca kez farklı yerlerde farklı şekillerde hayal etmiştim. Hayali bile bedenimi titretmeyi başarırken, gerçeği ayaklarımı yerden kesmişti. Gökyüzüne çıkıp, yıldızlara dokunduğumu hissettirmişti bana. Güneşe sarılıp, üşüdüğümü hissetmiştim. Sanki bedenimin kaybolan tüm kısımları birleşmiş ve kalbim ağzımda atmaya başlamıştı. Yumuşak dudaklarını benden ayırdıktan sonra gözlerimi ne kadar kapalı tuttuğumu bilmiyordum. Beni izlediğini, yüzümü okşayan nefesinden anlıyordum. Gözlerimi açarsam, büyünün bozulacağını biliyordum. Bundan bir yıl önce bana böyle bir an yaşayacağımı anlatsalar, onlara gülerdim. Beni öptüğüne inanamıyordum. Gözlerimi açtığımda, orada olmayacağını biliyordum. Buda her gece gördüğüm rüyalardan biri olmalıydı. İçimden üçe kadar saydım ve gözlerimi açtım. O hala tam karşımda duruyordu. Gözlerini merakla bana dikmiş, yüzümü seyrediyordu. Gözlerim, gözleriyle buluştuğunda vücuduma büyük bir utanç dalgası yayıldı. Gözlerimi ondan kaçırdım ve öpüşüyle alev alan hormonlarımı dizginlemeye çalıştım. Ashton'ın sözleri beynimde yankılanmaya başladığında, zihnimi ele geçiren tutku yerini yavaş yavaş utanca ve sinire bırakıyordu. "Kendini yıllarca oda kullandırdın, sana yalan söyledi, sen onun için dayak yerken o öylece izledi, seni hep ikinci plana attı, hayatını onun için boşa harcadın." Ashton'ın sözleri zihnimi işgal etmeye devam ederken, geçmesini umarak gözlerimi kapadım. Karanlık birden şekil değiştirerek beni çok tanıdık bir yere doğru savurdu. Okulun kafeteryasındaydım. Öylece durmuş zihnimin bana oynadığı oyunu çözmeye çalışırken, etrafıma baktım. Bu o gündü. Charlotte ve arkadaşlarının beni dövdüğü gündü. Ve ben her şeyi tekrardan görüyordum. Acı dolu inlemelerimin doldurduğu kafeteryada, Michael benim olduğum noktaya boş gözlerle bakıyordu. Sonra konuştuğunu duydum.

"Umarım onu öldürürler."

Bir çığlık attım ve uyanmayı diledim. Ama bu seferde yine çok tanıdık olan başka bir yerdeydim. Eski mahallemizde. İlk görüşte tanıdığım iki çocuk konuşuyordu. Charlotte ve Michael.

"Tanrım Charlotte, çok üzgünüm. O kızı senden kurtarırsam, ona karşılık bir şey isteyebilirim diye düşündüm. Yoksa o çirkin şeyle neden uğraşayım ki? Onu al ve istediğini yap. İstersen Nessie'ye yaptıklarını ona yap. Sadece bana Nessie'nin iyi olup, olmadığını söyle."

"Michael, Michael, Michael. Peki ben o kızla ne yapacağım? Ama düşündüm de onu yem etme fikri harikaymış. Onu getir, bu gece eğleneceğiz."

Ardından ikisi de şimdi oldukları hallerini aldılar ve beni fark edip kahkahalar eşliğinde gülmeye başladılar. Tekrar çığlığı bastığımda, gözlerimi açtım. Yatağımda olmayı beklerken, Michael'ın beni öptüğü koltukta öylece oturuyordum. Zihnim söylediklerimi ardı ardına tekrar etmeye başladı. Michael'ın beni öptüğü koltuk. Bu gerçekti, o pislik herif, beni satmaya çalışan adi orospu çocuğu beni öpmüştü! Beni yine kullanmıştı!

Michael'ın beni sarsmasıyla bulunduğumuz ortam netleşti.

"Adriana! İyi misin? Birden titremeye ve bağırmaya başladın, ben korkuyorum."

Ardından yüzüme dikkatle baktı.

"Tanrım, sen hiç iyi görünmüyorsun sanırım hastasın. Hadi doktora gidiyoruz." Dedi ve bileğimi tuttu. Onu tüm gücümle iterek, gerilemesine neden oldum ve bileğimi ondan kurtardım.

"Sakın Clifford, sakın bir daha beni düşünüyormuşsun gibi davranma! Sen kendinden başka kimseyi düşünmeyen piçin tekisin! Şimdi siktir git!"

Best Friend / Michael Clifford (Bitti)Where stories live. Discover now