32

308 51 11
                                    

Bölüm parçaları »»

Poets Of The Fall - Rebirth

The Neighbourhood - A Little Death

Pilli Bebek - Gündüz Yüzlü Kız

~

Nilüfer ile Barlas oturma odasında aynı koltuğun iki yanında, sessizlik içinde oturmuş bazen birbirlerine, bazen de etraflarına bakıyorlardı...

Adam, evinde misafir ağırlama konusunda çok iyi değildi. Eskiden, Sedef ile evlerine misafir geleceği zaman eşi daha akşamdan ona emirler yağdırmaya başlar, alınacakların ve yapılacak yemeklerin listesini yapar ve ne yapar ne eder gelen konukları güzel bir şekilde ağırlardı. Barlas'a da sadece sohbet etme ve iyi vakit geçirme kısmı kalırdı.

Nilüfer ise onun tam tersi, evin tüm işini halledip gelen yabancılara 'yeterince iyi' görünümü vermeye ve babasıyla aralarındaki uçurumu kimseye fark ettirmemeye çalıştığı için daha tecrübeliydi. Bu yüzden hem Barlas'ı, içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmak hem de eve çok geç kalmamak için konuştu. Sesinde biraz muziplik ve biraz da neşe vardı, gittikçe alışıyordu bu karışıma.

"Yemekten kastın pizzaysa inan bana daha kısa sürede çok daha güzel bir şey pişirebilirim."

O sırada Nilüfer'e dalgın dalgın bakan Barlas birden toparlandı ve yerinden kalkarken konuştu.

"Hayır! Yenilebilecek bir şeyler olduğuna eminim."

Deniz Hanım evdeki yemeklerin bitmesine asla izin vermezdi, her zaman tek kişinin yiyebileceğinden fazla yaptığı için de grnç adam bu kadar emin konuşuyordu.

"Benimle gel istersen."

Barlas, evin mutfak ve yatak odasından başka bir yerini kullanmadığını yeni yeni fark ediyordu. Hatta yatak odasında yediği, mutfağa bile gitmediği günler olmuştu.

Barlas mutfağa giderken Nilüfer de onu takip etti, mutfağı da oturma odası gibi derli topluydu ama burası daha sıcak gelmişti genç kıza. Yaşanıldığı belli oluyordu.

Barlas, Nilüfer'in ortadaki masaya oturması için eliyle sandalyeyi çekti.

"Bu seferlik garson benim."

Tek kaşını kaldırmaya çalışıp ona baktı Nilüfer, pek başarılı olmamıştı ama zaten Barlas da ona bakmak yerine arkasını dönüp tabak ve bardakları ayarlamaya başlamıştı.

Hâlâ ocağın üzerinde duran yemeklerin kapaklarını açıp konuştu, Deniz Hanım giderken pişirmiş olmalıydı ki hâlâ dumanları tütüyordu.

"Menüde pirinç pilavı ve fasulye var."

Dolaba doğru yürüdü ancak henüz kapağını açmadan bile emindi, bu yemeğin yanına yardımcısı her zaman cacık da yapardı.

"Bir de cacık... Sever misin?"

Masada parmağıyla ritim tutan Nilüfer başını kaldırıp dolaptan cacığı çıkarmakta olan adama baktı, Barlas hem çalışıyor hem de onunla konuşuyordu.

"Evet, güzel bir menüye sahibiz."

"Kesinlikle öyle, yemeği nasıl istersin? Yan yana mı ayrı ayrı mı?"

"Pilavın yanına verebilirsin."

Dakikalar sonra yemekle dolu iki tabak ve baharatla tatlandırılmış cacık masanın üzerindeki yerlerini almıştı.

Barlas ve Nilüfer hem hayallerinden hem de korkularından bahsettiler, son zamanlarda dillerinden düşmeyen konu olan kafeyi konuştular ve yemekten sonra Barlas bulaşıkları toplarken Nilüfer, genç adamın tüm itirazlarına rağmen kirli tabakların makineye dizilmesine yardım etti.

Ölü Ruhun ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin