34

315 50 11
                                    

Bölüm parçası »»

Cem Adrian - Yalnız Da Ayağa Kalkabilirim (konser kaydı)

~

Geceye ayak uydurmak ister gibi simsiyah giyinmiş adamı ilk önce Nilüfer fark etti. Eski çalışma arkadaşını özlememiş değildi elbet ama Egemen eskiden ona tuhaf bakar ve genç kız bundan rahatsız olurdu. Hislerinin az çok farkındaydı ve ona umut verecek hiçbir şey yapmamaya özen göstermişti. O zamanları hatırlayınca merak etti ve öğrenmek için ona selam verdi.

"Egemen!"

Sokak lambasının altında parlayan gözlükleriyle zaten ona doğru yürüyen adam adımlarını daha da hızlandırıp yanına geldi ve uzun zamandır genç kızı görememenin verdiği yalnızlıkla sarıldı ona.

Egemen böyle bir insan değildi, insanlarla arasındaki mesafeyi hep korurdu ancak nasıl olduysa Nilüfer'i görünce insanlara karşı oluşturduğu tüm kalkanları inivermişti.

"Nilüfer!"

Kollarının arasındaki güzel kız ona hiçbir tepki vermiyor, ne kollarını ona doluyor ne de kendisini uzaklaştırıyordu.

Barlas sahte bir şekilde öksürene kadar zaman aralarından bir su gibi akıp geçti. Egemen yaşadıklarının gerçek, karşısındaki kızın da onun varlığından rahatsız olduğunu anlayınca saç diplerine kadar kızardı. Teninin yandığını hissediyor ancak onu gizlemesi için akşamın karanlığına güveniyordu.

Birden genç kızı kendinden uzaklaştırdı ve içgüdüsel olarak bir adım geriledi. Elleri karşısındaki kişiye uzanmak ister gibi açılmıştı ancak onları engellemek için ceplerine yerleştirdi.

"Nilüfer ben üzgünüm... Öyle karşımda görünce... Ben..."

Tuhaf bir an yaşıyorlardı. Üçü de kendini rahatsız hissediyordu ancak Barlas'ın düşünceleri çok farklıydı. Nilüfer'i alıp buradan, bu çocuktan olabildiğince uzağa gitme hayalleri kuruyordu.

Nilüfer'in kendine güvensiz çıkan sesi aralarına dağıldı.

"Sorun değil..." Barlas'a göre olanların hepsi sorundu. Egemen'e göre ise, Nilüfer'in ona sarılmamış olması sorundu. Hatta Nilüfer bile inanmamıştı söylediğine.

"Sadece şaşırdım, ne yapıyorsun burada?"

"Senin burada çalıştığını duydum, bizim eski patrondan, emin olmak istedim."

"Evet, aşçılığa başladım sonunda. Barlas'ın yanında çalışıyorum, burada. Tanışmıştınız değil mi?"

İkisi de otomatik olarak başını salladı. Nilüfer devam etti.

"Sen neler yapıyorsun?"

"Benim de okulum bu yıl bitiyor, bir hastanede iş ayarlamaya çalışıyorum."

Aralarında rahatsız edici bir sessizlik oluştu.

"Nilüfer... Saat geç oldu, baban merak eder."

Barlas, çoğu insana göre oldukça uzun bir boya sahipti ve doğuştan lider bir yapısı vardı. Konuştuğunda susturduğunuz biri değil, dinlemeniz gereken birisiydi. Egemen ve o, yan yana geldiklerinde tuhaf bir durum ortaya çıkmıştı. Nilüfer tam Barlas'a cevap verecekken Egemen konuştu, sesi telaşlıydı.

"Aslında! Şey... Aslında ben buraya sana bir şey söylemeye geldim. Eğer senin için de uygunsa?"

Nefesler ağırlaşıyor ve üçünün de gözleri birbirlerinin üzerinde dolaşıyordu. Hepsi merak içindeydi.

"Tabii, olur. Dinliyorum seni."

Egemen Barlas'a attığı kaçamak bakışları biraz daha uzatarak niyetini belli etti. Zaten kısa bir süre sonra genç adam mesajı almıştı.

"Ben arabada bekliyorum, tamam mı Nilüfer?"

Başını salladı genç kız, isteği çok farklı bir yönde de olsa onayladı onu.

"Tamam... Ben de birazdan gelirim."

Barlas, biraz ilerideki arabasına ulaşıp içine girdiğinde Egemen iyice gerilmişti ve bu hâli Nilüfer'i de etkiliyordu.

"Ee... Egemen?"

Zaman, genç çocuğun aleyhine işlerken o, ellerini cebinden çıkartıp Nilüfer'e uzattı. Eskiden sönük olan genç kızın gözlerinde şimdi mutluluğun izleri vardı. Egemen bu şu anda arabada olan adamın yapıp yapmadığını merak ediyordu.

"Mutlu musun?"

Aklından geçenlerden çok farklı şeyler söylemişti, nereye kaybolmuştu tüm cesareti? Genç kız ona ne yapıyordu da karşısında yeniden küçülüyordu?

"Bu nasıl bir soru? Evet, mutluyum."

Ayaklarının altından yeryüzü çekiliyordu sanki.

Tüm bunlar olurken, hiçbir şey yapmadan onları sessizlikle izleyen Barlas korkudan ölmek üzereydi.

Gelen çocuğun neler söylediğini tahmin ediyordu, uzun zaman önce Nilüfer'e olan bakışlarını ve kendisini kıskandığını hatırlıyordu çünkü.

Merak ettiği şey, Nilüfer'in ne düşündüğüydü. Genç kız da Egemen'e karşı bir şeyler hissediyor muydu?

'Hayır!' diye düşündü. 'Hissetmiyor.' kendini bu şekilde rahatlattı.

"Hissetmemeli..." Fısıltısı arabaya doldu. Henüz Nilüfer'e söyleyememişken onu sevdiğini, yabancı çocuğun bunu başarmasını kabullenemezdi.

Dudağını kemirmeye başladı, burada eli kolu bağlı bir şekilde oturmak zor geliyordu. Hareketlerini takip etti.

Nilüfer kendini korumak ister gibi kollarını bağlamıştı ve yüzüne duygusuzluk hakimdi.

'Bu iyi, ona karşı bir şey hissetseydi gülümserdi.'

Genç kız kendisinden başkasına gülümsemiyordu kolay kolay. İçini acınası bir sevinç kapladı ancak en kısa sürede düşüncelerini Nilüfer'e söyleyeceğini aklına kazıdı.

Arabanın dışında tam bir belirsizlik vardı. Nilüfer yaşadıklarına anlam veremiyordu. İnsanlarla konuşmazken her şey ne de güzeldi, şimdi ise Egemen karşısındaydı ve onu kırmak istemiyordu.

"Nilüfer ben, ben seni sevdim."

Ölü Ruhun Çığlığıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें