VI. Bölüm

90 8 10
                                    

Ben artık hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam etmek istiyordum. Bu yüzden kendi hayatımda bazı ıslahatlar oluşturdum. Artık daha cool olmak falan değil de, daha çok çevremdekilere kendi hakkımda farkındalık yaratmak istiyordum. Artık ismimi başı boş söylentilerle değil, icraatlarımla ansınlar istiyordum. Bunun için ilk işim çevredeki olaylar hakkında daha fazla araştırma yapmak oldu. Planladığım şey vakıf ve dernekleri araştırıp okulda veya başka yerlerde bağış toplayıp, gelen tüm geliri belli derneklere bağışlamaktı. O gün bunların hepsini kafamda canlandırdım. Ne de hoş duruyordu. Okuldaki herkesten bir lira toplasam iki bin beş yüz lirayı belli yerlere bağışlayacaktım. Hatta bazen bu parayı, okumak için gerekli maddi desteği alamayan öğrencilere harcayacaktık. Ben bunları düşündükten sonra, bunu en yakın arkadaşımla paylaştım. Grubumuzun ismi 'Erdemliler Birliği' olacaktı. Erdemliler Birliği, belli kişiler tarafından bir etki yaratacaktı. Zaten bilen bilir.

"Kanka ben Erdemliler Birliği'ni kuracağım. Okuldaki herkesten bir lira toplasam, bunu belli yerlere bağışlayabiliriz."

"İyi de, okuldaki herkes para verecek mi? Her gün bu parayı vermeyi kabul ederler mi? "

"Oğlum istediğim yüz lira değil ki. Bir lira. Hem her gün istemeyeceğim. Ayda bir olabilir."

"İyi o zaman hayırlı olsun. Şey dicem. Senin manita ne oldu?"

"Sikti kalbimi gitti ne olacak? Boşuna dert ediyorum kendime. Artık unutmuş gibi davranayım. Belki işe yarar."

"Ne mal adamsın Ozan ya. Beni örnek al."

"Yok abi. Bana o son gülücüğü atmayacaktı. Ben de unutmuş sayılırım artık. Bir hafta geçti üzerinden hâlâ yazmadı."

"Çok fazla takıyorsun knka. Vallahi bırak şunu ya."

"Soğudum kanka zaten. O kalbe benden sonra başkasını sokmayacaktı."

O sıralar ben sadece çekmekte olduğum sıkıntıları düşünüyordum. Okuldaki birkaç arkadaş grubu tarafından daha dışlanmam bir yalnız adamı daha ortaya çıkardı. İdeolojilerim ve ülkülerim daima başkalarının gözüne batıyordu. Genelde tüm hocalara yaranmaya çalışıyordum. Zaten çoğu da beni severdi. Yahu bazen kendime şöyle bir bakıyorum da beni sevmeyen ölsün zaten. Böyle düşündükten sonra yavaş yavaş bütün canlıların öldüğü gözümde canlandı. Ne çok sevmeyenim varmış!

Yine bir gün okuldan bir hocayla sohbet ettikten sonra yavaş adımlarla sınıfa giderken bir meymenetsiz çıktı karşıma. Öğretmenle konuştuğumu görmüş de. Bana "Fazla yalama Ozan hocaları." dedi. Sanırım hepsi böyle düşünüyor. Ancak ben olmam gerektiği gibi oluyorum. Ona "Vay. Tecrübe konuşuyor. Önerini dikkate alacağım, dostum." dedim ve ellerimi cebime koyarak cool bir şekilde yürümeye başladım. Yani ben laf soktuğumu hissetmiştim.

Sınıfa girip, bir sonraki dersin sınav olduğunu bildiğimden dolayı birkaç konuya çalıştım. Sınav, Coğrafya sınavıydı. Ne zaman Coğrafya sınavı olsak o günden sonra, aklıma daima sevdicek geliyordu.

"Sevdicek kelimesini de çok seviyorum." demişti bi ara. O günden sonra sevdiceğin ismi bende öyle kaldı. Şimdi eve gittiğimde mesaj atanım da yok. Sabahları erken uyanmama neden olan bir şey de. Okulda salak salak gülmeme neden olacak bir şey de.

"İnan ki sensiz geçen günlerin kazası yok be sevgili..."

~Sagopa Kajmer

Bugün Erdemliler Birliği adına birkaç iş yapacaktım. Öncelikli işim grubumuza birkaç isim daha eklemekti. Onun için grubumuzu kaale alacak ve bizimle önemli işler yapacak kişileri düşünmemiz lazımdı. Elime bir kağıt aldım ve birisinin ismini yazdım; Mervan. İyi bir insandı. Ve beni bazen küçük düşürecek espriler yapsa da o, bu işleri pek severdi. Ben de bana yardımcı olacağını düşündüğümden ona, bu konuyu açtım.

"Mero, ben Erdemliler Birliği'ni kurdum. Gruba yeni isimler katmaya başladım. Katılsana bize?"

"Ne grubu bu? Kim var başka?"

"Cihat ile ben. İlk sana söyleyeyim dedim. Hani ciddiye alırsın diye."

"Haa..." dedi hiç cevap vermeden.

"Ee?.."

"Tamam da ne için kurdunuz bunu? Amacınız ne?"

"Oğlum işte okulda veya çevrede para toplayıp, vakıflara falan bağışlayacağız."

"He, iyiymiş. Beni de yaz o zaman."

"Tamam. Ama imza atman gerekiyor." dedim gülerek, kağıdı önüne koyduktan sonra. O da güldü.Zaten neden bilmiyorum ama Mervan gibi kişileri güldürünce komik olduğumu hissediyordum. Mervan kağıtta isminin yazılı olduğu yerin yanına imzasını atınca kendimi Harry Potter gibi hissettim. Dumbledore'un Ordusu'nu kuruyorduk sanki. Öyle bir his vardı içimde.

O gün Mervan ile birlikte birkaç kişiyi daha yazdırdım gruba. Telefonda bununla ilgili mesajlaşıyorduk zaten. Ancak bu birlik benim hayatıma mâl olacaktı...

Ertesi gün okul müdürü tarafından izinli olarak sınıfları dolaşmaya başladık. Kız sınıflarına girince ayrı bir heyecan oluyordu tabi ki. Çünkü kızlar bize laf atıyordu. Bu hoşumuza gidiyordu tabii. Yani benim hoşuma gidiyordu. Ve sınıfların ayrı bölümlere karışmasından dolayı da sevdiceğimin hangi sınıfta olduğunu da bilmiyordum. Bir kız sınıfına girdim.

"Ee-hocam, bir duyuru yapabilir miyim acaba?" dedim kibar ve saygılı şekilde.

"Tabii." deyip yerine geçti öğretmen.
Daha sonra ben sınıfa dönüp, etrafta iki saniyeliğine göz gezdirdim. Bir yüz çarptı gözüme. Gözleri eyeliner ile süslenmişti. Sevdicek idi bu kişi. Heyecanlandım o an. Ancak hocanın ikazıyla kendime gelebildim.

"E-hadi. Ne bekliyorsun?"

"Pardon hocam." dedim ve sözlerime başladım. "Merhabalar. İsmim Ozan. Geçenlerde bazı arkadaşlarımla 'Erdemliler Birliği' adlı bir grup kurduk. Bu grubun amacı belli miktarda bağış toplayıp, gelen tüm parayı bazı vakıf, derneklere veya maddi durumu olmayan öğrencilere vermek. Sınıftan herkes bir lira verse amacımıza ulaşıyoruz. Yardımcı olursanız çok sevinirim." dedim ve soluk verdim en derininden.

Daha sonra öğretmenden dersi böldüğüm için özür dileyerek çıktım. Yüreğimin tam ortasına bir bıçak yemişçesine yandı canım. Bir zamanlar gülüşü ve gözleri karanlığı aydınlatan ay kadar parlak olan İstibdat Dönemi prensesi, şimdilerde bana karşı gözleri soğuk ve yağmurlu bakıyordu. Sorun değil. Yalnızca birisini bulduğum anda, o benim hiçbir şeyim olacaktı. O benim olmasa bile, ben onun hiçbir şeyiydim...

"Ben senin mutluluğunu istiyorum dedi,
Ve dediğini de yaptı...
Aldı. Gitti."

Ozan-ı BedbahtWhere stories live. Discover now