§18§

1.1K 140 30
                                    

Bölüm şarkısı: Shin Jae Tears are Falling

«»«»«»«»¿«»«»«»«»

«Luhan»

Beni tüm bu baş melek saçmalığına rağmen güvende hissettiren elin sahibine son kez bakıp dudaklarına son bir buse daha kondurduktan sonra seri ve sert adımlarla okyanus kapısını aşıp şu an ki baş melek olan Ardour'un ateş saçan topraklarına girdik.

Ocean'ın mavi renkli okyanusundan Ardour'un ateş saçan topraklarına yol almak benim için ciddi anlamda çok yorucu ve fazlasıyla bunaltıcı olmuştu. Ateş her yerdeydi.

Bulutlar bile üzerimize ateş yağdırırken, altımızda ki lav nehrine rağmen tahta bir köprünün üstünde yolculuğumuza devam ediyorduk.

Şu an için tek dileğim ise Ardour'la bu köprüyü geçtikten sonra karşılaşmak. Çünkü Tanrı korusun eğer Ardour'la bu tahta asma köprü de karşılaşırsam onunla savaşıp aynı zamanda Ocean'ı koruyamazdım. Biran önce bu köprüyü geçmekten başka şansımız yoktu.

Bunu Ocean'a da belirtmek istediğimden elini biraz daha sıkıp adımlarımızı daha hızlı bir boyuta taşıdım. Fakat asma köprü her hareketimizde biraz daha sallanıyor sağa sola yalpalanmamıza neden olarak bizi zor durumda bırakıyordu.

Korktuğumu itiraf etmemem hayatımda yaptığım en büyük saçmalık olurdu doğrusu.

Alev kırmızısı bulutlar gözüme çarptığında her zaman oralarda bir yerde olduğunu bildiğim Tanrı'ya Ardour'u şimdilik göndermemesi için dualar ettim. Fakat alev saçan bulutlar arasında gözüme ilişen devasa kanatlar sen ne dersen de ben buradayım dercesine üstümüzde uçuyor, varlığıyla bile yüreğime korku salıyordu.

"Şu köprüyü geçene kadar ona bir melek olduğunu belli etmemeye çalış Luhan."

Sehun'un sesini kulaklarımın ardında hissettiğimde onu küçük bir baş sallamasıyla onaylayıp elini biraz daha sıkıp ilerlemeye devam ettim. Üstümüzde daireler çizerek uçan Ardour'u düşünmemeye çalışmaktan başka bir şansım yoktu. Nasıl göründüğünü delicesine merak ediyordum fakat şu an için onunla karşılaşmaya cesaretim yoktu.

Adımlarımız Ardour'un kanat seslerine göre haraket ediyor onun kanatlarının vermiş olduğu ürküntü ile yolumuza devam ediyorduk. Fakat sonra asma köprü'nün iplerinin üzerine düşen küçük küçük alev topları benim korku ve şokla Ocean'a yönelmeme neden olmuştu.

"Henüz zamanımız var Luhan, lütfen devam et. Köprü tamamen alev almadan ayaklarımızı toprakla buluşturmamız gerekiyor."

Ocean'ın bana destek olurcasına kusursuz çıkan ses tonu bedenimi haraket ettirmeme yetmişti. Köprünün hemen hemen her bölgesinde küçük ateş küreleri oluşmasına rağmen onları görmezden gelerek ilerlemeye ve bedenimizi toprak yola atmaya çalışıyorduk. İleriye şöyle bir baktığımda fazla yolun kalmadığını görerek sevindim. Fakat attığımız her yeni adımda Ardour'un varlığını biraz daha hissediyordum. Kanatlarından gelen serinlik hemen üstümüzde olduğunu gösteriyordu ki ben Ocean'a bir şey olmasın diye bu kez kolumu onun beline sararak ilerlemeye devam ettim.

Ardour'un kahkahaları gök kubbeyi inletiyor benim biraz daha Ocean'a yaklaşmama neden oluyordu. Onun da korktuğunu pır pır eden yüreğinden anlayabiliyordum bu yüzden kendimi daha fazla cesaretli olmaya zorladım. Çünkü Ocean'ın güçleri neredeyse tamamen tükenmişti.

ANGELFALL(HanHun/HunHan)BİTTİWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu