2.9

2.6K 176 128
                                    


Evet Karamel sevdalılarım. Bölüm hazır. Sanırım yazarken kendime sövdüğüm sayılı bölümlerden. Bölümü bitirene kadar on iki sigara yaktım. Fırat'a acı çektiriyor olmak beni üzüyor. Ama kurgu gereği adamıma acı çektirmek zorundayım. Kızmayın bana.. Uzun zaman sonra yazdığım en uzun bölümdü. Umarım oy vermeye yetecek kadar seviyorsunuzdur kitabımı. Eller yıldıza hadi. :) 


Bu arada diğer kitabıma bakmayı unutmayın. Seveceğinize eminim. :) 

KEYİFLİ OKUMALAR. 


Bölüm Şarkısı: 

Neyse - Siyah 



Mavi... 


Bir zamanlar sonsuz huzurdu benim için. Şimdiyse önünde sergilediği sahne sebebiyle ölümle eş değerdi. Denizi severdim ama Ahsen'i daha çok. Denizi severdim ama acıyı daha çok. Acı oydu. Acım Ahsen'di. Beni dünyanın en mutlu insanı yapmakta onun elindeydi. En mutsuz insanı yapmakta. Karşımda gördüklerim soluk boruma dizilmiş, nefesimi kesiyordu. Ahsen hararetli bir şekilde onunla tartışırken şu an onun kolları arasındaydı. Karşı çıkmıyordu, karşı çıkamıyordum. Dünya üzerinde bulunan tüm dertleri sırtlamış gibiydi ruhum. Bir annenin evlat acısını da taşıyordum üzerimde. Bir genç kızın babasızlığını da, bir gencin hayal kırıklıklarını da. Ama şu an da sırtladığım en büyük dert kuşkusuz benim acımdı. 


Okuldan çıkarken elinden damlayan kanı fark ettiğimde onun bunu fark edemediğini biliyordum. Bigem'in ileri giden kelimelerinin gururuna saplandığının farkındaydım. Hissedemediği acısını tüm benliğimde yaşadığımdan peşinden gitmiştim. Yine bir büfeye girişiyle varış noktasını şimdiden anladım. Sahile gidip içecekti. Soluksuz bir şekilde onu izlerken yanına oturan Efdal piçiyle dişlerimi sıkarak olacakları izlemiştim. Şimdiyse gördüklerime lanet ediyordum. Acıyordu. Çaresizce avuçlarımı sıkıp arkamı döndüm. Geldiğim yolu omuzlarım çökük bir şekilde ellerim ceplerimde geri dönüyordum.


Karşıdan karşıya geçip başım önde devam ettim yoluma. Sanki gözlerim attığım her adımda ceplerimden dökülüp yere düşen ruhumu inceliyordu. On dakikada okula vardığımda istemesem de derslere girmek için binaya girdim. Merdivenleri tırmanarak ruhumu bıraktığım sahil yolunu düşünmeden karşımda ki hocaya odaklandım. 



*


"Yok yok kesinlikle üzerimde bir cenabetlik var. Başka açıklaması olamaz bu yalnızlığımın." Burak yanına gittiği kızın sevgilisinin gelişiyle locaya dönmüş gergince konuşuyordu. Cem sırıtarak lafa girdi. "Al bi gusül imana gel oğlum. En son ne zaman abdest aldın acaba?" Burak giydiği lacivert gömleğinden kaslarının hareketlerini belli edecek şekilde gerinerek dişlerini gösterdi. "Her vuruştan sonra abdest alıyorum çok şükür. O ne biçim laf oğlum!" Sessizce onları izliyordum. Üzerimde Ahsen'in izi olmayan sayılı kıyafetlerimden asker yeşili bir gömlek altımda onun tonlarında bir kot pantolon vardı. Grup sessizliğini koruyordu. Burak ve Cem'in atışmaları dışında tabi.


"Sevgili arayışından kurtulamayacak mısın sen?" Rüzgar'ın kurduğu cümleyi kayıtsız bırakıp barda gözlerimi gezdirdim. Kapan'a gitmek salaklık olacağından İstanbul'un diğer ucunda bulunan KLİNİK'e getirmişti çocuklar. Saniyelik zaman geçişleri sonunda giriş kapısından kalbime batan iğnelerle gözlerim istemsiz oraya kaydı. Ahsen kolunda o herifle mekana girmişti. Üzerinde bedenine yapışan siyah dekoltesiz elbisesi ve ayaklarına geçirdiği siyah vanslarıyla barda ki tüm kızların dış görünüşünü anlamsız kılmıştı. Düzleştirdiği saçlarıyla, gözlerine yaptığı siyah-gri, duman görüntüsü veren makyaj yine tüm bakışları üzerine toplamıştı sevdiğimin.

KARAMELİN RÜYASI [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin