Ehu geç geldi özür dilerim CB yüzünden yazamadım Lotto'yu beğenmeyenler varmış valla ben aşırı beğendim*-* Türkçe Parody yaptım medyaya koydum izleyebilirsiniz teşekkürler kdsopskdopk
Reklamımı da yaptığıma göre size iyi okumalar :*
******
'Kyungsoo...'' Omzunu dürtükleyen parmağı takmadan uyumaya devam etti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Kyungsoo uyan geldik.''
''Hyung 5 dakika daha.'' Jongin,omzuna kafasını koyup, ona sarılan çocuğa baktı. Ne kadar küçüğü uyandırmak istemese de mecburdu. Kamp alanına gelmişlerdi ve herkes inerken onlara bakmıştı. Jongin ise söylecek yalan bulamamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Kyungsoo uyan!'' Hızlıca bir kez daha dürttü ve Kyungsoo hızlıca Jongin'in omzundan kafasını kaldırıp,sersem sersem etrafa baktı.
''Hm...Ne?Kim ölmüş?'' Ağzını şapırdattı ve kısık gözleri ile hocasına baktı. Jongin ise küçük olanın tatlılıklarını izliyor ,ağzına vura vura sevmek istiyordu.
''Kyungsoo...ÇOK TATLISIN!'' Çocuksu sesi ile konuştu ve tombul yanakları sıkmaya başladı.
''Hyung-ah-dur...'' Sıktığı yanaklar yüzünden ortaya çıkmış dudaklara bir öpücük kondurdu ve küçük olanın ayılmasını sağladı.
''Yah!!Ne yapıyorsun bir gören olacak!'' Kyungsoo hızlıca konuştu büyük gözlerini hızla etrafta gezdirdi. Gördüğü boş otobüs ile şaşkınlıkla hocasına baktı.
''Oha kamp mı bitti? 3 gündür uyuyor muyum??''
''Hala ayılmadın mı sen?'' Kahkaha attı ve cümlesine devam etti. ''Daha kampın birinci günündeyiz,kamp yerine geldik ondan boş buraları.Hadi inelim.'' Elini,küçük olanın beline doladı ve kaldırdı. Kyungsoo hızlıca geri çekildi.
''Görenlere ne diyeceğiz hyung?'' Önden hızla yürüdü ve otobüsten ilk o çıktı. Jongin ,sabırla bekleyecekti şurada az bir zaman kalmıştı okul bitsin Kyungsoo ile istediğini yapabilirdi. Onunla yapacakları aklına gelince sırıttı ve o da otobüsten indi.
''KyungKyungKyung!!'' Baekhyun hızlıca Kyungsoo'nun yanına geldi.
''Noldu??'' Küçük olan onu endişeyle süzdü. ''Yılan mı soktu?''
''Hayır gel hadi çok garip bir şey varrrr!!'' Kolunu tuttu ve onu ağaca doğru çekiştirdi. Ardından çömelip ağacın yanında ki mantarı gösterdi.
''Ne var bunda bildiğin mantar bu Baekhyun.'' Gözlerini devirdi ve konuştu. Baekhyun arkadaşının dar görüşlülüğüne gözleri devirdi.
''Görmüyor musun? Kalp şeklinde, çok tatlı...'' Elini mantara uzattı dokunacağı sıra bileğini tutan elle kaşlarını çattı. (bilgiler gerçek değil belki de böyle bir şey vardır bilmiyorum biyoloji dersinde uyuyorum.)
''Dokunma onlara ufaklık. Onlar zehirli. Hiç mi biyoloji dersi dinlemiyorsun?'' Güneşin vurduğu kırmızı saçları ile Chanyeol konuştu. Baekhyun ise bileğini tutan ellere kaşlarını çatarak baktı.
''Hiçte bile dinliyorum!'' Yalan.
''Sadece o kısmı kaçırmışım.'' Külliyen yalan. Kırmızı kafalı gözlerini devirdi ve ağzının içinde söylendi.
''Ya.. kesin öyledir.'' Kyungsoo, ikilinin didişmesine yüzündeki sırıtma ile izliyordu.
''Vay vay!! Ne tatlı didişiyorsunuz siz öyle.'' Sağ kolu ile yanında duran uzun bedeni itekledi. Tabi Chanyeol'ün büyük cüssesi 1 milimetre bile hareket etmemişti.
Baekhyun'a baktı ve kaşlarını indirip kaldırdı. Baekhyun ise arkadaşının davranışlarına kaşlarını çattı.
''Ne diyorsun Soo? Yüz felci geçireceksin şimdi.'' Gözlerini devirdi arkasını devirip onlardan biraz daha uzakta duran Luhan'ın yanına gitti.
Chanyeol de minik olanın peşinden sıvıştı. Soo kaçan ikilinin arkasından fısıldadı.
''Kaçın siz kaçın. Benim adım Soo ise sizi sevgili yapacağım.'' Kıkırdadı ve etrafa baktı. Jongin nereye gitmişti şimdi?
Büyük gözleri ile ormana baktı.
Çadırların kurulmaya başladığı yere geldi. Etrafta gezdirdiği gözleri, tanıdık yüzle buluşunca heyecanla gülümsedi. Sabah onu nasıl uyandırdığı aklına gelince kıkırdadı.
''Hyu-'' Sesleneceği sıra hocasına yaklaşan kızla sustu. Kız neredeyse Jongin'in ağzının içine düşecekti. Kaşlarını çattı ve kollarını birleştirip konuşmanın bitmesini bekledi.
Kız hele şükür ağzını yaya yaya konuşmayı bitirip gidecekken düşme taklidi yapıp Jongin'e tutundu. Kyungsoo ellerini yumruk yaptı ve sinirle arkasını dönüp ormana doğru yürümeye başladı.
Esmer olan ise duyduğu ayak sesleri ile hemen kafasını kaldırdı ve arkasını dönüp giden bedenle hemen kızı itekledi. Arkadan çığırıp duran kızı duysa da onu takmadan minik sevgilisinin peşinden gitti.
''Kyung!'' Cidden o küçük adımlar ile nasıl bu kadar hızlı olabilirdi ki?
''Kyungieee!''
Uzun bacakları ile diğerine yaklaştı ve kolunu yakaladı.
''Yah!Dinlesene beni.''
''Neyi dinleyeyim kızla nasıl yakınlaştığını mı?'' Gözlerini devirdi ve arkasını dönüp yürümeye devam etti nereye gittiği bile bilmiyordu.
Jongin derin bir nefes aldı ve hızla diğerine yetişip onu kucakladı. Kucakladığı bedeni hızla sırtına attı. Kyungsoo'nun başı onun sırtından sarkmış, minik poposu Jongin'in yanında duruyordu.
''Yah!Ne yapıyorsun sen! Delirdin mi!!''
''Evet delirttin beni,küçük şey.'' Sırtındaki bedenle kamp yerine dönerken Soo çırpınıyordu.
''İndir beni yere!'' Jongin onu dinlemeden yürümeye devam ederken, poposunu ısıran baykuşla inledi.
