Kyungsoo heyecanla yerdeki yaprakları ayaklarıyla tekmelerken , yanında duran Jongin ile beraber çadıra yürüyorlardı.
''Kyung!'' Arkadan gelen sesle ikisi de durdu. Nefes nefese yanına gelen Chanyeol'ü büyük gözleri ile süzdü.
''Chanyeol?'' Soru dolu bakışlarını diğerine çevirdi. Chanyeol 32 dişi ile gülümsedi ve alışkanlık edindiği şeyi yapıp , Kyungsoo'nun saçlarını karıştırdı.
''Ufaklık, sesini cidden çok beğendim. Bunu demesem bu gece rahat uyuyamazdım.''
Kısa olan ise aldığı iltifatla, oldukça sevinmişti. Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı. ''Cidden böyle düşünmene çok sevindim,yoda.'' Yine parmak uçlarında kalktı ve kırmızı saçları karıştırıp,dağılmasını sağladı. ''Ve teşekkür ederim.'' Gözleri kısılacak şekilde gülümsedi.
Jongin ise kenarda durmuş kıskançlıkla yumruklarını sıkıyordu. Kolundan tutup onu götürmek , kalp gülüşünü kendisinden başka kimseye göstermesini istemiyordu.
Kyungsoo gözlerini hocasına çevirdiğinde, onun kararmış gözlerini gördü. Hızlıca Chanyeol'e döndü.
''Tekrardan teşekkür ederim,iyi geceler sana.'' Tekrardan gülümsedi ve arkasını dönüp giden Chanyeol'ün ardından, kaşlarını çatmış hocasına döndü.
"H-hyu-" Jongin hızlıca onun elini tuttu ve boş çadırlarına çekiştirdi. Bilerek diğerlerinden daha uzak olan kısma çadırı koydurmuştu. Bileğini çekiştirdiği öğrencisini hızla çadırın içine itti, arkasını döndü ve çadırın kapısı gibi olan kumaşı kapattı. (çadırın büyüklüğü felan resimde ki gibi.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kyungsoo ise büyük olanın hareketlerini gittikçe büyüyen gözleri ile izliyordu. Galiba bu sefer öğretmeni ona çok kızmıştı,merakla diğerinin ne yapacağını beklemeye başladı.
''Kyungsoo...'' Jongin diğerine yaklaştı ve Kyungsoo'nun sırtının çadırın kumaşına yaslanmasını sağladı. ''Beni cidden sinirlendirdin,küçüğüm. Neden ona kalp gülüşünü gösteriyorsun?'' Bir adım attı ve ona iyice yaklaştı.''Neden sana 'Kyung' diye sesleniyor, onun seninle bu kadar samimi olması beni delirtiyor,bebeğim.'' Eğildi ve dudaklarını,kalp dudaklara sürttü.
''Hatırlıyor musun? Bir günde 3 ceza almıştın,yaramaz öğrencim.'' Kıkırdadı ve nefesini dolgun dudaklara üfledi. ''Bir cezaya daha ne dersin. Ama en sonunda çok mutlu olabileceğin bir ceza.''
Kısa olan ise gözlerini kapatmış,adeta kendinden geçmişti. Ceza sanırım buydu., gösterip elletmemek. Dayanabilirdi,sonuçta okula geldiği ilk andan beri Jongin görüyor ama ellemiyordu. 3 yıl dayanmıştı, elbet bununda üstesinden gelebilir ve onun oyununa katılabilirdi.
''Yanılıyorsun hyung, bu benim için ceza değil ödül olur.'' Sadece Jongin'e gösterdiği sürtük gülüşünü takındı. Uzun olan ise asıl cezayı kendisinin çektiğini hissediyordu. Tanrı aşkına, bu dudaklara kim dayanabilirdi ki? Cezayı siktir etti ve hızlıca dudakları birleştirdi.
Küçük olan oltasına takılan balığa güldü. Ellerini hızla onun boynuna dolayıp , zıplayarak bacaklarını onun beline doladı. Hem ödeşmiş sayılırlardı sabah o kızı Jongin'den kıskanmıştı, yakışıklı ve ultra seksi öğretmeni de onu kıskanabilirdi.
Jongin hızla yere eğildi ve kucağında bedeni yere yatırdı, bir elini küçüğün başının yanına yaslarken diğer elini Kyungsoo'nun pantonuna indirdi. Siyah kumaş hızla yerdeki yerini alırken , hiç hızını kesmeden eğildi ve sıcaklamış nefesini iç çamaşırının üstünden Soo'nun ufaklığına üfledi. Dilini çamaşırın üstünden ereksiyon haline geçmiş minik penise sürterken , Soo'nun erotik bir şarkı gibi gelen inlemeleri kulağını dolduruyordu.
''H-hyung..B-birisi g-gelebilir a-acele e-IMGH!'' Çamaşırın boşluğundan içeri dilini sokan hyungu sayesinde konuşması yarım kaldı ve ellerini Jongin'in saçlarını götürüp kavradı. İç çamaşırı da yerde ki yerini alırken , Jongin işine devam etti. Küçük penisi ağzına almıştı ve seksi yanakları içine çökerek onu tam anlamı ile 'emiyordu'. Ve Kyungsoo delirecek gibi hissediyor, avucu içindeki saç tutamlarını daha da hızla çekiştiriyordu.
''Ahmm..Imghh.'' Gözleri geriye giderken az kalsın boşalacaktı ama Jongin ağzını çekti ve küçük olanın sersemlikle kaşlarını çatmasını sağladı.
''Hmm..bebeğim beraber geleceğiz az sabırlı ol.'' Sanki bir hafta önceye yakın sürede bakirliğini Kyungsoo ile bozmamış gibi ustaca konuştu. Kyungsoo gözlerini devirdi ve küstah bir ifade ile konuştu.
''Hah! Ben sana bunun aynısını yapsam iki saniye de boşalırsın!'' Fazlaca iddalı konuştu ve büyük gözlerini kararlıkla Jongin'e dikti. Büyük olan ise sırıttı ve Soo'yu üstüne çekerken konuştu.
''Denemeden bilemeyiz değil mi, miniğim?'' Kıkırdadı ve esmer parmaklarını beyaz yanaklara götürüp okşadı. Kyungsoo ise kararlıydı şuan sevişme ortalarında olmalarını takacak halde değildi.
Beyaz parmaklarını Jongin'in pantolonuna götürdü ve sinir bozucu bir yavaşlıkla onu bedeninden sıyırdı. Çıkan esmer bacaklara bakıp yutkundu ve kendine gelmek için başını iki yana salladı. Siyah iç çamaşırını da çıkarınca kendi şeyinden büyük penisi gördü. Yutkundu ve eğildi , sıcak nefesini üfledi. Bu bile Jongin'in çıldırmasını sağlamıştı, küçük pembe dilini çıkardı ve penisin başına doğru sürttü. Jongin kaybedeceğini anlamıştı ama daha fazla dayanamazdı, üstüne çıkardığı Kyungsoo'yu geri altına aldı.
Kyungsoo kıkırdayarak , Jongin'in önüne düşen saçları geriye ittirdi ve kıkırdarken konuştu.''Hyung ben kazand-Ah..'' Jongin yavaşça kendini Kyungsoo'ya itti ve minik olanın lafını yeniden kesti.
Jongin belini kırdı ve biraz da olsa ezberlediği noktaya atışını yaptı. Onun zevk noktasını bulmak Jongin için çok eğlenceli olmuştu. Hızlıca aynı yere vuruş yaparken Kyungsoo yakalanmamak için dudaklarını ısırıyordu.
''Ahhh...Hyung geli-'' Kyungsoo gözlerini kapatıp huzurla boşalacakken çadırın dışından duyduğu bağırış sesi ile şaşkınlıkla gözlerini büyüğüne çevirdi.
''KYUNGSOOOAĞĞ!''
*****
Gelen kim tahminleri alalım?
Smut yazamıyorum la ben:'( Valla KaiSoo'nun aşkı benim için daha önemli şu sevişme şeyine de aşkı ucundan katmaya çalışıyorum neyse umarım sevmişsinizdir ehu ehu ehu:')
