İhanet''

509 20 0
                                    

Merhabaaa:) Normalde bugün paylaşmayacaktım ama zamanım olduğu için kısa da olsa bir bölüm paylaşmak istedim:) Kısa deyip geçmeyin çok önemli bir bölüm;)) Bu arada önceki bölümlerden bazılarına da Oğuzu ve Minayı içeren gifler koydum. Bakmak isterseniz:) Beğenip beğenmediğinizi lütfen bana yorumlarınızla bildirin:) İyi okumalar:**

Okulda kimse benimle konuşmuyordu o günkü olaydan sonra. Gizem hepsini örgütlemiş gibiydi sanki. Bir anda herkes bana düşman oluvermişti. Başlarında Gizem olmak üzere. Ne zaman bir yerde beni görse etrafındaki kalabalık kız grubuyla  birlikte gülmeye başlıyorlardı. Gerçekten sinirimi bozmaya başlamıştı bu kız.

Zil çalar çalmaz kantine indik Sedayla. Üstünde renkli çiçekler ve bir kül tablası bulunan kırmızı masaya oturduk. Seda birer tane kaşarlı tost aldı ikimiz için. Tostumuzu yiyip etrafımı incelemeye başladık. O sırada kantin sırasından çıkan Ilgaz'ı gördüm. O da beni gördü ve gülümseyerek yanıma geldi.

''Kırmızı sana ne kadar da yakışmış.''

Ne dediğini başta anlamasam da başımı vücuduma doğru eğince kırmızı hırkamdan bahsettiğini anlamıştım.

''Teşekkürler. Otursana.''

''ee ne yapıyosun? İyisin değil mi? Bir problem yok yani?''

''Hayır, hiç bir sorun yok.'' Gizem'in herkesi bana düşman ettiğini ona söyleyemezdim.

''Güzel. Sen nasılsın Seda?''

''iyiyim.''

Kantine büyük gürültüyle giren Gizem ve Oğuz'un en yakın arakdaşı Umut'a bakınca donakaldım. Etraftaki herkes yağmurlu havadan dolayı  uzun kollu bluzlar ve hırkalar giymişken Gizem'in üstünde askılı beyaz bir tişört vardı. Üstelik göbeği açık. Dikkat çekmeyi ne kadar da seviyor. Bir yandan Umutla gülüşüyordu diğer yandan bana kötü bakışlar atıyordu.

''Hadi gidelim.'' dedim Gizem'i görünce.

''Hayır.'' diyerek elimden çekti Ilgaz. ''Ondan kaçmana gerek yok .''

Beni korumak istediği için Ilgaz'I bir kez daha takdir ettim. Ona bakıp gülümsüyordum.  O sırada Ilgaz bana isteğim üzerine su almak için tekrar kantin sırasına girdi. Ne kadar da nazik bir çocuk diye düşündüm.

Etraftaki masaların dolmuş olduğunu gören popi grubun üyesi olan uzun saçlı uzun boylu Aslı masamıza gelene kadar tatlı tatlı sohbet ediyorduk.

''Masadan kalkmaya ne dersin Mina?''

''Bana kalkmam için bir sebep söyle.'' sesimi sertleştirmeye çalışsam da komik duruma düştüğümü anlamıştım.

''Sana fikrini sormak istememiştim. Kalk dersem kalkarsın.'' dedi ve kolumu sıkıca tuttu.

O sırada kantin sırasından çıkan Ilgaz yetişmeseydi bir kavga daha olacaktı.

''Aslı ne yapıyorsun sen?''

''Masadan kalkmasını istiyorum. Ben oturacağım.''

''Mina benimle birlikte.'' dedi ve elimi tuttu. Yine elimi çekme gereği duymadım çünkü yine beni korumak istiyordu. 

Eli elimdeyken karşıdan gelen Oğuz'u farkettim. Kalbimin atışı uzaktan duyulur  cinsteydi. Sonunda okula gelmişti demek. 

Keskin bakışlı mavi gözleri gözlerimle temas etti. Sonra yanımda duran Ilgaz'a sert bir şekilde baktığını gördüm. Bakışlarımı Ilgaz'a çevirdiğimde elinin elimde olduğunu hatırladım.

Oğuz'un öyle sert bakışlarının nedeni Ilgaz'ın elimi tutuyor olması mıydı yani? Kıskanmış mıydı beni?

Çıkışta proje ödevimi bitirmek için gerekli olan malzemeleri almak için kırtasiyeye yürümem gerekti. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda ıslanmamak için koşuyordum. Okulun yanındaki sahil kırtasiyeden alacaklarımı aldım. Taksi beklemeye başladım. Etrafta taksi göremiyordum. Yağmurda ıslanmıştım ve hasta olabilirdim. Son çare olarak üvey babamın şöförü Hüseyin Bey'i aradım ve beni almasını istedim. Sahil kırtasiyenin arkasında beklememi söyledi. 

Kırtasiyenin arkasındaki banklardan birine oturdum ve Hüseyin amcayı beklerken etrafı incelemeye başladım. O sırada kalbimi yerinden çıkaracak bir şey oldu. Gizem ve Umut.. Karşımdalardı. Konuşuyorlardı. Üstelik gülüşerek. Gizem yağan yağmur yüzünden içine giydiği mavi sütyeninin belli olmasından rahatsız olmuyor olsa da onun yerine ben rahatsız olmuştum. Bir anda gülüşmelerini kestiler. Gizem Umutu belinden çekerek dudaklarının dudaklarıyla temasa geçmesini sağladı. Bu manzarayı görmemle başımı çevrmem bir oldu. Görmemem gereken bir şey görmüştüm. Beynimde gördüğüm manzara kare kare yankılanırken içimden sayamayacağım kadar kez aynı kelimeyi tekrar ediyordum. ''İhanet..ihanet..ihanet..ihanet.. İHANET.''

''Sadece iki kelime''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin