''Hayatımsın.''

430 21 3
                                    

Derhal dönme dolabı kontrol eden adama bağırdım. ''Durdurun hemen'! Hemen durdurun lütfen acilen!!''

Bağırışlarıma Ilgaz'Inkiler de eklenince dönme dolabın kontrolcüsü bizi aşağı indirmek için düğmesine bastı.

Heyecanla aşağı indiğimde annemin gözünde yaşlarla bana gülümsediğini gördüm.

''Telefonun.. Telefonun çaldı. Oğuz, oğuz iyileşmiş. Kendine gelmiş yavrum. Gözlerini açmış.'' 

Anın şokuyla gözyaşlarım yanaklarıma birer birer düşmeye başladı. Tepkisiz halde dururken içimde havayi fişekler patlıyordu. Eğer şoku atlatabilseydim muhtemelen deliler gibi bağırırdım. 

''Allahım sana şükürler olsun. Oğuz'u bana bağışladın. Şükürler olsun.'' 

Annem de iç çekerek sayamadığım kez tekrarladı.''Şükürler olsun. şükürler olsun...''

İçimdeki rahatlığı kelimelere dökmek çok zordu. Deliler gibi bağırıp koşmak istiyordum ama henüz doğru dürüst sevinmiyordum bile. Gözlerimde yaşlarla herkesi hemen arabaya doldurdum. 

Ilgaz öyle yavaş kullanıyordu ki arabayı.. ''Biraz daha hızlan Ilgaz.''

''Mina, hızlıyız sen sakin ol.'' Annem araya girerek Ilgaz'ı kurtarmıştı.

''Hayır. Daha hızlı ol ne olur. Oğuz'u görmeliyim.''

Telaşıma rağmen mutluydum. Ona kavuşmak istiyordum bir yandan. Bir yandan da ya bu da geçici bir durumsa Ya tekrar yoğun bakıma alınırsa diye korkuyordum içimden.. Mutlu olduğumuzu görmek hayallerimdeydi çünkü. Acıya alışmak dedikleri bu olsa gerek. O gün yaşadığım acı hala aklımda hala yüreğimde. O kopkoyu acı, keder, kahroluş, hemen öyle gitmiyor insandan. Olduğu yerde duruyor hala o korkum. Sadece daha katlanılabilir artık. Daha tahammül edebileceğim cinsten.

Öteki yandan ise sevinç çığlıkları atıyordu içimdeki yaramaz çocuk. Bir an önce sevgilisine kavuşmak istiyordu yüreğim. Oyuncağına koşan bir çocuk gibi heyecanlı ve mutluydu bedenim. 

Hastaneye vardığımızda annemle Ilgaz'ı beklemeden koşturdum Oğuz'un odasına. Koşturdum heyecanımı yenmek için. Bana balçık olan koridorlar artık buz pisti gibiydi ayaklarımın altında.

Odasına koştum. Kapıyı büyük bir heyecanla açtım. Beni görünce gözleri parladı. Belli belirsiz gülümsedi. Elinde duran o günkü ayıcığı kenara bırakıp bana açtı kollarını. Hemen koşup kollarının arasına attım kendimi. Sevgilimin yanındaydım artık.. Mutluluk buydu işte. Tarif etmenin zor olduğu bu duygu aşktan doğan mutluluk. Seviyordum onu hemde çok..

Her zamanki gibi, gözleri gözlerimde. Kendimi tutamayıp hıçkırarak ağladığım için pamuk elleri yeniden yanaklarımda. Tam hayal ettiğim gibi her şey. Mükemmel ve kusursuz. Tek kelime konuşmadık henüz. Çünkü daha kalplerimiz söyleyecekleri var. Kalplerimiz susmuyor henüz. Onlar susunca başlayacak diller konuşmaya.Eğilip yanağından öptüm.

''Oğuz... İyi misin?''

''İyiyim Mina. Çok iyiyim. Şimdi sen varsın yanımda. Uyandığım andan kat kat daha iyiyim.''

''Ben.. Ben çok özür dilerim her şey benim yüzümden.'' Hıçkırırak ağlamam şiddetini arttırmıştı.

Ellerini yanaklarıma bastırdı ve göz yaşlarımı sildi. ''Saçmalama.''

''Sevdiğini kaybetmek ne demekmiş anladım. Acısının ne kadar yıprattığını ne kadar yürek kanattınğını son haftalarda anladım ben.''

''Aşkım.. Üzülme artık. Ben iyiyim.''

Annemle Ilgaz'a takıldı gözüm. İçeri girmiyorlardı. Muhtemelen bizi yalnız bırakmak için. Sonra Ilgaz'a daldı bir an gözüm. Gözleri yaşlı bir şekilde birden gitti annemin yanından. Annem de anlamamış gibiydi ne olduğunu.

''Beni bırakıp gittiğini düşündüm. Hayatımın sona ereceğini sandım. Anladım ki sen ölürsen ben de kaybederim hayatımı. Çünkü hayatım sensin. Hayatımsın.''

''Bırakıp gitmek sevmeyenlere yakışır. Oysa ben canımdan çok seviyorum seni. Hep benimsin. Sadece benim.''

Ellerini sımsıkı tutarak gözlerine baktım.

Hayatımsın.''

''Umudumsun.''

''Mutluluğumsun.''

''Yaşam enerjimsin.''

''Sevgilimsin.''

''Sen benimsin.''

''Hep seninim.'' diyerek gülümsedim.

Gözlerimi kapatarak dudaklarımı dudaklarına değdirdim. Onu öpmeyeli hayli olmuştu. Çok özlemiştim. Derin sargı bezlerinin örttüğü göğsüne daldı birden gözüm. Hemen göğsünün üstüne koydum elimi.

''Canın yanıyor mu?''

''Elin ilaç gibi. Sen dokununca hemen gidiyor ağrısı.''

''Bu doktor ne zaman gelecek? Neymiş nefes almamana neden olan merak ettim. Hemen Hilmi Bey'le konuşup gelirim.'' 

Kolumdan tutarak beni kendine doğru çekti. Hasta kolları bile o kadar güçlüydü ki..

''Mina anlamıyorsun. Sensin bana iyi gelen. Sen.. İyi ki geldin. Sen yokken acıdan kıvranan bedenim şimdi zevkten dört köşe. Gitme yanımdan.''

Ellerimi yeniden avuçlarının arasına koyduğumda mutluluk belirdi gözlerinde.

''Tamam sevgilim. Gitmem.''

''Gidersen yan sınıfın kızlarını çağırırım bak.'' diyerek yeniden kahkaha attırdı bana.

Ellerimi sargılı göğsüne değdirip yeniden hayat dolu dudaklarını emdim.

Kabuk bağlıyordu kalbimdeki derin yara onun kollarında. Göğsüne ellerimi koyarak yanına uzandım. Saçlarımı ellerinin arasına alarak fısıldadı: ''Hayatımsın.''

''Sadece iki kelime''Where stories live. Discover now