''Aşk kahvaltı gibidir.''

485 16 0
                                    

''Günaydın bayan.''

''Günaydın odun.''

''Nasılsınız efendim?''

''İyiyim sen?''

''Ben de.''

''Beni bir pazar sabahının köründe neden uyandırdığını sorabilir miyim odun bey?''

''Seni sevdiğimi söylemek için. Ne yani aramasa mıydım? Kızım sana da romantiklik yaramıyor lan.''

''Benim kıro sevgilim. Romantiklik sabahın köründe yapılmaz.''

''Sen bilmezsin küçük cahilim. Aşk kahvaltı gibidir. Kahvaltısız güne başlanır mı hiç?''

''Hahaha. Neyse canım. Aslında sesini duymak iyi geldi.''

''İsterse gelmesin. Yan sınıfın kızlarının hepsinin numarası var yani.''

''Oğuz. Kes sesini.''

''Tamam prenses.''

''Hıh.''

''Aslında seni ağzımda gülle bacaklarımı açmış yatakta otururken beklemek isterdim ama bunun için sanırım biraz daha beklememiz gerekiyor.''

''Ne yani sen bana evlenme mi teklif ediyorsun?''

''Lan bu kızlar niye her şeyi evlenmeye bağlıyor? Aynı evde yaşamamız için evlenmemiz gerekir mi? Bence gerekmez.''

''Her neyse.''

''Hadi aşağı in. Seni bekliyorum. Götürmek istediğim bir yer var.''

''Yine beni şaşırtmayı başardınız Odun bey. Bekleyin geliyorum.''

''Çok bekleten kızlara ne yaptığımı unutmadın değil mi?''

''Hayır..''

''Güzel.''

Üstümü giyinip hemen dışarı çıktım. Kapımı açan romantik odunumun yanağına bir öpücük kondurup arabaya bindim. 

''Nereye gidiyoruz?''

''Sana rahat rahat tecavüz edebileceğim bir yere. Ben seni biliyorum şimdi ciyak ciyak bağırır  mahalleyi ayağa kaldırırsın. O yüzden ormanı düşünüyorum.''

''Ya ciddi olsana biraz.''

''Tamam. Sürpriz. Ama benim için çok özel bir yer.''

''Peki.''

Hiç bir şey söylemeden sadece gidiyorduk. Heyecanlıydım.

Bir lunaparkın önünde durduk. Arabadan indiğimde çığlık çığlığaydım. 

''Lunaparklara bayılırım!''

''Ben de. Üstelik burası sıradan bir lunapark değil. Hayatımın en önemli olaylarının bu lunaparkta yaşandığını söylemem gerek.''

''Yaa? Ne yaşadın ki?'' O an farketmiştim ki Oğuz'un hayatıyla ilgili hiç bir şey bilmiyordum. Kimdi Oğuz? Basit biri olmadığını anlayabiliyordum ama kim olduğunu kavrayamıyordum. Çok gizemliydi.

Kollarımdan tutup adını bilmediğim yavaş yavaş dönen şeye bindik. Başımı omzuna koydum ve tekrar sordum.

''Ne yaşadın Oğuz?''

''Tam burdaydım. Böyle yukarı doğru gidip geliyordum. Annem.. Beni bindirmiş karşıdaki bankaya uğrayacaktı. Çünkü daha çok oyuncağa binmem gerekti. Ağlamıştım. O da benim için para çekmeye gitmişti.Ona ordan el sallayacaktım. Tıpkı şu an gibi cadde görünüyordu. Annemi gördüm. Bana el sallamak için yukarıya bakıyordu. Gülümseyerek el salladığında ona karşılık vermek için elimi kaldırdım ama veremedim. Çünkü o sırada felaket bir kaza geçirdi.''

''Sadece iki kelime''Where stories live. Discover now