Bölüm 6

28.3K 2.2K 507
                                    

Saray odalarından birinde ileri geri yürürken elimdeki pelerini masaya fırlattım. Aiden ve Ace benim yürüyüşümü takip etmekte zorlanıyordu. Ace sandalyelerden birisine yayılmıştı fakat Aiden sözlerimi dikkatle dinlediği için oturamıyordu.

"Anlayacağın bildiklerimiz sınırlıymış Aiden. Gerçekler o aptal kitapların içine gömülü ve sadece konsey biliyor." Gözlerimi onun gözlerine diktim. "Onu bulacağım."

"Valerie,"

"Raven..."

"Onu bulacağım ve hesap soracağım! Babamın gözlerinin içine bakıp yanında tuttuğu kadının kızının beni öldürmeye çalıştığını söyleyeceğim ve beni bu kadar severken nasıl göz yumduğunu öğreneceğim!" Sandalyelerden birisine çöktüğümde Aiden yüzünü buruşturdu.

Alacağım cevabı biliyordu. İkisi de biliyordu.

Ben o kaleye ait değildim, ben bir tehdittim ve sevgi sözcüğü kara büyücüler arasında kullanılmazdı.

Lakin bir zamanlar benim için her şeyi yapacak gibi duruyordu.

"Neden? Ölmemi istiyorsa neden bana o sözleri verdi? Hiçbir şey hatırlamıyorum ama ağzımdan çıkan ilk kelimenin baba olduğunu biliyorum. Bunu rüyalarımda gördüm, baba dediğimde suratında oluşan o bakışı biliyorum!"

Ellerimi ona uzatıp ilk kelimemi ettiğimde yüzündeki ifadenin donduğunu ve dudağının kenarının hafifçe kıvrıldığını ben hatırlamayacak bir yaşta görmüştüm ve o çevresindekilerden saklamıştı.

"Beni öldürmeye çalıştı!"

Ace sessizce "Düzgün düşünemiyorsun." diye mırıldandığında açık bir ağızla ona döndüm.

Aiden bağıracağımı anladı, gözlerini yumdu. "Düzgün düşünemiyor muyum!" diye kükrediğimde sesim odada yankılandı. Ace konuştuğun pişman oldu. "Nasıl düzgün düşünmemi bekliyorsun? Kara büyücü katil kral babamın sesini sürekli duyarken nasıl düşünmemi bekliyorsun! Üstelik yanındaki o kadın ve onun kızı beni öldürmeye çalışıyor. O herif annemi öldürmeye çabalıyor! O herifin ataları, yani benim atalarım, zamanında bu toprakların hepsini yok etmeye çabalamış! Şimdi söyler misin Ace, nasıl düşünmemi istiyorsun?"

Dudaklarını birbirine tekrar bastırarak başını kaldırdı ve hiçbir şey demedi.

Ace'in üzerine gideceğim sırada camları zangırdatacak bir kükreme duyuldu. Aynı anda Karanlık Orman tarafına döndük.

'Seni bekliyorum.'

Elim yavaşça aşağı düştü. Aklımda Drogo'nun ağaçların tepesine çıktığının görüntüsü yerleşti ve ardından Anwa'ya doğru yol aldı. "Cidden yapacağını düşünmemiştim."

"Onu benden iyi tanıyorsun. Ben bile çıkacağına inandıysam sen kesin düşünmüşsündür." dedi Ace.

Fakat onu duymadım ve arkamı dönüp odadan hızlıca çıktım. "Valerie,"

"Benimle konuşmak istiyorsa konuşsun ama ağzımdan çıkanlar hoşuna gitmeyecek." Sözlerimin aksine gözlerim dolmaya başladı.

Onu geciktirmeye çabalamıştım çünkü affetmek istemiyordum lakin yanıma geldiği an yumuşayacağımı biliyordum. Ormana gitmemiştim, sinirlendiğimi fark etsin istemiştim ama Drogo beni bırakmayacaktı.

Kahretsin ki onun sıcacık nefesini hissetmeyi özlemiştim. Ormanın en uç noktasında, ayaklarımı uçurumdan sallarken sırtımı sert derisine yaslayıp uyuklamayı özlemiştim. Sapphire'in değil, Drogo'nun sırtındayken ormanın üstünde gözetliyormuşuz gibi sakince gezmek artık hayal gibi geliyordu.

ANWA 2Donde viven las historias. Descúbrelo ahora