Bölüm 12

22.7K 1.9K 519
                                    

Vance'in bağırışı bana mırıltı gibi geliyordu çünkü gözlerim kılıcı tenime değdirmemek için uğraşan adamdaydı. Uyarıma rağmen onun bana kılıcı çekmiş olması gardiyanları durdurmuştu ama bu korkuyla geriye atılan bir adımdı. Birkaç dakika önce bunun Drogo'nun da karşısına çıkmak olduğunu tehdit eder gibi söylemiştim.

"Ona ben eşlik edeceğim. Ağzından çıkanı kulağı duymuyor ve dokunulmaz olmayan herhangi birisini kolayca atlatır."

Vance'in Aiden'ın sözlerine inanmadığı belliydi. Bunca zaman benimleydi, adımımı attığım andan beri yanımda duruyordu. Bu yüzden hiçbir şey söylemedi ve incelemeye devam etti.

"Anın ateşiyle söylenmiş sözler. Ne dediğini bilmiyor, izin verin Rendal'la bir kere daha konuşsun. Daha açıklanamayan çok şey olmalı, kale hakkında bildikleri küçümsenemez. Zindanlarda düşünmeye fırsatı olacaktır." diye ekledi Aiden.

Boynumdaki kılıçla beni kesmeyeceğini bildiğim için nefretle krala döndüm. Aiden'ı kulağım duymuyordu. "Benim yaptığım tek şey Anwa'nın yanında durmaktı. Boş yere can kaybı verilmesini engellemekti. Hiç kimse beni kapatamaz."

Aiden dişlerinin arasından "Valerie..." diye mırıldandı. "beni buna mecbur etme."

Sözlerini Vance de diğerleri de duydu.

Aeron bir adım öne çıktı. "Zindanlar hiçbir şey çözmez Vance."

Bir adım attığımda Aiden'ın kılıcı boğazıma yaslandı. Yüzünü ekşitmedi ama elindekini de çekemedi. "Doğruları söylediğimi bildiğin halde... beni zindanlara götürmek demek Drogo ve Alischa için kurtulmaya değmeyecek bir cana dönüşmek demektir."

Vance'in gözünün döndüğünü fark ettim. Henüz o bir şey diyemeden Darrel hızlıca durduğu yerden ayrıldı. "Aiden aşağıda duracak. Dokunulmaz bir savaşçı gözetiminde olacak. Bu sırada Valerie saklanmaması gereken her bilgiyi Rendal'a ve bize açıklayacak. Kendim sana ileteceğim Vance."

Darrel'ın konuşmasını Aiden fırsat bildi ve kulağıma eğildi. "Düşün." diye fısıldadı. "Arkanda duranları düşün ve sus artık. Bir daha tehdit edersen, odadaki herkesi yakacaksın."

Isaac'in köşedeki duruşuna, Rendal'ın karşı çıkmak için beklemesine gözlerim takıldı.

Ellerimi peki der gibi kaldırdım. Vance'e "Drogo haklıymış." dedim. "Orman neden kara dumanlarla kapatıldı şimdi daha iyi anlıyorum."

Yanında olsam bile kendisinden daha üstün bir gücü kabullenemiyordu. Tıpkı o zamanki insanların yaptığı gibi davranıyordu.

Darrel yanıma geldiğinde Aiden kılıcını indirdi. Vance bana "Düşün ve sonra tekrar karşıma çık." deyip arkasını döndü.

Darrel omzumdan tuttu ve beklemeden beni ilerletmeye başladı. Aiden kılıcı elinden bırakmadı ve diğer yanımdan eşlik etti. Harper, Will ve Ace ile göz göze gelmemeye gayret ettim lakin Rendal ve komutanlarla birlikte dışarı çıktılar. Darrel'ın ellerinin altında dışarı çıktığımı gören herkes gözlerini üstümüzde tuttu.

Aşağı inmeye başladığımızda burnuma leş kokular doldu. Tozlanmış ve insanı öksürtecek kadar havasız kat, nefes alma isteğimi yok ediyordu. Paslanmış parmaklıkların beni tutamayacağını kral da çok iyi biliyordu ama Aiden'ın ve Darrel'ın karşısında durmayacağımdan emin olduğu için sessizce kabulleneceğimi düşünmüştü.

Karanlık ve meşalelerle aydınlatılan merdivenlerden indiğimizde peşimizden gelen nöbetçi parmaklıkları açtı. Darrel beni bırakıp içeri girmemi beklediğinde tozlu ortamda koca bir nefes çektim ve bir adım atıp üzerime kapıyı kapatmalarını izledim. Nöbetçi beni kilitlediğini düşündükten sonra dimdik durup generale baktı. "Çık." dedi Darrel sinirli tonlamayla.

ANWA 2Where stories live. Discover now