Bölüm 16

20K 1.7K 350
                                    

3 hafta sonra, Anwa

Ace yağmurun altında çizmelerini çamura bulayacak bir hızla yürüyordu. Sarayın dışındaki, Seze'nin günlerdir kaldığı barakanın içine girince ıslanmış başlığını geriye attı ve loş barakanın içinde gözlerini gezdirdi.

Aiden, Seze'nin yanına oturmuştu ve bir elini üzerine koymuştu. Boşluğa doğru dalıp gitmiş gibi görünüyordu, Ace'in geldiğini duysa bile başını kaldırmamıştı. Harper ve Will ise küçük bankın tepesindeydi. Rendal, Aeron ve Isaac ile birlikte mumları yakıyordu.

Harper, Ace'in bir şey söylemesi için gözlerine bakıyordu ama Ace kapı tekrar açılıp kapanana kadar konuşmamıştı. Darrel arkasından içeri girdiğinde Ace üzerindeki ıslak cübbeyi çıkardı ve nemli saçlarını karıştırdı.

"Öldürdü." dedi tek kelimeyle. "Onu bulamıyorum. Ona ulaşamıyorum. Arn'la yanına gidemiyorum çünkü Arn'a yaklaşmaması için emir veriyor. Arn beni değil, ilk önce onu dinler. Seze ile zaten bütün bağını kopardığını düşünüyorum. Kurt onu bulabilseydi çoktan bulurdu. Sapphire ise sadece ona hizmet eder. Drogo yok, aklına giremiyor, konuşamıyor. Geçen sefer onu Drogo kendine getirmişti. Şimdi Estella'nın istediği oldu. Valerie onlarla konuşamadığı için kara büyüye teslim oluyor."

"Çoktan oldu." diye mırıldandı Rendal. Günlerdir konuşmayan büyücünün ağzından çıkan sözcükler sadece bu şekildeydi. İnancını kaybetmek istemiyordu ama Valerie'nin Vance'i de öldüreceğine yemin ettiğini düşünüyordu. Kara büyüye kapıyı açarlarsa geri dönüşünün olduğunu ona Aiden Gaana'dan çıkıp öğretmişti ama Valerie için başka bir yol kalmış mıydı bilemiyordu.

Valerie'nin hayatı o ormanın içindeydi. Zarar verene zarar verirdi, bu kara büyüyle tanışmadan önce de böyleydi. Onun için ormanın içindeki herhangi bir ağacın yaprağı, insanların hayatından daha değerliydi. Ve şimdi ormanı hapsolmuştu, Valerie ejderhasıyla iletişime geçemiyordu, aklını tamamen kaybediyordu.

Neredeydi bilmiyorlardı, arıyorlardı ama bulamıyorlardı. Duydukları tek şey geçtiği yerlerde iz bıraktığıydı, onlar da kanla kaplı cesetlerdi. Büyüyle değil, kılıcını kullanarak öldürüyordu.

Valerie'yi aradıklarını bilmedikleri ve Ace'in de gözden kaybolduğunu sandıkları için bu barakada görüşmeyi seçmişlerdi. General Darrel dışarıda beklettiği askerlerinden bilgiler alıyordu ama Valerie'nin bir haftalığına gözlerden kaybolduğunu öğrenmekten başka hiçbir işe yaramamışlardı. O bir hafta hiç kimse için geçmek bilmemişti. Kara büyüye kapıları açtığını ve Estella'nın yanına gittiğini sanmışlardı ama sonra Anwa'ya oldukça uzak bir köyde Sapphire ile birlikte görülmüştü.

Can almıştı. Valerie'nin kimseyi öldürmeyeceğini bildikleri için onu kaybettiklerine inanıyorlardı.

Seze'nin sarayın içinde onun karşısına geçmesi bütün bağları koparmıştı. Kurtlar, her zaman kendi iradelerine sahip olmuştu. Seze'nin Aiden'ın yanına geçip Valerie'nin karşısında durmasının sebebi onun kara büyüyü o sırada dinliyor olmasıydı.

"Seze onun tehlikeli olduğunu ve pişman olacağı bir şey yapacağını bildiği için yanımda durdu." dedi Aiden kurdun üstündeki beyaz ize bakarak. Gözlerini yumdu. "Yine onu düşünüyordu ama Valerie bunu anlayacak durumda değildi."

Valerie, Aiden'a saldırmaya devam etseydi sonunda istediğini elde edecekti çünkü Aiden'ın onu durduracak gücü duygusal olarak yoktu. Karşısında duramazdı, Ace ise ona yemin etmişti lakin Ace'in geri adım atmasının sebebi ettiği yemin değildi, ona kılıç çekemezdi.

"Konuşan Valerie değildi." dedi Isaac kollarını kavuşturmuş şekilde. "Valerie, o kelimeleri asla kullanmazdı."

Rendal da başını sallamaya başladı ve kara büyüye en hakim olan kişi olarak devam etti. "Duygusuzca kurduğu cümleler, ettiği tehditler onun ağzından çıkmadı. Kara büyü onunla konuştu ve bu kez dinlemeyi seçti. Estella'nın amacı ejderhaları hapsetmekti ama bunu yaparken Valerie'nin sinirine yenileceğini de ummuş olmalı. Kara büyüden nefret ediyorken bile ona teslim olabilirsin. Valerie ona teslim oldu. Kapıları açtı ve dinledi. Sonunda mantıksız olması gereken her cümle ona doğru geldi."

ANWA 2Where stories live. Discover now