15 • 'O Kız Benim Gözetimimde'

138K 9.9K 4.5K
                                    

Multimedya: Charlie Puth | Attention

Keyifli Okumalar...


Akın Korutürk

Çekilin ve krala yol verin diyen iç sesimle kantine yine kaliteli bir giriş yapmıştım. Ta ki bu havalı girişim bir adet Asi'nin omuz saldırısıyla suistimale uğrayana kadar. Ona baktığımda çarpık bir şekilde sırıtıyordu. Kesinlikle kasıtlı yapıyordu.

Gözleriyle en kuytudaki masayı işaret etti. "Şu masaya geçelim."

"Bunu söylemenin daha insancıl yolları var."

"Zeus'un oğlu Herkül gibi kasıla kasıla girmeseydin insancıl davranabilirdim. Mitolojik karakterler agresif yönümü ortaya çıkarıyor," dedi ve göz kırptı.

Fazlasıyla sempatik!

Başımı iki yana hafifçe sallayıp güldüm. "Sanki hiç agresif değilmiş gibi," diye mırıldanırken gösterdiği masaya ilerledim. O otururken ben iki çay kapıp karşısına kuruldum. Benim önümdeki karton bardağa bakıp "Hani sen çay sevmiyordun?" diye sordu.

Gerçekten sevmiyordum ama onun sayesinde hayatımda içmediğim kadar çayı bir hafta içinde devirmiştim. "Kutsal bir deney için kendimi feda ediyorum."

Biçimli kaşları ilgiyle havalandı. "Neymiş o deney?"

"Çay içince çene gücüm kuvvetlenecek mi onu deniyorum. Sana bir şekilde yetişmem lazım."

"Yolun uzun desene," dedi ve kısa bir an etrafa göz gezdirdi. Geçen sefer kantine geldiğinde olduğu gibi sanki gözleri yine birini arıyordu ve zaman geçtikçe daha da huzursuz bir yapıya bürünüyordu.

"Burası seni geriyor mu?" diye sordum en sonunda dayanamayarak.

"Koşullu uyarıcı."

İç geçirdim. "Keşke dilini anlayabilsem."

"Sizin fakülte Akın. Benim için koşullu uyarıcı. Pavlov bilirsin."

"Peki, bu koşulun ardından ne gelecek? Pekiştireç ödül mü, ceza mı?"

"İkisi de değil. Sadece bende sönme gerçekleşmiyor."

"Peki, ödül ya da ceza herhangi biri gelecek olsaydı, hangisi olurdu?"

Ellerini sıcak karton bardağın etrafına sardı ve bir kaç saniye düşündü. Bakışları tekrar beni bulduğunda "Ceza," dedi.

Daha açık konuşmasını istesem de bu kadarını söylemesi bile mucizeydi. Belli ki bu fakülteyle ilgili iyi anılara sahip değildi. Asi'nin keyfi kaçınca bu bana da yansıdı. Kantinin giriş kapısından giren kişiyi görmem ise kalan keyfimi de alıp götürmüştü. İşin yoksa birde şimdi Burak'ın nasihatleriyle uğraş.

Burak kısa bir an etrafı taradı ve sonunda gözleri benim üzerimde durdu. Gözlerini kısıp işte şimdi seni yakaladım bakışları eşliğinde bize doğru ilerlemeye başladı. Belli ki Asi'nin arkası ona dönük olduğu için henüz onu fark edememişti. Yakınlaştığında Asi'yi fark etti ve duruşunu düzeltip öfkeli ifadesini sildi. Elini Asi'nin omzuna koyarken "Selam," dedi ama Asi birden onun bu hareketiyle irkilip geriledi. Burak'ı görünce ise biraz rahatlar gibi oldu.

"Özür dilerim," dedi Burak mahcubiyetle. "Korkutmak istemedim."

Asi hafif bir nefes aldı. "Boş bulundum sadece." Ayağa kalkıp çantasını omuzuna astı. "Ben gideyim. Dersim birazdan başlar."

Ani bir kaçış daha. Ve bunu fark edince Burak'ın yüzü düştü. "Esra biraz konuşalım mı?"

Ne konuşacaksın oğlum? Gizli saklımız mı var? Burada konuş dememek için kendimi zor tuttum.

KÜFÜR YOK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin