TOPLANTI

333 32 13
                                    

  Sabahın ilk ışıkları ve telsizden gelen cızırtılarla gözlerimi açtım. Aynanın karşısına geçip çocukluktan kalma o iğrenç alışkanlığı tekrarladım. 'Sen Hakan KORKMAZ bugün geride bıraktıklarından daha iyi geçecek. ' Bu sözlerden sonrası hep aynı lavaboya git elini yüzünü yıka, yarım yamalak bir kahvaltı ve merhaba merkez. Aslında eskilere dönmeyi hiç sevmem. Bilgi olsun diye kısaca özetlersek ben beş yaşımda hem annemi hem de babamı kaybettim. Onlarla ilgili tek hatırladığım annem hamileydi, beni amcamlara bırakmışlardı ve kardeşinle birlikte hemen geri döneceğiz dedikleriydi. O günden sonra hep amcamlarda kaldım. Aslında hayatımı Fırat'a borçluyum o olmasaydı ailemi düşünerek bir gün herhalde kederden bende ölürdüm. Fırat kim diye soranlar illaki vardır. Net cevap" kuzenim" ... Ve kendisi sabahları hiç mi hiç çekilmiyor ama istisnasız her sabah onun yüzünü görmek zorundayım..

Fırat: Ooo kuzen hiç kalkmasaydın.

Diye söylenen kuzenime ters ters baktım. Ve " Uğraşma benle Fırat hiç keyfim yok." dedim.

Fırat: Niye lan hala yaşıyoruz.

"Hııı duydun mu anonsu bir cinayet daha işlenmiş, bugün sakin geçecek derken..."

Fırat: Oğlum dur iş bizim ekipte değilmiş.

Hadi ordan dermişçesine tek kaşımı kaldırdım.

Fırat: Valla len bizimkilerle konuştum, yalnııız bir sorun var. İkimizi özel bir toplantı için çağırmışlar.

"Hadi yaa"

Fırat: Bende aynısını dedim inanır mısın kuzen?

Kafasına bir tane patlattım ve "Dalga geçme oğlum yürü hadi."

Fırat: Ahh.. Tamam be ne vuruyon sabah sabah gidelim hadi.

"Bu kadar konuşacağına telsizini al Fırat, sabahları şu beynini nereye bırakıyorsun çok merak ediyorum doğrusu."

Fırat: Allah Allah ne var yani bir kere bir şey unuttuysak.

Kapıdan çıkarken arkamda kalan kuzenime döndüm "Bir kere mi? Emin misin bir kere unuttuğuna. Yürü hadi geç kalacağız senin yüzünden." dedim. Tabi ben böyle diyince ergen gibi suratını asıp trip attı bizim salak.

Fırat: İyi beee.

Eh Fırat'ın tribinin işi düşünceye kadar olduğunu da cümlesinin devamında anladım.

Fırat: Arabayı sen kullansana ben biraz kestiricem.

Tam " Adama bak yaa." Diyordum ki masum kedi bakışları atmaya başladı. Artık ondan ne kadar masum kedi olursa..

Fırat: Hadi be oğlum.

" İyi ver anahtarı."

Fırat: Al koçum benim all.

"Allah'ım yaa." Bazen ne günah işledim de böyle bir salakla kuzen oldum diye düşünmüyor değilim.

***

Merkeze geldiğimizde her zaman olduğu gibi bir yandan koşarak bir yandan da itişerek içeri girdik. Bizim kata çıktığımızda herkes bize garip bakıyordu. Tam ne olduğunu soracaktım ki Fırat benden önce davrandı.

Fırat: Oooo gençler hayırdır Karadeniz de gemileriniz mi battı daaa.

Sedef: Hayır komiserim bizim gemimiz batmadı ama biraz daha gecikirseniz Akif Müdür sizi o sularda boğacak.

Fırat: Hadi ya mesele ne?

Sedef: Biz de bilmiyoruz komiserim sadece siz ve Hakan komiserim çağrıldı.

Sedef böyle diyince iyice merak ettim şu olayı ve "İyi o zaman gidelim mi emmioğlu?" dedim.

Fırat: Gidelim emmimin oğlu gidelim.

***

Toplantı odasına geldiğimizde kapıyı çalıp içeri girdik. Akif Müdür yanında sarışın bir kızla bize baktı. Fırat ve ben bir fırça beklerken Akif Müdür sakin bir şekilde;

Akif Müdür: Bizde Savcı Kübra Hanım'la sizi bekliyorduk çocuklar.

Kübra Hanım: Buyurun oturun beyler.

Doğrusunu söylemek gerekirse biraz tırstım. Fırat' a baktığımda hiçbir zaman doğru dürüst takınamadığı ciddiyeti üstündeydi ve bu beni hayli korkutmuştu. Her ne kadar korksam da korkunun ecele faydası yok sonuçta ya bismillah deyip "Hayırdır müdürüm bir sorun mu var?" diye sordum.

Akif Müdür: Aslında çocuklar, nasıl desem bilmiyorum ama şu geçen hafta işlenen cinayetler biliyorsunuz failleri bir türlü bulunamadı ve savcı hanımla benim telefonlarımız da hiç susmadı, hala da susmuyor.

Fırat: Yani müdürüm.

Kübra Hanım: Yanisi şu arkadaşlar biliyorsunuz biz verilen emirlere sorgusuz uyarız ve bizden de sadece bu cinayetlerle ilgilenen bir ekip kurmamız istendi. Buraya gelmeden önce bu görev için uygun kişileri aradık ve Asayiş şubeden de siz ikinizi seçtik.

Fırat: Ne yani farklı bir ekip kuruluyor ve biz bu ekip için seçiliyoruz öyle mi?

Akif Müdür: Aynen öyle Fırat. Bu arada kabul ediyor musunuz diye sormuyorum. Yarın ekip toplanıyor, önünüzdeki dosyalarda da işlenen cinayetler hakkında bilgiler var.

"Peki müdürüm kiminle çalışacağız?"

Akif Müdür: Bu görev için deneyimli kişiler seçildi. Sizden önce hepsiyle konuştuk. Şimdi arkadaşlarınızın yanına dönebilirsiniz.

" Peki bizimle kim ilgilenecek müdürüm?"

Akif Müdür: Bizimle hep temasta olacaksınız zaten. Başınızda da Celal KARLI olacak.

Fırat: Celal KARLI' mı? İyi de müdürüm Celal abi işi bırakmadı mı?

Kübra Hanım: Evet bıraktı. Bizi en çok uğraştıran da Celal abiniz oldu ama ekibin başında o var.

Akif Müdür: Başka soru.

Fırat: Yok müdürüm.

Hakan: Müdürüm, savcım müsaadenizle. Hadi Fırat.

***

Fırat: İnanamıyorum emmimin oğlu yaa Celal abiyle tekrar çalışmak...

"Dur bakalım oğlum yeni ekipte kimler var bilmiyoruz hem bizimkilere ne diyeceğiz?"

Fırat: Aman be oğlum taktığın şeye bak hem sen savcı hanımı duymadın mı emir öyleymiş biz de emir deyip geçeceğiz.

" Diyorsun."

Fırat: Tabi diyorum len.

" İyi gidelim."

Fırat: Gidelim dostum kahretsin bizi seçmişler ne yapacağız şimdi?

Her zamanki gibi işi dalgaya alan kuzenimi " Fıraaaat." Diye uyardım.

Fırat: İyi be senin yanında da bir şey abartılamıyor.

" Bu ne biçim abartmak lan öyle, yine rezil ediyorsun bizi, haberin yok."

Fırat: Affedersiniz komutanım.

" Bırak onu bunu da akşam rakı balık yapar mıyız?"

Fırat: Emrin olur paşam yapmaz mıyız yaparız tabi.

" Hadi o zaman."

Fırat: Hadi o zaman ne duruyoruz yürü o zaman ne bekliyoruz...

" Yine başladın haa."

Fırat: Sustum.

" Bu çocuk hiç akıllanmayacak yandık ki ne yandık. Oğlum seni alan iki dakikaya boşar ben sana söyleyeyim."

Fırat: Hadi len oradan.

" Göreceğiz."

Fırat: Görelim.   

YILDIZIN SIRRIWhere stories live. Discover now