NOT

45 11 0
                                    

-Yok yok yok. Burda da yok nereye koydum ben bunu?

"Noluyo yaa?"

-Bulamıyorum hiç bi yerde yok.

"Neyi bulamıyosun? Söyle bari bende arıyım."

-Şortumu bulamıyorum kuzen. Her yere baktım ama yok.

"Bende bi şey sandım. Bu muydu aradığın?"

-Ona bu deme tamam mı? O benim uğurlu şortum.

"Aman aman bi şey demedik uğurlu şortuna... Yatağın altına bak genelde eşyaların ordan çıkıyo."

-Sen nerden biliyosun eşyalarımın yerini?

"Makina sırası kuzen. Kirlilerin genelde ordan çıkıyo."

-Buldum bee. Sağol emmioğlu ben çıktım.

"Nereye?"

-Merkeze nereye olcak?

"O şortla mı?"

-Kafa mı kaldı bende.

"Pantolonunu da giyde bari öyle çıkalım emmioğlu."

-Pantolon mu?

"Arabadayım çabuk ol."

-Hii pantolon yok. Kafayı yedim iyice ama hepsi o çocuk bakıcısı yüzünden akıl bırakmadı insanda.

***

Bu iki gün içinde pek bir gelişme kaydedemedik. Otoparktan kaçırdığımız adam yani Yaşar Uzerli bize onu korumamız şartıyla bildiği her şeyi anlattı. Fakat dediğim gibi pek bir gelişme kaydedemedik. Yaşar'ın verdiği bilgilerden sadece bir tanesi doğru çıktı. O da bildiğimiz bir şeydi zaten. Bizimkilerin gittiği ev. Şuan yine ve yine tek yaptığımız oturup Hasan'ın birini öldürmesini beklemek. Belki onda bi ipucu bırakmıştır diye. Gerçi Hasan'ı birazcık tanıdıysam ondan da bir şey çıkmaz. Ali sabahtan beri dosyaları karıştırıyor. Şu evdeki resimler hakkında bi şeyler araştırıyor. Üç saattir bakmasına rağmen hala hiç bir şey bulamadı. Derya ile Dicle Mücahit'ten bi şey çıkar mı diye uğraşıyor. Fırat, Ulaş ve ben ise listede ki son ismi çözmeye çalışıyoruz. Yaptığımız her şey...

-Komiserim bir ihbar aldık. Burda ki devlet hastanesinin yanında ki parkta..

+Gidiyoruz.

۞Derya Celal abiye haber ver.

#Tamam.

***

۞Bence bu seferde bir şey çıkmayacak.

-Hemen kötü düşünme dayı oğlu.

۞Napiyim dayı oğlu? Olanlara bak.

"Noluyo lan?"

۞Lan yeter yaa. Bi Dicle bi sen kulağımda bağırıp durmayın. Sağır olacam sizin yüzünüzden.

"Pardon kardeşim. Senin kulağında bağırmamalıydım. Gidip şu sığırın yanında bağırmalıydım."

-O niye kuzen?

"Bak kendin dedin kuzen diye. Ben senin kuzeninim emmioğlu. Kıskanıyorum yeminle."

Kahkaha ata ata nihayet olay yerine ulaştık. Ağır adımlarla cesetin başına ilerlerken hepimizin tek düşündüğü bunun ne zaman son bulacağıydı. Ya da bi sonu olup olmadığıydı.

*Git gide daha da iğrenç oluyo.

-Ne o çocuk bakıcısı miden mi bulandı?

*Ha ha ha çok komik.

-Evet komik. Neyse seninle sonra uğraşırız Celal abi geliyor beyler.

CELAL AMİR: Bu sefer maktul kim çocuklar?

+Tunç Bulut, 30 yaşında emekli öğretmen.

UĞUR KOMİSER: Amirim.

CELAL AMİR: Gel Uğur. Arkadaşlar sizi asayişten Uğur komiserle tanıştırayım. Bizim kızında yakın arkadaşı olur kendisi.

-Öyle mi biz niye kendisini Zeynep'in yanında hiç görmedik.

UĞUR KOMİSER: Uzun zamandır burda yoktum ondandır.

"Bizim çocukluğumuz onunla geçti."

UĞUR KOMİSER: Her neyse bunu sonra konuşuruz. Maktulün ağzından bu not çıktı... Notta "ARE YOU READY TO SAY GOODBYE TO YOUR DAUHTER?" yani "kızına elveda demeye hazır mısın" yazıyor.

CELAL AMİR: Kızım...

YILDIZIN SIRRIWhere stories live. Discover now