MANGAL PARTİSİ

113 20 8
                                    

   Merkezden çıktıktan sonra eve geçtik. Üstümüzü değiştirip Celal abiye yardıma gittik. Celal abiyle şu son olan olayı ve maktullerin Mücahit'le olan bağlantıları hakkında konuştuk. Biz iş üstünde konuşurken her zaman olduğu gibi Melek abla söylenip durdu.

   Melek abla Celal abinin eşi, bizimle yaşıt bir kızı bir de on üç yaşında bir oğlu var; Zeynep ve Fatih. Benim Fırat'tan sonra ki kardeşlerim.

Celal Amir: Nerede kaldı bunlar Hakan ara şunları.

"Abi daha demin konuştum. Ulaş hepsini toplamış geliyor. Bu arada sorunu çözmüşler."

Fırat: Oh be keyfim kaçmıştı doğrusu.

Celal Amir: İyi iyi, yediklerimizin tadı çıkacak desenize.

Melek Abla: Celal her şey tamam geliyorlar mı?

"Geliyorlar abla yoldalarmış."

   Bu esnada Fırat biraz eğilip sessiz bir şekilde;

Fırat: Sana mı dedi oğlum ne cevap veriyorsun.

"Ne bileyim be söyledik işte öyle."

   Her şey hazır olduktan sonra eskilerden konuşmaya başladık. Beş, on dakika konuştuktan sonra zil çaldı gidip kapıyı açtım.

"Neredesiniz be oğlum soğudu yemekler."

Ulaş: Ne yapıyım abi evleri ararken bir ara kayboldum. Yoksa beni bugün gördün. Ne kadar hızlı sürdüğümü de biliyorsun.

Melek Abla: Hoş geldiniz, buyurun.

   Herkes içeri girmişti küçük bir tanışma faslından sonra yemek yemeğe geçtik. Celal abi bugün olan sözlü atışmanın bir daha tekrarlanmaması için birkaç nutuk çekti. Bizden de ayrı ayrı söz aldı. Yemek yerken heyecandan bir anda kaşığı elimden düşürdüm ardından Fırat'ın küçük de olsa geçtiği dalgalarıyla uğraştım. Neden bu kadar heyecan yaptığımı bilmiyorum doğrusu ilk defa bugün bu kadar kalabalıkta yemek yediğim için mi yoksa büyük bir ailenin içine girdiğim için mi?

Zeynep: Baba hadi.

Fırat: Hayırdır abi?

Celal Amir: Eveet. Herkes yemeğini bitirdiğine göre asıl konumuza gelelim.

  Hepimize teker teker baktıktan sonra;

Celal Amir: Bugünden itibaren hepiniz bu ekibin birer üyesisiniz. Sadece bu ekibin değil tabi bu ailenin de bir ferdisiniz. Bundan sonra her ne olursa olsun birlikte yaşayacağız. Üzülsek de sevinsek de birlikte. Birkaç saat önceki o tartışma bir daha hiç yaşanmayacak. Gelir gelmez kural koymuştum hatırlayın... Biz bir aileyiz ve aile bireyleri arasında tartışma olmaz...

   Bu yeni görev bizi çok zorlayacak ama inanıyorum ki bu işin üstesinden geleceğiz. Ben sizden tek bir şey istiyorum hiçbir zaman bir aile olduğunuzu unutmayın. Hep gülün, Fırat ve Hakan benden çok şey öğrendiler sıra sizde. Fazla uzatmayacağım. Tekrar aramıza hoş geldiniz.

Fırat ve bende hoş bulduk dedikten sonra;

Ulaş: O zaman birbirimiz hakkında bilgiye ihtiyaç var değil mi dökülün bakalım.

Dicle: Önce sen başla biz arkandan geliriz.

Fırat: Aman sen başlama yoksa bitmez. Ben başlarım.

"Yok abi asıl sen başlarsan hiç bitmez. Ben başlarım."

Fırat: Peki başla o zaman.

YILDIZIN SIRRIWhere stories live. Discover now