SIRLAR 1

55 15 0
                                    

    Merkeze geldiğimde nerdeyse akşam olmuştu. Ulaş işini bitirmiş bilgisayardan bir şeyler arıyordu. Kendi yerime geçip oturduğumda Derya kapıdan içeri girdi. Kısa bir selam verip yerine geçti. Sanki herkes birinin yerine oturmasını bekler gibi teker teker odaya girdiler. Herkes yerine geçip derin bir nefes aldı. Şimdi daha iyi anlıyorum bugün hepimiz için çok yorucu bir gündü. Kimimiz başını masaya koyup gözlerini kapattı, kimimiz arkasına yaslanıp ayaklarını masaya uzattı. Celal abi içeri girene kadar kendimizi toplamaya çalıştık.

+ Anlaşılan herkesin işi bitmiş ha.

  Herkes olduğu yerde doğrulduktan sonra;

+ Gençler bana bu uyku dolu gözler hiçbir şey bulamadık diyor. Doğru mu bu?

  Celal abinin sorduğu sorudan sonra hepimiz tam olarak kendimize geldik. Sonra ben hariç herkes bir şeyler bulduğunu söyledi. Tek benim sesim çıkmayınca Celal abi bana bakıp;

+ Hayırdır aslanım yanlış eve mi gittin yoksa?

"Ne yapıyım abi ya. Ailesinden kimle konuşsam ne eve ne de mahalleye hiç gelmediğini söyleyip duruyor. Derya'yı arayıp sordum adamın gezdiği bir yer var mı diye ama yokmuş. Bende elim boş bir şekilde geri dönmek zorunda kaldım."

+ Anlaşıldı... E o zaman teker teker dökülün bakalım. Olay yeri kimdeydi?

- Bendeydi abi.

* Kayda değer bir şey var mı?

- Olmaz mı tabi ki var. Ali oradaki flaşı verir misin?

  Bir veya iki dakika Derya'yı bekledik. O sırada yeni çaycımız Mahmut abi demli birer çay getirdi. Mahmut abi çıktıktan sonra;

- Siz yanımdan ayrılınca maktulü bulan adamla konuşmaya gittim. Ben ağzımı açmadan beni kolumdan tutup bankların yanına getirdi. Ben ne sorarsam sorayım sürekli aynı şeyleri tekrar edip durdu.

Fırat: Bir şeyler görmüş mü?

- Bende tam oraya geliyordum. Bana sürekli" Sus bizi dinliyor olabilirler, oradan geldiler ben gördüm" deyip durdu. Adamdan başka bir şey duymayınca bende kamera kaydı aradım ve işte bunu buldum.

  Derya'nın bulduğu kaydı birkaç defa izledikten sonra;

* Yüzü görüneymiş daha iyi olurmuş ama bu da işe yarar. Aferin çılgın senden bir cacık olur.

- Sağ ol Ulaş ama benim kafama takılan başka bir şey daha var. Adam bana "onlar" dedi. Burada sadece bir kişi gözüküyor.

+ Birden çok katilimiz var diyorsun yani öyle mi?

- Bilmiyorum abi ama bana öyle geliyor.

Fırat:Bu arada Derya bana şu ölen adamın telefon kaydı lazım.

"Hayırdır kuzen?"

Fırat:Hayır mı şer mi bilmiyorum kuzi ama bu Nazmi'nin patronu bana telefonda biriyle kavga ettiğini söyledi. Acaba diyorum bu adamda mı Mücahit'le çalışıyor?

= Hayır. Bu kurbanın Mücahit'le hiçbir alakası yok. Diğerleriyle alakası var.

* Nasıl yani?

Ali: Şöyle ki abicim adamların nerdeyse bütün hayatlarını araştırdık.

"Sonuç?"

= İnanır mısınız bilmiyorum ama dört kurbanımızda bir zamanlar aynı adamın korumalığını yapmışlar.

Fırat:Kim bu adam gidip alalım.

Ali: Alamayız çünkü adam ölü. İki sene önce ağustos ayında ki ne tesadüftür bilmiyorum ilk kurbanın bulunduğu gün öldürülmüş.

Fırat:Peki katil bulunmuş mu?

= Hayır katil bulunamamış hatta biraz daha şaşıracaksınız ama adamın adı Hasan AYDERE ve de sağ kulağı kesilmiş.

Ali: Ve biz katilimiz her kimse intikam alıyor olabileceğini düşünüyoruz. Yalnız bir sorun var bu adam her kimse hiç akrabası yok.

* Vay anasını bu ne be?

"Katilimiz bu cinayeti duyup esinlenmiş olamaz mı?"

+ Olamaz aslanım olamaz.

Fırat: Niye abi gayet mantıklı.

Ali: Olamaz çünkü soruşturma çok gizli tutulmuş. Hiçbir sonuç elde edilemeyince dosya kapanmış. Ha bu arada bu cinayetle ilgilenen şubeyle konuşalım diye bir fikir yürütmenize hiç gerek yok.

- O niyeymiş? Bir şeyler öğrenebiliriz.

= Soruşturma ile o zamanlar Celal abinin ekibi ilgileniyormuş da ondan.

* Ovv.

+ Oradan bir şey çıkmaz çocuklar.

- Niye abi belki....

   Derya daha lafını bitirmeden Celal abi sinirli bir şekilde;

+ Bir şey çıksaydı biz bulurduk. Ayrıca Hasan AYDERE'nin on tane koruması vardı. Dördü gittiğine göre geri kalan altı kişiyle yarın konuşun. Hepsini koruma altını alın. Başka bir şey bulan?

* Şey abi maktulün tırnak aralarında kumaş parçaları bulundu. Sonucu bekliyoruz. Bu arada bütün kurbanlar Songül'ün dediğine göre, ee biraz bekleteceğim.

   Ulaş bütün kurbanların resmi olan bir dosyayı açıp lafına devam etti.

* Hah işte burada. Dikkat ederseniz sol tarafında ki kesik sağa göre daha kısa ayrıca sadece sağ kulağı kesilmiş ve de sağ ayak bileğine bu şekil verilmiş. Ayrıca kesikler çok kusursuz olduğu için Songül bayıltılmış oldukları üzerinde duruyor. Adam uyanıkken bu kadar pürüzsüz olması mümkün değil zaten.

+ İyi o zaman şimdi dağılabilirsiniz. Ben yarın burada olmayacağım küçük bir doktor randevum var. Hakan ben yokken ekip senin liderliğinde.

"Merak etme abi. İyi akşamlar."

   Celal abi çıktıktan sonra herkes derin bir nefes aldı. Bir yarım saat kadar bulduklarımız pardon buldukları ile konuştuktan sonra yavaş yavaş toplanmaya başladık. Merkezde bir tek Derya ve biz kaldık.

Fırat: Derya bırakalım mı seni?

- Biraz yürüsem iyi olacak. Yine de sağ ol.

"Hadi kalk."

- Yok gerçekten yürümek istiyorum.

Fırat: Yürüyecekmiş. Kızım saatten haberin var mı senin kalk hadi. Gece gece başımıza iş çıkarma. Dışarda havlayan çok it var hadi.

- Taksiyle giderim. Hem biraz kafa dinlesem iyi olacak.

"Eğer Celal abinin dediklerini kafana takıyorsan boş ver. Belli ki bu konunun açılmasını pek istemiyor."

Fırat: Yani prensimiz takma kafana diyor. Hadi kızım.

- Anlaşılan sizden kurtuluş yok.

"Hah şunu bileydin."

 

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak yazar ve bölüme oy verirseniz sevinirim. :))

YILDIZIN SIRRIWhere stories live. Discover now