MELEZ | Kim Taehyung | ✔️

~4~

Düzenlendi ☑️

Medya Jungkook, Jimin, Hoseok

-VAMPİR  TARAFI-

YAZARDAN

Tae, onu rahatsız eden güneş ışıkları yüzünden uyanmıştı. Güneş ışıkları bir vampir için işkence değildi ama genelde, geceleri çıkan ve çok az güneş ışığı gören kişiler'e bir sorun olabilirdi. Gözlerini elleri ile ovuşturduktan sonra yatağından kalktı ve üzerinde ki tişörtünü çıkarıp, odanın herhangi bir kenarına attı ve lavaboya doğru yürümeye başladı. Suyu açtıktan sonra üstündeki her şeyi çıkardı ve duşa girdi, su vücuduna değdiği an titremişti ve başını iki yana sallayıp, orta sıcaklığı ayarladı. Şimdi daha iyiydi, kokusundan rahatsız olmadığı tek şampuanını biraz avucuna sıktı ve saçlarına götürüp, karıştırmaya başladı. İyice köpükleyip suyun altına girdi ve gözlerini kapatıp, şampuanın suyla karışıp yok olmasına izin verdi. Gözlerini kapattığı an kulaklarına sesler gelmeye başladı, bu sesler daha çok duş alan insanların sesiydi. Kimisi şarkı söylüyordu, kimisi şarkı dinliyordu, kimisi ise sadece suyun sesinde kaybolmuştu, garip bir özel gücünün olduğunu biliyordu Tae ama bu fazla garip bir özel güçtü, o an ne yapıyorsanız o an yaptığın şeyleri yapan insanların seslerini duyuyordu, parkta kaykay sürerken kaykay süren insanların sesleri, yüzerken yüzen insanların sesi, koşarken koşan insanların sesi ve daha bir çok şey hata bazen yatarken, ister istemez insanların rüyalarına dair sesler duyuyordu. Asıl farklı olan buydu, insanların rüyalarının sesini nasıl duyabilirsin ki? 7 saniye tüm gün sürüyormuş gibi geliyordu bir insan için, Tae için ise sanki yıllar sürüyormuş gibi geliyordu...

Duşunu bitirdikten sonra havlusunu beline sardı ve odasına geçti, temiz kıyafetlerini giyindikten sonra saçlarını kurutmak için havluyu saçlarına götürdü. Biraz kuruduğunu hissettikten sonra havluyu odanın bir kenarına attı ve dolaba ilerleyip bir şeyler yemeye başladı, kahvaltısı bittikten sonra kapının çalması ile kapıya doğru ilerlemeye başladı, kapıyı açtığı gibi Jimin, Jungkook ve Hoseok ile karşı karşıya kaldı, onlara gülümseyerek içeri davet etti ve beraber yere oturduktan sonra Jimin cebindeki sigara kutusunu çıkardı ve Tae'ye attı, Tae sigara kutusunu havada yakalayıp, içinden bir tane çıkarıp hemen yanında televizyona dalmış olan Hoseok'a uzattı, Hoseok içinden bir tane aldıktan sonra Jimin'in yanında televizyona dalan Jungkook'a seslendi, Jungkook ona baktığı an attı. Vampir güçleri sağolsun hemen paketi havada yakalamıştı. İçinden bir tane aldıktan sonra Jimin'e uzattı, Jimin'de bir tane alıp diğer cebindeki çakmağı çıkarıp sigarasını yaktı, diğerleri de sırayla sigaralarını yaktıkları zaman içmeye başladılar.

Sigara, alkol, uyuşturucu gibi şeyler vampirlere hiçbir şekilde zarar vermiyordu, bu yüzden fazla rahatlardı. Onları sarhoş eden tek bir içecek var o da alkolün içine sadece bir kaç damla kan damlatmak, içtikten bir 5-10 dakika sonra sarhoş oluyorlardı ama bu da kısa sürüyordu. Kısa sürmesi onlar için sorun oluyordu, sonuçta alkollüyken canları hiçbir şekilde kan çekmiyordu veya güçlerini kullanamıyorlardı sadece kısa bir süreliğine normal birer insan oluyorlar, işte tam bu anda vurulan bir vampir hiçbir şekilde tekrar hayata dönemiyordu. Çünkü o an silah veya bıçak onları direk öldürüyordu, fazlasıyla insan oldukları için tabii o kurşun veya bıçak kalplerine isabet ederse ölümleri daha hızlı oluyordu.

''Tae, dün sana neler oldu?'' dedi Jimin, sigarasını içine çekerken. Tae'de sigarasından dudaklarının arasına koyup, içine çekti ve dumanı yukarı doğru üfleyerek bakışlarını Jimin'e çevirdi;

''Bilmem, kendimi kaybettim. Gücüm beni ele geçirdi, hata bir ara öleceğimi bile düşünmedim değil.'' dedi, tekrar sigarasını içine çekerken. Jungkook sigarasını bitirmişti, sigarayı söndürmek için ezdi ve açık olan camdan dışarı atıp, yeni bir tane sigara alıp yaktıktan sonra;

''Peki, nasıl düzeldin? Sadece 1 dakikalığına ortalıkta yoktun, fazlasıyla hızlı düzelmiştin.'' dediği zaman Tae gözlerini yumdu ve kafasında durmadan yankılanan o sesi tekrar dinlemeye başladı, bu sesin sahibi kimdi bilmiyordu ama ona huzur veriyordu hem de fazlasıyla huzur veriyordu.

''Bir ses duydum, bir.. kız sesi.. bir kızın sesi beni sakinleştirdi, birden bire oldu..'' dedi, Hoseok kaşlarını çatıp;

''Bir tane kızın sesi mi? Tanıdık bir ses miydi?'' dedi, Tae dudaklarını yalayıp, tekrar sigarasını içine çekip;

''Hayır, ilk kez duyduğum bir sesti'' dedi, diğerleri de Hoseok gibi kaşlarını çattığı zaman Tae'de istemsiz bir şekilde onlara uyarak kaşlarını çatmıştı.

''Peki, kızı gördün mü? Ya da yanından falan geçti mi?'' dedi Jimin, Tae omuz silkip;

''Sanmıyorum.. sanki ses.. kafamın içindeydi.. daha önce çok kez insanların sesi beynimde dönüp dolaştı ve zamanla sesin sahiplerini öğrenmiş oldum ama.. o kızın sesini ilk kez duydum.. sanki çok uzaktaymış gibi geliyordu, gerçekten fazlasıyla uzaktan geliyordu.. Kalkanın.... öbür tarafındaymış gibi..'' dedi, üçünün kaşları iyice çatılmıştı. Arkadaşına inanıyordu hepsi ama yine de garip bulmuşlardı, fazlasıyla garip gelmişti.

''Kalkanın öbür tarafı mı? Yani.. duyduğun ses bir...''  dedi Jungkook, devamını getiremeden Tae onun sözünü kesip;

''Yani, duyduğum ses bir kurt adama ait olabilir veya normal bir insana veya bir avcıya!'' dedi, Tae sigarası bittiği için, söndürmüştü ve camdan dışarıya atmıştı. Yeni bir sigara daha yakmak istemediği için Jimin'in uzattığı paketi, başını olumsuz anlamda sallayarak reddetti. Jimin bir tane daha sigara yaktığı sırada kapı çalmıştı. Tae kapıya yaklaştığı zaman Alice'in sesini kafasının içinde duymuştu, ona gülümseyerek kapıyı açtığı zaman Alice Tae'nin dudaklarına bir öpücük kondurup;

''Merhaba yakışıklı vampir'' dedi, Tae güldü ve Alice'in dudaklarını sertçe öpüp;

''Merhaba güzel vampir'' dedi, Alice gülümsedi ve içeriye geçti. Çocukları sırayla öptükten sonra eski yerine oturmuş olan Tae'nin kucağına oturup, Jimin'in uzattığı sigarayı alıp yaktı ve bir fırt alıp, Tae'nin dudaklarına doğru üfledi. Tae, sevgilisinin bu haline gülümsedi ve boynuna bir öpücük kondurup;

''Birileri beni fazlasıyla özlemiş'' dedi, Alice gülümsedi ve sigarasını tekrar içine çekip, tekrar Tae'nin dudaklarına üfledi. Tae cevabını almıştı, Alice'de bunu anladığı için başını sevgilisinin göğsüne koyup, sigarasını içmeye devam etti. Tae'de ellerini sevgilisinin beline sarıp, başını başının üstüne koydu. Onlar sevgiliydi belki ama bu aşkla ilgili bir şey değildi, sadece çıkmak için çıkmışlardı birbirleriyle ve ikiside bundan rahatsız değildi, ikisi de fazlasıyla rahattı.

''Ödevi yaptınız mı?'' dedi Alice, 4'ü de başını iki yana salladığı zaman Alice muzip bir şekilde gülümseyip;

''Ah! Ben olmasam ne yapardınız siz? Sizin içinde yaptım ben rahat olun.'' dediği zaman çocuklar ona gülümsedi. Tae'de Alice'i kendine çevirip dudaklarından öpmeye başladı, biraz sert bir öpüşmeydi ve ileri gidebilecekleri bir düzeydeydiler ama çocuklar olduğu için sadece öpüşmekle yetindiler, Alice tekrar eski yerini aldığı zaman televizyondaki diziyi izlemeye başladılar, güzel bir diziydi ve onların ilgisini çekmişti.

Tae, başına giren ani bir ağrıdan dolayı, Alice'i kucağından indirip; ''Ben bir lavaboya gidip geleceğim.'' diyip lavaboya gitti, kapıyı kilitledikten sonra aynadan kendine baktı ama aynada yansımasını görüyordu, normalde vampirler aynada yansımasını görmez. Bu Tae için fazla garip bir hal almaya başlamıştı. Gözlerini kapattı ve başını iki yana sallayıp, tekrar gözlerini açıp aynaya baktı. Bu sefer yansıması yoktu, 'Az önce neden yansımam vardı?' diye düşünmeye başladı, o bunu düşünürken yansıması tekrar ortaya çıkmıştı. İşin bir diğer garip tarafı ise, aynadaki yansıması şuana ait bir yansıma değildi. Daha çok geleceğe ait bir yansıma gibiydi, normalde gözleri kan kırmızısı veya kahverengi oluyordu ama aynadaki yansımasında gözlerinde 4 farklı renk vardı; 'kırmızı, mavi, sarı ve yeşil' gözlerini tekrar kapatıp, başını iki yana salladı. Gözlerini açtığında ne baş ağrısı kalmıştı ne de aynada yansıması ne de geleceğe ait olduğunu veya öylesine bir yansıma olduğunu düşündüğü yansıması yoktu. Ona garip bir şeyler oluyordu ve henüz ne olduğunu genç adam da bilmiyordu...