~26~

3.2K 345 156
                                    

-KURT ADAM TARAFI-

YAZARDAN

Hannah (Unutanlar için Eva'nın annesi) karşısında ki cadıya bakarak yamuk bir şekilde gülümsedi, cadı sağ elindeki Hannah'a benzeyen bir bebek tutuyordu (Bu bebeklerin adını unuttum ya kjajk) sol elinde ise ucu sivri olan bir iğne vardı. İğneyi bebeğin karnına batırdığı anda Hannah olduğu yerde kıvranmaya başlamıştı ama yine de gülümsüyordu. Cadı kaşlarını çatarak, iğneyi bu sefer bebeğin kalbinin üzerine batırdığı zaman Hannah aniden nefes almayı kesmişti, nefes alamıyordu, kalbinde bir baskı vardı ve o yana bu yana kıvranıp duruyordu. Nefes alamıyordu ama ölmüyor da..

''Kızın nerede Hannah?'' dedi kadın sert bir ses tonu ile, Hannah başını olumlu anlamda salladığı zaman Hannah iğneyi, bebeğin kalbinden çekti. Hannah derin bir nefes alıp kendine gelmeye başladı, yüzünde yamuk bir gülümseme ile;

''Onu asla bulamayacaksın July, onun gücünü alarak dünyaya hakim olamayacaksın.'' dediği zaman cadı hiç düşünmeden bebeği bir kenara attı ve hızla Hannah'ın yanına gitti, elini Hannah'ın kalbinin üzerine koydu ve bir şeyler fısıldamaya başladı. Ardından elini Hannah'ın göğsünden içeri daldırdı ve genç kadının kalbini yerinden çekip aldı ve Hannah'ın kulağına;

''Kızında nasıl olsa orada..'' demişti..

Max, elini karnının üzerinden çekti ve kurt adam gözleri ile Kevin ve Jack'i aramaya başladı. Jack, köşede bir yerde durmuş ve zorlukla nefes alıyordu. Kevin ise, ölmüştü. Max, adımlarını hızlandırarak Jack'in yanına gitti, elini Jack'in elinin üzerine koydu ve onun acısını kendine çekmeye başladı ama işe yaramıyordu. Jack, elini Max'in omuzuna koyup;

''İşe yaramaz, zorla bir insanı kurt adama çevirdiğin iyileşme gücün hızla ortadan yok oluyor.'' dedi zorlukla, Max hiçbir şey demedi ve dolu gözleri ile;

''Merak etme, Yoongi'ye çok iyi bakacağım. Sende, sende Kevin'a öbür tarafta iyi bak.'' dedi ve ayağa kalkıp son kez Jack'e baktı, Jack başını olumlu anlamda salladıktan sonra gözlerini sonsuz uykunun kollarına bırakmak için kapattı. Max, etrafına baktı. Her yer kan revan içindeydi ve bunu cadı tek bir hamle de yapıyordu. Etrafta hayatta kalan, vampir ve alfalar ile beraber karşıda ki eve geçtiler. Orada ki evin bir kapısı kırmızıydı ve bu kapı sayesinde karşı tarafa geçebiliyorlardı, bunu Mariana'nın ruhu onlara göstermişti.

Max ve bir kaç vampir ve de bir kaç alfa yukarı çıkmışlardı. Max, bir elini kapının koluna attıktan sonra kapıyı kendine doğru çekti, kapı açıldığı zaman ışık süzmesi içeri girmişti. Max, aşağıdan gelen ayak sesleri üzerine hızla içeri girdi, diğerleri de içeri girdiği zaman kapıyı kapattılar ve bu tarafta kapıyı kırarak, geçicisi yok ettiler. Girdikleri oda da ki ışık süzmesi kaybolduktan sonra, cama doğru ilerlediler. Gözleri, istemsiz bir şekilde parlarken. Aşağıdakiler onları görmüştü..

Max ve adamları merdivenlerden aşağı indiği zaman ellerinde silahlar olan çocuklarla karşılaşmışlardı, Jin karşısındaki adama şaşkınlıkla bakarken. Max merdivenlerden indi ve Jin'e sarılıp;

''İyi misiniz?'' dedi, Jin'de kollarını Max'e sardıktan sonra;

''Bilmiyorum, sen nasıl geldin?'' dedi, Max eli ile yukarıyı gösterip;

''Orada bir geçit vardı, hoş artık yok..'' dedi ve bakışlarını Kate çevirdi, Kate koşarak Max'e sarıldı ve göz yaşlarını serbest bırakarak;

''D-diğerleri nerede bilmiyoruz Max, Mariana'nın söylediğine göre hepsi ölmüş.'' dedi hıçkırarak, Max Kate sırtını okşayarak;

''Jack, Kevin ve.. ve Hannah.. onlar da öldü.'' dedi Max Kate'den ayrılırken. Kate, şaşkın bakışlarını Jin'e çevirip;

''E-eğer Eva.. Eva hayattaysa, annesinin öldüğünü nasıl söyleyebiliriz?'' dedi, o sırada kucağında cansız yatan Eva ile Tae içeri girdi. Dolu gözleri ile Kate bakıp;

''S-söylemenize g-gerek y-yok, zaten kavuşmuşlardır.'' dedi ve Eva'yı nazikçe koltuğun üzerine yatırdıktan sonra dudaklarını genç kızın dudaklarına bastırıp;

''Seni, seni sevdiğimi bile söyleyemeden gittin Eva.. senden, senden nefret ediyorum.'' dedi genç adam ve hıçkırarak, kız gibi ağlamaya başladı.

-1 SAAT ÖNCE-

''Eva, Eva uyansana!'' diyerek bağırdı genç adam, yerde cansız yatan genç kızı dürterek. Bakışlarını, karşısında eli kolu bağlı olan Kunta'ya çevirdi. Kunta pis pis gülüyordu. Genç adam oturduğu yerden kalktı ve hızla Kunta'nın yanına gitti ve hiç düşünmeden elini Kunta'nın göğüs kemiklerinden içeri soktu ve Kunta'nın kalbini sıkıp;

''Annemi benden aldın, sevdiğim kızı da aldın. Umarım, cehenneme bile gitmezsin. Orası sana cennet gibi gelir.'' dedi ve Kunta'nın kalbini yerinden çıkardı, elleri arasında sıktığı zaman kalp patlamış ve her yere kan fırlamıştı. Genç adam, elini üzerine sürdükten sonra genç kızı kucağına aldı ve oradan çıktı..

-1 YIL SONRA-

TAEHYUNG'UN AĞZINDAN

Tam 1 yıl geçmişti, Eva'nın ölümü üzerine tam bir yıl geçmişti ve ben.. ben hala onun sesini bir şekilde duymak için can atıyordum ama elimde hiçbir şey yoktu hem de hiçbir şey..

Kunta'nın ölümünden sonra bir çok vampir taraf değiştirmişti, avcılar ise avlanmayı kesmiş ve buralardan uzaklaşmışlardı.

Sally ve Jungkook, beraberlerdi ve Sally, Jungkook sayesinde gücünü kontrol etmeyi öğrenmişti.

Jimin ve Kate'de çıkıyor, ikisi gayet birbirleri ile iyi anlaşıyorlardı. Eğer biri bana; 'Jimin bir kurt adamla çıkacak' deseydi, ona gülüp geçerdim. Şimdi ise, ikisi beraber gayet mutlular..

Jennie ve Jin, onlarda beraberler ve ikisi çok mutlular..

Namjoon, sonunda Alice açılmış ve ikisi beraber olmuşlardı.

Yoongi, Jack'in babası olduğunu öğrendikten sonra yıkılmıştı ve onu Joy tekrar hayatta döndürmüştü ve onu hayatta döndürürken, kalplerini de birbirine adamışlardı..

Holland, Hoseok ile çok kavga etmelerine rağmen hep aynı fikirde oluyorlardı. Bu sayede, birbirleri ile çok yakınlaştılar ve sonunda beraber oldular ve bu daha bir gün önce oldu..

Ben, ben hala öylece duruyorum.. Her gün, deniz kenarına gidiyor ve bir gün Eva'nın tekrar geleceğini umarak orada bekliyordum. Onu her zamankinden daha çok özlüyordum, kalbimin acısını dindirebilecek tek kişi oydu ve artık o yok, 1 yıl onsuz nasıl geçti bilmiyorum ama hala kalkanın öbür tarafında, birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi onu bekliyordum... çok çocukça dimi? Aşıksanız, çocukluğun en güzel şey olduğunu anlarsınız.. çünkü aşk, çocukların sevgisi gibi; 'Saf ve Sonsuz' bu yüzden.. çocukça şeylerden daha çok hoşlanıyordum..

Melezliğime gelirsek, henüz Melezliğim yüzünden yeni bir bela karşımıza çıkmadı. Çıkmamasını da umut ediyorum zaten.. Güçlerime gelirsek, kurt adamlar gibi insanların acılarını çekebildiğimi öğrendim, kurt adamlar gibi iyi duyuyor ve iyi görüyordum ve tabii insanların zihnini okumaya da devam ediyorum. Gücümü kontrol etmek veya edememek konusuna gelirsek, profesör sayesinde güçlerimi kontrol etmeyi öğrendim. Bu yüzden, artık krizler yok ve artık fazladan ses duymak yoktu.. bu iyi bir şey sanırım..

Oturduğum banka sırtımı yasladım ve bakışlarımı gökyüzüne çevirerek gözlerimi sıkı sıkı yumdum, denizin huzur veren sesi kulaklarımı doldurduğu zaman rahatlıyordum.

Dalgaların sesinin yanında kırılma sesi duymamla hızla gözlerimi açtım ve bakışlarımı direk kalkana çevirdim, kalkanın her bir yanı yavaş yavaş çatlıyordu. Oturduğum yerden kalktım ve bankın arkasına geçip eğildim, bankın sırt kısmındaki aralıktan ise kalkana bakıyordum. Kalkan tamamen çatladıktan sonra bir anda patladı ve kalkanı saran cam parçaları etrafa yayıldığı anda, arkamı döndüm ve öne doğru eğildim. Cam parçaları, insanlara veya eşyalara batarken, gözlerimi sıkı sıkı yumdum.. yeni bir bela yaklaşıyor gibiydi..

MELEZ | Kim Taehyung | ✔️Where stories live. Discover now