~29~

3.1K 324 40
                                    

Birde küçük bir dipnot; çoğu kurt adam ve vampirler kalkanın yakıldığını farkında değil.

YAZARDAN

Tae ve Eva hariç hepsi uyumak için odalarına çekilmişti. Tae, bakışlarını hala duvardaki işaret üzerinde sabit tutarken sağ tarafında bir sıcaklık hissetmişti. Bakışlarını sağ tarafına oturan Eva'ya çevirdiği zaman Eva tatlı bir şekilde gülümseyerek;

"Seni çok özledim Tae, neden benden uzaklaşıyorsun?" demişti, genç adam kaşlarını çatmamak için kendini zor tutuyordu. Çünkü, Eva'nın ona hiçbir zaman; 'Tae' diyerek seslendiğini hatırlamıyordu. Yapmacık bir gülümseme ile;

"Eskisi kadar ilgilimi çekmiyorsun." dedi ve ayağa kalkıp gidiyordu ki Eva'da hızla ayağa kalktı ve Tae'ye arkasından sarılıp;

"Buna inanmamı bekleme Tae, bunu sadece gözlerinden bile okuyabiliyorum." dediği zaman Tae kaşlarını çattı ve genç kızı kendinden uzaklaştırdı ve yüzünü genç kıza çevirip;

"Bana hiçbir zaman Tae demezdin sen! Bana her zaman Taehyung derdin." dedi, Eva dudaklarını ısırdığı zaman Tae onun pot kırdığını anlamıştı. Tae bunun üzerine yamuk bir şekilde gülümseyip;

"Senin Eva olmadığını biliyorum her ne boksan ve her ne bok istiyorsan, bunu sevdiğim kızın bedeni ile yapma." dedi sona doğru sesini yükselterek, Eva korku ile bir kaç adım geriye gitmek yerine sadece gülümsüyordu. Eteğinin pilesinden tutup etrafında döndükten Sonra kendine bedenine geçi yapmıştı. Tae, karşısında yaşlı kadına bakarak kaşlarını çattı. Onun Eva olmadığını çok net bir şekilde tahmin etmişti hele ki bileğinde ki işareti gördükten Sonra.

"Sende kimsin?" dedi Tae, sert bir ses tonu ile. Kadın gülümseyerek genç adama doğru yaklaştı ve sağ elini genç adamın göğsünün üzerine koyup;

"Seni yok edecek birisi" dedi, Tae tiz bir kahkaha atıp;

"Benim bir Melez olduğumu biliyorsun dimi? Ben bu dünya da ölebilecek en son insanım." dedi, bu sefer kahkaha attan taraf kadın olmuştu.

"Öyle mi? Çok sevdiğin Evacında Melez'di ama o öldü hem de bir vampir tarafından, söylesene Tae. Bir vampir tarafından ölmek mi daha kolaydır yoksa, bir cadı tarafından ölmek mi?" dedi, Tae hiçbir şey demeden karşısında ki cadıya bakıyordu.

Kapının birden açılması ile ikisininde bakışlarını kapıya yönelmişti. Max ve bir kaç adamı orada duruyordu, Tae Max'e bakıp güldükten sonra bakışlarını cadıya çevirip;

"Max'i kendi tarafına mı çektin?" dedi, Max içeri girdi ve July'nin yanına gelip, dudağına bir öpücük kondurduktan sonra;

"Merhaba Tae, görüşmeyeli nasılsın?" dedi, Tae öfke ile öne atıldığı zaman July eli ile onu durdurmuştu, bu yüzden hiçbir şekilde yerinden oynayamıyordu Tae.

"Kimse, sevdiğim adama dokunamaz." dedi, Tae dudaklarını oynatmaya çalıştı ama becerememişti. July elini kendisine çektiği zaman Tae tekrar eski haline dönmüştü. Gülerek bakışlarını bir July bir de Max üzerinde gezdirerek;

"Bende Eva'ya kimse dokunamaz derdim ama bakın, burada değil artık. Bu yüzden, ikinizinde ölümü benim ellerimden olacak." dedi, July gözlerini kırptıktan sonra elini kaldırdı ve elini yana yatırması ile Tae'nin boynundan bir ses çıkıp hızla yere düştü.

"Bu bayıltma işine de iyi alıştın sen" dedi Max, July güldü ve bakışlarını Max'in adamlarına çevirip;

"Diğerlerini yukarıda, onları da alın ve Ateş nehrine doğru yola koyulalım." dedi..

-YARIM SAAT SONRA-

Tae, gözlerini vücudunun her bir köşesinde hissettiği büyük bir sıcaklık üzerine açmıştı, gözleri etrafında ki buharlar yüzünden net göremiyordu. Bir kaç gözlerini kapatıp açtıktan sonra, bakışlarını kollarına çevirdi kollarının ikiside bağlıydı. Bakışlarını ayaklarına çevirdiği zaman ayaklarınında bağlı olduğunu anlamıştı, asıl onu şaşırtan şey ise aşağısında ki ateş nehriydi. Bakışlarını karşısına diktiği zaman bir sürü iğrenen gözler ile ona bakan insanlarla karşılaşmışlardı.

"İşte!" diyerek bağırdı Max bakışları üzerine çekmeye çalışarak, herkes bakışlarını Tae'de Max'e çevirdiği zaman Max yamuk bir şekilde gülümseyerek;

"İşte, aramızda yaşayan kaçak bir Melez! Bunca zaman, yani 22'inci yaşına kadar hayatta kalan bir Melez. Sizce de ölmeyi hakketmiyor mu?" diyerek bağırdı Max. Tae sadece buna kahkahası ile karşılık vermişti. Tüm bakışlar kendine döndüğü zaman başı ile Max'i ve adamlarını göstererek;

"Peki, siz onların kurt adam olduğunu vilşyor musunuz? Ya da Kalkan'ın artık yok olduğunu ve bir kaç ay önce sizden sakladıklarından haberiniz var mıydı?" dedi, ona bakan gözler bir anda yanlarında ki kişilere dönmüştü ve uğultularda onlarla beraber artmıştı.

"Hey!" diyerek bağırdı July, ama onu kimse takmıyordu onun yerine korkuyorlardı, Kalkan'ın yok olması demek onlar için; 'Ölüm ve Savaş' demekti.

"Bunu bizden sakladınız mı, cidden?" dedi aralarından bir Max ve July'e bakarak. Max yamuk bir şekilde gülümseyerek;

"İsterseniz gidip bakabilirsniz, kalkanın hala yerinde olduğunu anlayacaksınız." dedi, Tae sesini yükselterek;

"Büyünün etkisinde olan herkes, Kalkan'ın hala orada olduğunu sanacak. Öyle değil mi?" dedi ve bakışlarını ön tarafta oturan arkadaşlarına çevirdi. Başı ile Joy'a selam verdiği zaman Joy, elini çaktırmadan havaya kaldırdı ve bir şeyler fısıldadı. Ardından, Kalkan'ın öbür tarafında ki insanlar hızla buraya hücum etmeye başladı. Joy, kurt adamları çağırma büyüsü yapmıştı ama birbirlerine zarar vermemek içinse araya bir büyü katmıştı. Hepsinin etrafında küçük bir Kalkan oluşturmuştu ama bunu ne July ne de diğerleri bilecekti.

"Yalancısınız!" diyerek bağırdılar bir ağızdan, ardından hepsi Max ve July'e doğru ilerlemeye başladığı zaman July elini havaya kaldırdı ve ellerim kapattığı anda hepsi olduğu yerde dona kalmıştı. July bakışlarını Max'e çevirip;

"Direk öldürelim gitsin!" dediği zaman Max başını olumlu anlamda salladı ve iplerin başında olan adamlarına bir işaret verdi, işaret verdiği anda adamları ipleri kestiler. İpler kesildiği anda Tae gözlerini kapattı ve kendini ölümün kollarına hazırladı..

MELEZ | Kim Taehyung | ✔️Where stories live. Discover now