the day that we stayed in peace

2.2K 178 64
                                    

Mrb

And little depresyon girl issss outtttt



Gökten bir yıldız kayıyor, ağaç yaprakları dallarından dökülüyor ve ben, sessiz sakin geçen günümüzden geriye kalan bu tuhaf hisle oturmuş, Zayn'in cebinden aldığım sigarayı içiyorum ama zaman geçmek bilmiyor.

Gök yüzünde ay asılı durmuş, yıldızlar her zamankinden daha parlakken içime sinen bu korkunun sebebini bilmiyorum. Oysa her şey iyiyi işaret ediyor. Sanki her şey düzelmiş gibi yaşıyorum günlerimi ama biliyorum. Rodger'ın bu sessizliği iyi değil.

Esen rüzgar tüylerimi ürperttiğinde yanıma ilişen beden tüm dikkatimi dağıtıyor ama bugün diğer tüm günlerin aksine biraz daha uysallaşmış gibi kafasını dizlerimin üzerine yaslıyor. Göz kapakları birkaç kez kırpışınca gülerek ellerimi başının üzerinde gezdirdim ve parmaklarım arasında tuttuğum sigaradan güçlü bir nefes aldım.

Jave'e hamile kaldığım zaman bırakmıştım ve birkaç gün önce damarlarımda tekrar nikotin ihtiyacı hissetmemle birlikte Zayn'in cebinden aşırdıklarımla birlikte sanırım tekrar başlamıştım ama bunu gizli yapmayı denemek çok zordu.

Zayn zaten kendisi de içtiği için bende ki kokuyu fark etmiyordu ama Jave'den bunu saklamak için kendi yeteneklerimin de dışına çıkmam gerekiyordu.

Çok fazla kuşkucu, meraklı bir çocuktu ve bir de sürekli babasını sorup durmaya başlamıştı.

Jo, kucağımda ki kafasını hareketlendirip burnunu sigaraya doğru uzattığında hızla sigaramı geri çekip, artık bana bir canavarı anımsatmayan yüzüne baktım. Beni artık bir yabancı olarak algılamıyor olması güzel bir gelişmeydi sanırım.

"Bu köpekler için bir şey değil dostum ama acıktıysan sana Zayn'in getirdiği o iğrenç kokulu kemiklerden verebilirim." gerçekten, sadece on dakika boyunca bana cevap vermesini beklediğimi fark ettiğimde gülerek başımı iki yana salladım.

İyi değildim.

"Köpeğime yemekleri hakkında öyle şeyler söyleme." arkamdan uykulu sesi duyulduğunda oturduğum hasırdan koltuktan ona doğru baktım ama sonra, aklıma elimde ki sigara gelince ne olduğunu kendim bile anlamadan iyice soğuk demire bastırıp söndürdüm ve demirlerin arasından aşağıya fırlattım.

"Seni göreli ve günlerdir sigaralarımı yiyor diye Jo'yu azarlamanın pişmanlığını yaşamaya başlayalı yaklaşık bir on beş dakika oluyor."  uzattığım bacaklarımı kaldırıp, oturduktan sonra tekrar bacaklarının üzerine koyduğunda endişeyle yüzüne baktım.

"Demek gizli gizli sigaralarımı yürütüyordun?"

"Biraz kafa dağıtır diye düşündüm ve ruh halime uyuyordu." bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde yüzünde garip bir gülümseme oluştu. "Onu bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum." derken alınmış gibiydi. Üzerine sinen hisleri anlamlandıramıyordum.

"O benim kocam." kaşlarımı çatarak gözlerine bakmayı kesip bakışlarımı ağaçlık alana çevirdim. "Liseden beri birlikte olduğum, çocuğumun babası ve bir şekilde birçok şey paylaştığım birisi. Beni aldattı, ortalıkta gülüp dolaşmamı mı bekliyordun?"

Oldukça uzun bir süre sessiz kaldı. Bir şeyleri sindirmeye çalışıyor gibi fazla düşünceliydi. Dudakları bir şeyler söylemek için aralandığında "Doğru, haklısın." dedi ama düşündüklerinin söylediği şeyden çok daha farklı olduğu yüzünden belliydi. Cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarına götürdüğünde derin bir nefes aldım. "Hep böyle misindir?"

"Nasıl?"

"Doğru kelime ne bilmiyorum ama, soğuk? Ya da içine kapanık? Duygularını gizleyen?"

"Daha konu başlığı açacak mısın?" gülerek sigarasını tekrar dudaklarına yerleştirdi ve koltuğun kenarında ki elini bacaklarımın üzerine bıraktı. "Üşümüşsün." kaşlarını çattıktan sonra masanın üzerinde ki pikeyi alarak açtı.

Z a y n

"Hadi kaçma şimdi." hakkımda bir şeyler öğrenmeye fazla istekli çıkan sesiyle birlikte bakışlarında ki munzurluğu görmek bu geceki diğer sırıtışlarım gibi bunu da sigaramın ardına saklamamı sağladı. Kocasını sevdiğini ima edip, tüm kapıları kapatmışken benimle ilgili şeyleri merak etmesine bu kadar şımarmak istemiyordum.

"Pekala, tamam." işaret parmağımı kaşımın kenarına sürttükten sonra dirseğimi koltuğun tepesine ve çenemi de yumruğuma yaslayıp ona baktım. "Ne öğrenmek istiyorsun?"

"Seni." dedi ama bakışlarıma içimde hissettiğim heyecanın yansımasından dolayı hemen boğazını temizleyip havaya bakmaya başladı. "Yani, nasıl birisi olduğunu ya da bilemiyorum neden bu kadar soğuk birisin? Sadece köpekler ve çocukları seviyormuş gibi."

"Çünkü sadece onların sevilmeye layık olacağını düşünüyorum? Beni hayal kırıklığına uğratmıyorlar." gözleri benim dışımda her yerde gezinmeye başlayınca gülümsedim ama bu gülümseyiş fazla uzun sürmemişti. "Başından çok kötü bir ilişki geçmiş gibi konuşuyorsun." 

"Bazı deneyimleri edinmek için illa onları yaşayarak çuvallamama gerek yok. Küçük şeylerden kolay ders çıkaran bir adamım." 

"Çok fazla tepkilisin," dedi. "Hayata karşı çok sertsin bu kadar olma." hafifçe omuz silktim. "Kaybedecek bir şeyi olmayan bir adama karşı fazla edebi konuşuyorsun."

"Ah, o tavırlara hiç girme şimdi. Bayatlamadı mı artık?" başını iki yana sallayarak bakışlarını benimle buluşturduğunda gördüğü şey onu sarsmış gibiydi. "Bilmiyorum, sence öyle mi?" kendimi bu kadar açık göstermeyi sevmiyordum ve gözlerimde ki şu aptal ifade her neyse artık yok olması gerekiyordu.

"Zayn." göz kapaklarımı gizlenmek için kapattım ancak elime tek geçen sez burnumun direğini sızlatan bir acı oldu. "Seni seven birileri olduğuna eminim." dediğinde dudaklarımdan engel olamadığım bir kıkırtı kaçtı. "Ben değilim. Beni seven biri olduğundan ya da beni kaybetmekten korkan biri hayatım boyunca hiç olmadı. Bu yüzden mesafeliyim belki de." eli tereddütlü bir şekilde yanağıma doğru uzandı ve hafifçe okşarken benimle aynı şekilde gülümsedi. "Eğer bir gün o hissi tadarsam tekrar kopamayacağımdan korkuyorum."

"Sevmek o kadar da kötü değil. Ya da sevildiğini hissetmek."

"Sonunda elinize tek geçen şey koca bir avuç dolusu yalan ve acı değil mi?" onu kastederek konuştuğumu anladığında şaşkın bir ifadeyle bana bakıp omzuma yumruğunu geçirdi. "Seninle burada dertleşmeye çalışıyorum ve verdiğin karşılık bu mu?" kollarını göğsünde birleştirip bana beni kınayan, kötü bakışlar attı. Gülerek hafifçe yana doğru eğildim ve başımı bacaklarının üzerine yaslarken pikeyi ikimizin üzerine de örttükten sonra ellerinden birini saçlarımın üzerine bıraktım.

İlginç bir şekilde beni daha iyi hissettirip rahatlatan bir şeydi bu. "Ciddi misin?" başını öne doğru eğerek suratıma bakmaya başladığında gözlerimi kapatıp başımı olumlu anlamda salladım ve o sonunda pes edip elini saçlarımın arasında gezdirmeye başladığında sakince uyuya kaldım.

RODGER BELASI OLMADAN GEÇIRILEN SON BÖLÜMDÜ

BÖYLE SOHBET MUHABBET YAZARAK SİZİ SIKTIM MI BİLMİYORUM AMA BÖYLE YAZMAK HOŞUMA GITTI

AMA WİNTIR İZ KAMİNG ARKADASLAR



Burning Cigarettes 💏 zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin