late for the most exciting part

1.1K 88 21
                                    



"Bu kadar gerilme." Elimi saçlarının üzerine koyup, hafifçe okşadığımda derin bir nefes aldı. "Jave'i yalnız bırakma konusunda hiç rahat hissetmiyorum. Özellikle Rodger hala evimize bu kadar tehlikeli bir şekilde yaklaşabiliyorken." Artık, ben yerine biz demesi, gülümsememe sebep olurken bana tuhaf bir şekilde baktı. Şuan önemli olan kısmın bu olmadığını biliyordum ama evim yerine evimiz kelimesini kullanması hoşuma gitmişti.

"Hiçbir şey olmayacak, güven bana. Liam'a onu gözünün önünden ayırmamasını söyledim." Dudaklarımı alnına sıkıca bastırıp geri çekildiğimde, Jave koşturarak yanımıza geldi. "Hem, Jo bile benimle geliyor." Tasmasını tuttuğu köpeğimi kendine çekerek sarıldığında Rina gülümseyerek dizlerinin üzerine çöktü. "Eğer kendini kötü hissedersen beni ara hemen tamam mı? Ya da Liam'dan seni bana getirmesini iste." Kafasını olumlu anlamda sallarken annesinin yanağına bir öpücük bıraktı. Rina'nın endişesini anladığını biliyordum. "Babam bize bir şey yapamaz. Hem zaten Jo var."

Rina, hiçbir şey söylemeyip öylece baktığında Jave kollarını onun boynuna sardı. Bu akıl küpünün kendisini bu kadar iyi anlamış olmasına şaşırmış gibiydi. Ama artık bu küçük velet hakkında hiçbir şeye şaşıramıyordum. Çoğu zaman benden daha mantıklı cümleler kuruyordu.

"Ben seni çok seviyorum. O yüzden Zayn'in annesi babası da çok sevecek bence." Yanağını annesinin yanağına yaslayarak elini boynuna yasladığında Rina gülümseyerek onu daha sıkı kavradı.

"Umarım."

*
Rina

"Kıyafetim düzgün değil mi?" Tam zile basacakken onu durdurup karşısında dikildiğimde dudaklarını yalayarak başını salladı. "Harika görünüyorsun." Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakmak için eğildiğinde ellerimi göğsünün üzerine yerleştirerek onu durdurdum. "Ne?" Anlamsızca bana bakıp, eski konumunu geri aldığında bende kapıya dönerek mırıldandım. "Rujumu bozacaksın."

"Tanrım." İlk önce bıkkınlıkla nefes verip, daha sonra sinirleri bozulmuş gibi kıkırdamaya başladığında omzuna vurdum. "Benimle dalga geçme!" İşaret parmağımı suratına doğrultarak bağırdığımda dudaklarına fermuar çekiyormuş gibi yaptı.

"Tamam, tamam özür dilerim." ona dönmemi fırsat bilerek benden hızlı bir öpücük çaldı ve tam o anda kapı açıldığında ne yapacağımı bilemeyerek onu hızla geriye ittim. "Abiii!" Çok da küçük olmayan bir kız çocuğu, Zayn'in kollarına atladığında utançtan çok fazla kızarmamış olmayı umarak gülümsedim ve aynı samimiyetle çekilip bana sarıldığındaysa afallayarak sarılmasına karşılık verdim.

"Ben Safaa," geri çekilip yüzündeki kocaman gülümsemesiyle birlikte bana baktığında bende gülümsemeden edemedim. "Ben de Rina."

"Kapıda dikilenler abim ve sevgilisiymiş!" İçeri girerken bağırarak konuştuğunda utançla başımı eğerek iki yana salladım ve Zayn, yine bana gülerken elimi kavradı. "Bizi görmüşler." Dedim fısıltıyla ve dehşet içinde.  

"Bahçeye açılan camdan görmüşlerdir." Hafifçe omuz silkerek konuştuğunda salondan içeri girmemizle tüm gözler ilk önce bize, daha sonraysa ellerimize kaydığında elimi avucunun içinden çekmek istedim ama buna izin vermedi. Kendimi lise yıllarıma geri dönmüş gibi hissediyordum.

Çok fazla heyecanlı hissediyordum, ya da ilk defa birinin ailesiyle tanışıyormuş gibi. Birinin sevgilisi olarak anılmayalı bir asır olmuş gibi hissediyorken, bu etiketi evliyken üzerimde taşıyor olmak durumu daha da garip bir hale sokuyordu.

Birinin sevgilisi olabilmek için çok yaşlıymışım gibi hissediyordum. Yeniden bir şeylere başlayabilmek için çok geçmiş gibi. Ama işte, şimdi burada durmuş, onun elini kavrayarak yüzümde gerginlikten donup kalmış bir gülümsemeyle ailesine bakıyordum.

Burning Cigarettes 💏 zmKde žijí příběhy. Začni objevovat