Küçük Cin'im ▷▷ 13

1.1K 136 33
                                    

"Eee Kyungsoo... Anlatsana biraz?" dedim. Elimi çeneme koyup dirseğimi de masaya yasladıktan sonra karşımda oturan Kyungsoo'ya eğilerek.

O da içtiği milkshake'in üzerine fazlasıyla eğilmiş, pipetle tuhaf tuhaf sesler çıkarıyordu. Başını kaldırmadan, dudaklarını bardağından çekmeden bana bakmaya çalıştı. Kocaman gözleri, iyice büyümüş bir şekilde, şaşkınca bana dikildiler.

"Neyi anlatayım?" dedi. Sesi boğuk çıksa da anlayabilmiştim.

Gözleri tekrar bardağına indi. Çok sevmiş olduğu içeceği nefes almadan içmeye devam ederken şaşı olmuş bir şekilde bardağın dibini gözetliyordu.

"Neden bir cinim olduğunu hala bilmiyorum?"

Dememle, ya pipetti boğazına kaçan ya da nefes almadan içine çektiği koca bir yudum, bilmiyorum, Kyungsoo var gücüyle öksürmeye başladı. Uzanıp sırtına vurdum birkaç kez ama benden kaçtı.

"Bir tane daha alacak mısın?" diye sordu elindeki bardağı göstererek. Bir yandan boğazını sıvazlıyordu.

"Kyungsoo üçüncüyü bitirdin, yeter artık. Parasını da vermiyorsun zaten!"

"Hıh, cimri!" diyerek omuzlarını silkti. Başımı iki yana sallayıp garsona yeni bir içecek siparişi verdiğimde kollarımı önümde bağlayarak arkama yaslandım.

"Hadi anlat." dedim.

"Neyi?" dedi.

"Cin meselesini?" dedim.

Gözlerini kaçırdı ve birkaç yalancı öksürüğün ardından "Baksana?" dedi. "Aslında dışarıya çıkmak o kadar da kötü değilmiş. Ama bu milkshake de kuru kuru gitmiyor, yanına bir pasta falan mı alsak, ha?"

"Alsam..." diye düzelttim. Pişkince sırıttı ve yeni bir sipariş daha eklendi. Kıyamıyordum, ne yapayım.

"E anlat artık?" diye üsteledim ve Kyungsoo bağırmaya başladı.

"Yahu neden üstüme geliyorsun? Olmuşum, bitmiş işte. Araka planı çok mu önemli? Eğer istemiyorsan cinin olmamı, tamam, giderim yani..."

"Ne alakası var? Konuyu saptırmak için elinden geleni yapıyorsun, ha? Merak ettim işte, anlatıver!"

"Bir gün bir Kyungsoo varmış ve bir gün de bir Jongin varmış ve sonra Kyungsoo, Jongin'in cini olmuş."

"Evet?"

"Bitti." dedi. Yanağımda duran elim tırnaklarını etime sürte sürte aşağı kaydı.

"Of Kyungsoo..."

"Of Jongin, çok meraklısın."

"Meraklı mıyım? Bunu sana kaç kere sormuşumdur, kim bilir? 2? 3?"

"Çok sormuşsun."

Başım yine iki yana salındı. Önüne gelen siparişlere gömülen Kyungsoo'yu seyretmeye başladım. Yemek yiyişini izlemek o kadar zevkliydi ki... Aşırı sevimli görüntüsünün ardındaki şeytanı unutuyordum bir an için. Yüzümde aptal bir gülümseme oluşuyor ve ruhum sandalyeden kayıp düşerek yere bulanıyor ve bunu tekrar tekrar gerçekleştiriyordu. Ne var ki, şu 'cinim olma meselesi' de aklımdan bir türlü çıkmadığı için ve bu sefer, bunu gerçekten öğrenmek istediğimden kendimi toparlayabiliyordum.

"Neden anlatmak istemiyorsun, o zaman onu söyle?" diye sorduğumda Kyungsoo gözlerini aşırı şekilde yuvarladı ve ağzındaki çatalı sonuna kadar yaladıktan sonra tabağına bıraktı.

"Aynı şey."

"Nasıl aynı şey?"

"Anlatmak istemezsin çünkü nedeni olayın kendisidir."

Little Genie || KaiSooTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang